O bir Kurt.
Ateşli, Cesur ve Pençeli.
O bir Dişi.
Tutkulu, Küstah ve Gururlu.
O bir Yırtıcı.
Güçlü, Âşık ve Öfkeli.
*
Her zaman normal olduğunu sanan Lexi, hayallerine kavuşmak için Kanada'ya geldiğinde hayatının hiç de bildiği gibi olmadığını öğren...
*Eğer bölümler arasında kopukluk fark ederseniz bilin ki, sistemsel hata vardır. Hikayeyi kütüphaneden çıkartıp yeniden eklemeyi ve sayfayı güncellemeyi unutmayın. Sorun devam ederse lütfen bildirin.
BİLGİLENDİRME: Bu bölüm, Castiel ve Patch'in ağzından da yazılmaktadır.
Yazım yanlışı var ise kusura bakmayınız. Oylamayı ve yorumlar bırakmayı unutmayınız. Keyifli okumalar.*
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kasıklarıma giren rahatsız bir his ile gözlerimi aralamaya çalıştırdım. Ağrı ile acı arasında karmaşık duyguların esiri olan kadınlık bölgem güne isyanlar ederek başlamıştı ancak bu isyan son birkaç gündür olan isyandan farklıydı. Kirpiklerimi kırpıştırarak suratımı buruşturdum. Tek gözümü açıp tavana baktım ve ağır ağır hareketlendirerek görüş açımdaki odada dolandırdım.
Belimdeki sıcak ve bir o kadarda kaslı kol beni sıkıca kavrayarak kendisine çekti. Sırtım onun göğsüne yaslanıp sıcaklığından etkilendi. Zihnimin her köşesinde dünden beri yaşadığımız o şehvet dolu dakikalar canlanıverdi.
Dün öğleden sonra okul çıkışı Castiel'in kumsaldaki evine gelmiştim ve sonra vuran yeni Kor dalgası ile bende ipler tamamen kopmuştu. Onun dudaklarına yapışmış, kendimi kolları arasına teslim etmiştim. Sevişmiştik.
Prezervatif kutusu bitene kadar...
İlk birlikteliğimizde erkeklik sıvısını içime bırakmasına izin versem bile sonrasında cesaret edememiştim. Dokuz ay sonra bacak aramdan bir bebeğin kafa uzatarak 'Merhaba' demesinin düşüncesi bile tüylerimi ürpertmişti. O yüzden de sonraki bütün sevişmelerimizde prezervatif en güvenilir tercihimiz olmuştu.
Şafak sökene kadar asla durmamıştık. Ter içinde kalmış fakat umursamamıştık. Nefeslerimiz tıpkı bedenlerimiz gibi birbiriyle harmanlanmıştı. Zevk verici, baştan çıkarıcı ve baş döndürücüydü. Zevkten uyuşturucu kullanmadan uyuşturucu kullanmışçasına kıyak kafalara ulaşmıştım.
Damgamın üzerine bıraktığı sıcak nefesi beni düşüncelerim arasından sıyıran şey oldu. Kolları arasında titrerken sırtımı göğsüne bastırıp daha fazla sokuldum. Castiel ile sevişmek değişikti ve gerçeği itiraf etmem gerekirse rüyada gördüklerim bile yanında halt yemişti.
Dudaklarını damganın üstünde dolandırıp yavaşça öptü. "Günaydın Delicae."
Kasıklarımdaki ağrıya rağmen tebessüm ettim. "Günaydın."
Yeni çıkmaya başlayan kirli sakallarını yanağıma sürtüp, "Kahvaltı yapalım mı?" diye sordu. Tınısındaki memnuniyet kavradığım anda tebessümüm gülümsemeye dönüştü. Dudaklarımı aralayıp cevap vermek üzereydim ki, karnımdan yükselen guruldama sesleri vazgeçtim. Güldü. "Ben cevabımı aldım."
