Kızıl Güneş

Masal Evi

Minibüsten indikten sonra evin bahçesine girdiler. Yirmi genç bahçedeyken demir kapı kapandı ve kilitlendi. Kapının olduğu duvar epeyce yüksekti. Geldikleri ev ise üç katlı büyük bir evdi. Demir kapı ön bahçe sınırlarını çiziyordu. Sağda ve solda büyük çardaklar, çimenlikler ve bolca ağaç vardı. 

Ön kapıdan girdiler. Kapının hemen biraz ilerisinde ip sallanmıştı. İp ise büyük bir çana bağlıydı. Sağda ve solda birer merdiven ve birer portmanto vardı. Sağındaki merdiven ve portmanto beyaz iken soldakiler siyahtı. Beyaz merdiven bitişinde bir kapı bulunuyordu. Tam ön kapı karşısında bir kapı daha vardı. Siyah merdivenin yanında asansör ve başka bir kapı gözükse de, ufak bir koridor daha olduğu belliydi.  Tolga önce onu beyaz merdivenin yanındaki kapıya götürecekken Asmin durdu. 

"Tolga ayakkabılar! Evin temizliğini biz yapacaksak ayakkabılarla dolaşamayız!" Asmin diğerlerinin pata küte girdiğini gördü. 

"Haklısın." ve durup ayakkabısını çıkarırken diğerlerinin ayakkabı izlerini gördü. "Gençler! İlk günden evi kim temizleyecek? Ayakkabılarınızı çıkarın!" onun bu davranışına göz devirenlerde olsa gelip çıkardılar. 

Tolga onun kolundan tutup beyaz merdivenin yanındaki ilk gri kapıyı açtı. Lambayı yaktığında kiler olduğunu anladılar. "Şuna baksana. Bir sürüler!" Düzenli halde koymuşlardı. Sağ sal duvarlar boydan raflıydı. Ortada ise kütüphanelerdeki gibi sıra sıra raflar dizilmişti. 

Tolga odadan hemen çıkıp ön kapının karşısındaki gri kapıdan geçti. Kocaman bir salondu. Sağ taraf köşeli mutfakken; ortada yuvarlak, kocaman bir masa ve solda oturma grupları vardı. Sağdaki mutfak oldukça geniş ve her şey varmış gibiydi. Kocaman buzdolabı, fırın, küçük mutfak aletleri vardı. Yuvarlak masa ise tahtadan yapılmıştı. Sandalyelerin oturma kısmına renkli minderler bağlanmıştı. Oturma grupları ise; dört tane, üç kişilikli koltuk ve dört tane, tek kişilik koltuklardan oluşuyordu. Kocaman bir televizyon, televizyon ünitesi, hoparlör setleri ve orta sehpalar vardı. Pencereler boydandı ve arka bahçeyi gösteriyordu. Mutfağın olduğu tarafta kare yemek masası, barbekü ve salıncaklar varken diğer tarafta havuz, şezlonglar, hamaklar vardı. Duvarlar yüksek olduğundan bahçenin ilerisi gözükmüyordu ama ağaçlık alanda armut koltuklar var gibiydi. 

Tolga "Bahçedeki her olayı buradan görebilirsin!" dedi. "Hadi daha çok yer var." dedi ve onu tutup diğer gri kapıya yönlendirdi. 

Asmin'in tahmini doğru çıkmıştı. Ufak bir koridor vardı. Gri kapının yanında paravanla ayrılmış iki kapı vardı. Siyah ve beyazdı. Üstelerinde kadın ve erkek resmi vardı. Ayrıca koridor sonunda cam kapı vardı. Bahçeye çıkılabiliyor olmalıydı. Asansörün yanındaki gri kapıdan girdiklerinde ise ufak kapalı havuz gördüler. Tuvaletler havuz kısmına da bağlıydı. Sol tarafta ise duş yerleri vardı. Bir kaç tane de şezlong koyulmuştu. "Oha!" dedi Asmin. "Çok değil mi bu?" 

"Bilmiyorum." gülüştüler. Oradan çıktıklarında Asmin'in gözüne pano çarptı. "O ne?" Asmin panodaki yazıları okumak için durmuştu.

"Kurallar." Asmin, Tolga'ya bakarken bir erkeğin beyaz merdivenlerden çıktığını fark etti. "Dur! Hey sen! Orası kızların odalarına çıkıyor!" Erkek durdu ve bakındı.  Sarışın olan (ama saçlarının koyu bal sarısı olduğunu düşündü Asmin), mavi gözlü, Harry Potter gözlüklü bir erkekti. 

"Ne?" dedi. 

"Duydun işte buradan yazıyor." eliyle panoyu gösterdi. Oğlan yanına geldi. 

"Ben Gürkan Han bu arada." dedi ve elini uzattı. Tolga ve Asmin kendini tanıttı. 

"Bak burada. Beyazlar kızların, siyahlar erkeklerin ve diğerleri ortak alanlardır. Beyaz merdivenler kızların yatakhanesine, siyah merdivenler erkekler yatakhanesine çıkıyor. Asansör ise bodrum ve ikinci kata çıkıyor. yatakhanelere çıkan asansörler yoktur." diye yazmışlar. "Şuradaki büyük çan ev halkını toplamak için varmış."