Bölüm 15*

7.5K 454 154
                                    


*Eğer bölümler arasında kopukluk fark ederseniz bilin ki, sistemsel hata vardır. Hikayeyi kütüphaneden çıkartıp yeniden eklemeyi ve sayfayı güncellemeyi unutmayın. Sorun devam ederse lütfen bildirin.

Yazım yanlışı var ise kusura bakmayınız. Oylamayı ve yorumlar bırakmayı unutmayınız. Keyifli okumalar.*


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Gözlerim defalarca kez Patch ile duvardaki fotoğraflar arasında gidip gelirken kanın duvarlarıma yaptığı basıncı hissettim. Zihnimden geçen tonlarca ihtimal beni dehşete düşürdü, kanımı dondurdu. Bütün bedenimi al aşağı etmekle kalmayıp, beni dibi görülmeyen bir kuyunun içerisine attı. Cayır cayır yanıp tutuştum.

Patch ileri doğru bir adım atıp koluma uzandığında dudaklarımdan çığlıklar firar etti. "Dokunma bana!"

Öylece kaldı yerinde. Ben ise düştüğüm sikik durumun içerisinden nasıl kurtulacağımı bilemedim. Yaşadıklarım filmlerde izlediğim sahneler gibiydi. Korkutucu, insanı dehşete düşürücü ve tarif edilemez bir şey. Televizyon karşısında oturup anlamaya çalışmak ile yaşamak arasındaki o kalın çizginin ne olduğunu merak etmemiştim ve lanet olsun ki, merak etmediğim sorunun cevabını öğrendim.

"Sen..." Gözyaşlarım yanaklarımdan aşağıya süzüldüğünde hıçkırıklarımı durduramadım. "Sen bir psikopatsın!"

Eğilip yerden çırılçıplak fotoğraflarımı aldım ve suratına doğru fırlattım. "Sen takıntılı bir psikopatsın, katilsin, sapıksın!"

Öylece bana bakakaldı. Dudakları birkaç defa hareketlendi, konuşmak istedi ancak müsaade etmedim. Geri dönüp buradan çıkmak ve kendimi Castiel'in güvenli limanlarına bırakmak istedim veyahut bir başkasının hiç bilmiyorum ancak istediğim tek şey başıma daha fazla bela açmadan ya da Patch'in o vahşet sever tarafı ortaya çıkmadan buradan bir an önce siktir olup gitmek.

Arkamı dönüp odadan çıkmak için hareketlenmiştim ki, bileğimi tutmasıyla imkânım olmadı. "Lexi, dur gitme."

Bana dokunması midemi bulandırdı, boğazımdan öğürtülerin yükselmemesi için kendimi çok zor tuttum. Kolumu oynatarak onun parmakları arasından kurtarmaya çalışsam bile buna gücüm yetmedi.

"Bırak kolumu."

"Lexi-"

Kükredim. "Bırak kolumu seni pislik herif!"

"Hayır gidemezsin, buna izin veremem. Buradan çıktığın anda gidecek ve diğerlerine durumu anlatacaksın," bileğimi tutan parmakları sıkılaştı. "Üzgünüm Lexi, gitmene izin veremem."

Öylece kalakaldım. Aklıma gelen en kötü senaryonun günün birinde başıma gelmesi en çok korktuğum şeydi ve ben şu anda o kötü senaryodaki ana karakter haline geldim. Hayır, Tanrım hayır...

PENÇEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin