Tom Riddle, bu akşam yine Büyük Salon'a gitmemişti. Açtı ancak yemek yemek istemiyordu, Sırlar Odası'nda oturup düşünme kararı almıştı ve şuan Sırlar Odası'nda koltuğuna oturmuş, yine Basiliks'inin başını okşuyordu.
Dün İhtiyaç Odası'nda Abraxas'ın dediği son sözler kafasına takılmıştı. Ancak biraz daha düşündükten Abraxas'ın saçmaladığına karar vermiş ve bunu daha fazla kafasına takmama kararı almıştı. Şimdi tek düşünmesi gereken, Basiliks'i nasıl kontrol altına alabileceğiydi.. Şuan otururken bile zar zor zaptediyordu koca yılanı. Evet, Slytherin'in varisi olduğu doğruydu ancak o bir Basiliks'ti ve bir zamandan sonra Tom'u dinlemeyecekti. Evet, artık bir şeyler yapması gerektiğinin farkındaydı.. O bunları düşünürken Basiliks'in sesi onu gerçek hayata döndürdü.
"Ne zaman bulanıkları öldüreceğim..."
"Sana bunu daha kaç kere söylemem gerekiyor? Çok yakında hepsini öldüreceğiz,sabredeceksin."
Aynı sözleri bin defa duyan yılan daha fazla dayanamadı, sabret sabret nereye kadardı? Aniden Tom'un başını okşayan elini sertçe ittirdi ve ondan uzaklaştı.
"Ben açım.. Daha fazla dayanamayacağım.. Bana bulanıkları öldürmem emredildi ve ben bunu yapacağım.."
Tom'un kaşları çatılmıştı. Evet, Basiliks'in bir gün böyle diyeceğini biliyordu ancak bu kadar kısa zamanda diyeceğini düşünmemişti. Tom, sinirden dişlerini sıktı ve aniden ayağa kalktı. Tom onun efendisiydi ve nasıl kendisiyle böyle konuşabilirdi!
"Şimdilik böyle bir şey yapmayacaksın! Ben senin efendinim ve benim sözümden çıkamazsın!"
Basiliks düşünebilen, zeki bir yaratıktı. Efendisini daha fazla kızdırmaya niyeti yoktu ancak biraz daha beklemeye de tahammülü yoktu. Efendisi izin vermiyorsa kendisi halledecekti. Sonuçları ne olursa olsun..
"Özür dilerim efendim.. Saygısızlık ettim,bağışlayın."
Tom, Basiliks'in hatasını kabul etmesine sevinmişti çünkü biliyordu ki eğer sözünü dinlemezse onu durduramazdı. Gülümsemeye çalıştı ancak ne kadar denerse denesin beceremedi, tabiatında yoktu. Gülümsemekten vaz geçti ve büyük bir ciddiyetle başını sallayarak Basiliks'i affettiğini belli etti. Sonra Sırlar Odası'ndan çıkmak için çıkışa doğru yürümeye başladı.
≒ ≓ ≒ ≓ ≒ ≓
Sırlar Odası'ndan çıkmış, koridorda yürüyordu. Etrafta kimse yoktu, demek ki yasak saat gelmiş ve belki de geçmişti. Takmadı, yasaklar kimin umurundaydı ki..
"Ah,Tom.."
Evet, belki yasaklar kendisinin umurunda değildi ancak kimin umurunda olduğunu da biliyordu. Dumbledore.. Yavaşça bilge büyücüye döndü, kendisine gülümsüyordu. Kaşlarını çattı, yasak saatte koridordaydı ve kendisine kızmak yerine gülümsüyor muydu? Hep tuhaf birisiydi zaten.. diye aklından geçirmeyi ihmal etmedi Tom. Ancak unutmuştu ki, karşısında ki büyücü zihin okuyabiliyordu..
"Bu saatte koridorda ne işin olduğunu öğrenebilir miyim Tom?" dedi Dumbledore gayet sıcak bir sesle. Tom'un hep bir şeyler peşinde olduğunu biliyordu ancak yine de bir umut belki diyordu sevgi onu değiştirebilir..
"Üzgünüm Profesör, kütüphane de kitap okurken saatin kaç olduğunu fark etmemişim.." diye cevap verdi Tom, soğuk olduğu belli olan bir sesle.
"Kütüphane de olduğuna emin misin Tom?" Kütüphane de olmadığını biliyordu Dumbledore, çünkü yarım saat önce bakmıştı kütüphaneye.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tomione || BAŞKA BOYUTTA HOGWARTS
FanficBir kaza sonucu başka bir boyuta geçiş yapan Emma Watson, oyunculuğunu yaptığı Harry Potter filminin geçtiği Hogwarts'ta olduğunu fark eder. Kendi boyutunda ki kitapla tek farkı, Tom Riddle zamanında oluyor olmasıdır. !!okumayin bence cok sacma deva...