Kızıl Güneş

Yetenekler

Yeni yıla girdikten yarım saat sonra Ceren hanım ve Kürşat bey gitti. Geri kalanlar ise sabaha kadar eğlendi. Herkes birbirine karşı olan hislerini bir geceliğine unuttu. Sabaha karşı odalara çekilip güzel bir uyku çektiler. Asmin gözünü açtığında ayaklarında kafa hissetti. Kafası da başka birinin dizlerindeydi. Aklına dün gece geldi. 'Ah! Doğru ya.' Dün gece Asmin ve Mira soyunup uyuyacakken içeriye Defne ve Hacer girmişti. Sohbet ederken birbirlerinin dizlerine sırt üstü yatmışlardı. Asmin boynundaki ağrıyla inlerken diğerlerini uyandırdı. 

Hepsi de ağrılarla uyanmıştı. Defne ve Hacer odalarına geçtiklerinde Mira dudağını kemirip parmaklarıyla oynuyordu. "Asmin!" dedi. "Dün gece anlatacaktım ama sonra biliyorsun..." dedi. Yatağın üstündeki oturma pozisyonunu değiştirdi. "Dün gece.. şey oldu. Tolga beni öptü." 

Asmin, Berk'in de onu öptüğünü söyleyip söylememekte karasız kaldı. "Ve sen?"

"Karşılık verdim." yüzünü yere eğip elleriyle kapattı. 

"Mira!" kıvranma sırası Asmin'e geçmişti. "Dün gece... ıııı... Berk beni öptü."

"Ne!" diye bağırdı. 

"Ya susana!" Nefes aldı ve ekledi. "Işıklar kapandığında ben şaşırıp kaldım. Öylece dikildim ben."

Asmin'e sarıldı Mira ve ekledi. "Biliyorum biz sekiz kişiyiz ama benim en yakın arkadaşım sensin." 

"Sanırım benimki Tolga. Amaa sende en yakın kız arkadaşımsın." birbirlerine sıkıca sarıldılar. Aşağı inerlerken de kıkırdayıp duruyorlardı. Yılbaşı ağacının altındaki kutuları gördüklerinde şaşırdılar. Baktıklarında ise hepsinin isminde hediyeler vardı. Ağaca not asılmıştı. 'Ceren ve Kürşat'tan. Hepinizin yeni yılı kutlu olsun!' Asmin kendi ismindeki kutuyu açtığında tablet gördü. Altında da not kağıdı vardı. 'Senin gibi çalışkan birine bu iyi gelirdi. Sadece derslerin için kullanmalısın.' Asmin mutlulukla başını kaldırdı. 

O gün akşam çabuk olsa da kimsenin uykusu yoktu ve topluca film gecesi yaptılar. Asmin Mira ile üçlüde oturup ayaklarını uzatarak izlediler. Berk ve Tolga ise onların her zamandan daha yakın olduklarını ama kendilerine mesafe koyduklarını fark ettiler. İkisi de hata yaptıklarını düşünse de Asmin ve Mira, ailelerinin izlediklerini düşünüp mesafe koymuşlardı. 

Ertesi gün saat 15:00'da Ceren hanım ve Kürşat bey geldi. Sonuçlar açıklanacaktı. Kürşat bey "Lütfen oturun. İsmini çağırdığım gelip not kağıtlarını alsın. Kızlar ve erkekler ayrı ayrı değerlendirildiniz. Bugün giderken yanımızda dört kişi götüreceğiz." gülümsemesi ne olursa olsun silinmiyordu. Asmin, onun hasta olduğu hissine kapıldı. 

Ceren hanım "Şimdi önden hanımlar." dedi ve isimleri okumaya başladı. Televizyondaki açıklanma sırasıyla çağırıldılar. Asmin kendi kağıdını alırken Ceren'in kulak hizasındaki boşluk dikkatini çekti. Ceren hanımın saçlarının peruk olduğunu düşünüyordu Asmin. 

Asmin elindeki sıralamaya baktı. 'Edebiyat:85, dil bilgisi:88, kimya:82, biyoloji:84, tarih:85, coğrafya:95, matematik:85, fizik:80. Sıralama:5' Asmin sevinç çığlığı atmamak için zor tutuyordu kendini. 

"Şimdi sıraya geçin. Hanımlar buradan bir iki diye sıralanın."

"Beyler sizde buradan bir iki olarak sıralanın."

Asmin yerine geçerken erkeklerin sıralamasına baktı. Berk, Gürkan, Tolga, Erdem, Vural, Okan, Ferhat, Sinan, Korkmaz ve Akın. Sonra kendi sıralamalarına baktı. Kübra, Mira, Buse, Hacer, Asmin, Irmak, Özlem, Defne, Serap ve Umut. Son iki kişiler elenecek kişilerdi. Asmin Defne ve Sinan'ın ucu ucuna yırttığına sevindi.