Sessiz Sinema

4 0 0
                                    

Ertesi sabah olduğunda gece yarısına kadar sohbet ettikleri için çok zor uyandılar. Sabah onda kalkıp aşağı indiler. Bir kaç kişi uyanmıştı ve bunlar arasında Berk ve Tolga'da vardı. "Ooo hanımlar uyanmasaydınız!" dedi Tolga. "Bir ara kahvaltıyı biz ayarlayalım, yapalım dedik ama Berk bilmiyor ben bilmiyorum. Bu Sinan zaten zengin, Okan bizden daha cahil. Masa için yorum yapan adamlar konu yemek olduğunda bomboşlar." 

Asmin güldü ve ekledi. "Şöyle güzel bir kahvaltı çok güzel olmaz mı? Menemen, pankek falan..." 

"Döktürecek misin?" dedi Sinan.

"Kolay şeyler bunlar ama sizlerde öğrenmelisiniz. Sizin sıranız değil mutfakta bize yardım-"

"Saçmalama Asmin. Sen bize yardım etmez miydin?" dedi Hacer. Beraber mutfağa geçtiler ve Asmin yapılması gerekenleri anlatıyor ve kontrol ediyordu. Her şeyi Cemile yengesinden öğrendiği gibi uyguluyordu. Kahvaltı hazırlanırken teker teker inmeye devam ettiler. Yuvarlak masada oturduklarında herkes dolaplardaki tişörtleri giymiş gibileri. Hepsi rengarenk olmuştu ama güzel duruyorlardı. 

Kahvaltıda ise herkes kendini tanıttı. Kısa bakır saçlı, ela gözlü, gözlerinin altındaki çillerle beyaz tenli erkek: Vural Uraz. Kumral, omuzlarındaki koyu sarı, kıvırcık saçlı, açık kahve gözlü ve gözlüklü kız: Umut Kız. Kumral, ela gözlü ve kahve saçları omuzlarına kadar olan kız: Irmak Ölmez. Saçını bağlamış, uzun kıvırcık kahve saçlı, esmer erkek: Ferhat Güvenilmez. Sarışın, koyu sarı, küt ve düz saçlı, kahve gözlü kız: Buse Yılmaz. Beyaz tenine rağmen çok koyu saç rengine sahip gözleri simsiyah ve sakalları çıkmaya başlamış olan erkek ise: Erdem Mert. Hepsi birbirini tanıtırken Asmin hepsini dikkatle süzdü. 

Kahvaltıdan sonra herkes dağılırken, sekizli tekrar bir araya geldi. Beraber havuzda yüzme planı yaparken Asmin yorgun olduğunu söyledi. Diğerleri odalara yayılırken Berk durup Asmin'e baktı. "Yüzme bilmiyorsun değil mi?" 

"Ondan dolayı-" 

"Ondan dolayı olduğu belli. Sana öğretebilirim. Giyin ve gel!" 

Berk çekip giderken Asmin bakakaldı. Odaya çıktığında Mira onun şaşkın haline baktı. 

"Sorun ne Asmin?" dedi.

Asmin şaşkınca "Berk yüzme öğreteceğini söyleyip cevap vermemi beklemeden çıktı. Ne yapmalıyım?" 

Mira, Asmin'e biraz moral vererek aşağı inmeye ikna ettiler. Çekmecelerde mayo olup olmadığına bakarken mayo ve şortlu takımlardan olduklarını gördüler. Mira ise bikini giymek istediğini söyleyip surat astı. Asmin şortlu takımlardan giymesine rağmen kendini çıplak gibi hissetti. Mayolardan sonra üstlerine havlu alıp, üstlerine pareo giyip aşağı indiler. 'Allah aşkına kimse rahatsız olmuyor mu?!' diye geçirdi içinden. 

Erkeklerin üstü çıplaktı ama Berk atlet tarzı bir şey daha giymişti. Bahçeye çıktılar ve şezlonglara eşyalarını bıraktılar. Bazıları atlarken Asmin yavaşça oturacaktı ki biri kolundan çekti. Berk onu biraz geriye çekti. "Üstündeki o şeyi çıkarman gerekmiyor mu?"

"Evet de açık ama bu. Kısacık hem sende atletini çıkarmıyorsun."

Berk hafifçe sırıttı. Elini tuttu geriye çekti ve "Üç deyince nefesini tut."

"Ne? Neden?" Berk aniden koşup zıplarken Asmin'de bir anda zıplarken buldu kendini. Üç dediğinde Asmin burnunu tutup nefesini içeride hapsetti. Asmin tam boğulacağını düşünürken dizleri yere çarptı ve ayaklarını yere basarken eli yukarı çekilirken kendi ayakları üzerinde durdu. Gözünü açtığında Berk ona bakıyordu. "İyi de boyumu aşmıyor ki bu!" gülüşmeler oluştu. 

Asmin üstündeki pareoyu çıkartmamıştı, Berk'te atleti. Beraberce havuzun içinde deve  güreşi yapacaklardı. Önce kızlar kızları omuzlarına almaya çalıştılar ama kızlar bu konuda beceriksizlerdi. En sonunda kızlar erkeklerin omuzuna çıkacaktı. Asmin, Tolga'nın omzuna çıkacakken Berk kendi omzuna çıkarttı. Onlar bununla vakit geçirirken diğerleri de katıldı. 

Asmin elleri buruşmaya başlayınca çıkmak için hareketlendi. "Gidip yemek yapmalıyız. Siz biraz daha durabilirsiniz." dedi. Pareosunu tenine iyice yapışmıştı. Şezlongdan havlusunu alırken pareosu suyu damlatıyordu. Eğer eve böyle girerse ekstra iş çıkacaktı. Ama herkes girip çıkıyordu. Önce pareosunu çıkaracaktı ama ne yapması gerektiğinden emin değildi. 

"Havlunu tutayım sende çıkar." dedi Berk. Böylelikle Asmin çıkartıp havluyla üstünü kuruttu. Saçını havluya sardı ve ıslanmamış terliklerini giydi. 

"Teşekkür ederim Berk." 

Asmin odasına çıkıp önce kendini duşa attı. Duştan sonra yeni kıyafetler giyip aşağı indi. Mutfakta kendi yirmi kişilik için yemekler yapmaya başladı. Ertesi gün için aperatif bir şeylerle uğraştı. Hava karardıkça içeriye girdiler ve en sonunda herkes toplandı. Masa hazırlandı ve herkes oturduğunda Asmin aklına gelen fikirleri sundu. "Düşündüm de eğer sizde tamam derseniz uykularımızı düzene sokalım. En azından sabah dokuzda uyanılır, onda kahvaltı yapılır. Akşamda saat yedi de akşam yemeği yenir. Bu süre zarfında da temizlikler de belli saatlerde yapılmış olur." 

"İyi de iki öğün arasında çok zaman var."

"Biliyorum o yüzden de aperatifler yapılabilir." 

İlk önce olumsuz bakılsa da en sonunda herkes onayladı. 

Akşam yemeğinden sonra sekizli bir araya gelip sessiz sinema oynadılar. Kızların birbirini anlaması erkeklerin birbirini anlamasından daha kolaydı. Asmin uzun zamandır yapmadığı çoğu şeyi yaptı. En başta kendi için bir şeyler yaptı. Kızlar ve erkekler karışık grup oluşturdular. Daha zorlaştırmak için uğraştılar. Hacer, Asmin, Sinan ve Berk bir grup olurken; Mira, Tolga, Defne ve Okan bir grup oldu. Asmin'e sıra geldiğinde Defne ona 'Seni Seviyorum Adamım' filmini anlatmasını istedi. Asmin kendi grubuna döndü. Önce üç kelime olduğunu eliyle gösterdi sonra yerli film olduğunu. Berk ona bakarken bunu anlatmak onu çok heyecanlandırdı. O da Hacer'e onu işaret etti. Bir süre anlatmaya çalıştı ama ne Okan ne Hacer anladı. Berk'e baktı son kez ve onu işaret edip kalp yaptığında güldü. 

"Seni Seviyorum Adamım." dedi. 

"Ah! Sonunda." derken Hacer. Asmin öylece Berk'e bakıyordu. 'Az daha hızlı atarsan herkes duyacak seni! Kalpsin sen bu kadar hızlı atamazsın. Bu sadece oyun. Bu sadece yarışma.'  

Kızıl GüneşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin