O bir Kurt.
Ateşli, Cesur ve Pençeli.
O bir Dişi.
Tutkulu, Küstah ve Gururlu.
O bir Yırtıcı.
Güçlü, Âşık ve Öfkeli.
*
Her zaman normal olduğunu sanan Lexi, hayallerine kavuşmak için Kanada'ya geldiğinde hayatının hiç de bildiği gibi olmadığını öğren...
*Eğer bölümler arasında kopukluk fark ederseniz bilin ki, sistemsel hata vardır. Hikayeyi kütüphaneden çıkartıp yeniden eklemeyi ve sayfayı güncellemeyi unutmayın. Sorun devam ederse lütfen bildirin.
Yazım yanlışı var ise lütfen kusura bakmayınız, elimden geldiğinde kontrol ediyorum fakat gözden kaçabiliyor.
UYARI; Bu bölüm +18, açık ve detaylı anlatımlı cinsel sahne içermektedir. Rahatsız olacaklar üç ünlem (!!!) ile aşağıya kaysınlar. Bir sonraki üç ünlem ile tekrar okumaya başlayabilirler.
Oylamayı ve yorumlar bırakmayı unutmayınız. Keyifli okumalar.*
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Korku bütün bedenimi ele geçirdi. Yağmurdan nasibini almış ve çıkan fırtınada tir tir titreyen yavru köpek misali ilerledim. Gözlerim hala iriyken o yaratığın sesi zihnimde dönüp durdu. Tıslıyordu. Yılan gibi tıslayarak konuşmuş ve bütün zihnimi kendi sesiyle doldurmuştu.
Patch'in elleri beni desteklercesine belimde yer alıyorken tepki dahi gösteremedim. Sadece onun yardımıyla geri dönmek adına malikaneye yöneldim. Gözleri bir an olsun üstümden ayrılmazken diğerlerine sordu.
"Büyüklere haber verildi mi?"
Glenn'in belli belirsiz cevabını işittim. "Evet, bizi bekliyorlar."
Yürümeme rağmen önüme bakmadığım için ayağım taşa takıldı. Bedenim öne doğru eğilmişti ki, Patch beni hızla geriye çekip kendisine bastırdı. "Tuttum seni."
Tepki dahi gösteremedim. Oysa daha dün ona, resmiyetimizi koruyalım sınırlarımızı bilelim demiştim ancak şimdi elleri bedenimi kavrıyor ve sırtını göğsüme bastırıyor. Kızmam, tepki göstermem gerek fakat yaşadığım o dehşet dolu dakikalardan sonra hiçbir şey yapamıyorum.
Dilim tutuldu. Kelimeler bir araya gelerek cümleler oluşturmadı ya da oluştursa bile o cümleler bir volüm kazanarak ses tellerimden yukarıya çıkış yapamadı. Ne kafamı sallayabildim ne de itiraz edebildim.
Birkaç metre önden öfkeyle yürüyen Castiel'in bıraktığı sinirli nefesi işittim ancak onu bile umursayamadım. Bana demin söylediği iğrenç ithamlar şöyle bir yana dursun, dile getirdiği tehdidini unutamam fakat şu an önceliğim kendimi toparlayabilmek ve içine düştüğüm kahrolası şaşkınlığın içerisinden kaybolabilmek.
Malikane görüş açımıza girdiğinde Patch'in adımları yavaşladı. Bütün sürü üyeleri bir arada siyah demir parmaklıklardan geçerek araziye giriş yaptı fakat Patch iyice yavaşlayarak beni de kendisiyle beraber durdurmaya zorladı.
