Kızıl Güneş

Doğruluk mu? Cesaretlik mi?

Asmin hayatındaki dostların tek tek gittiğini görmüştü. Bu yüzden finale kalmasını umursamamıştı bile. Berk ile günlerce birbirlerini avuttular. Gürkan ve Kübra ise ortamı oldukça geriyorlardı. Kübra eve ilk geldiği günden itibaren Gürkan'dan hoşlanıyordu, Gürkan ise aylardır Asmin ile vakit geçirmek isteyip duruyordu. Asmin ise kendini Berk ile birlikteyken iyi hissediyordu. Son elemenin üzerinden henüz iki gün geçmişti. Dört kişi toplandı, Kübra kilerden bulduğu biralarla içeri girdi. 

"Doğruluk mu cesaretlik mi oynayalım. Yapamayan içsin." dedi.

Asmin daha önce içmemişti ve sıcak bakmıyordu. Berk ise kabul etti. Dört kişi daire oluşturdu ve başladı. İlk tur Gürkan, Berk'e soracaktı. "Cesaretlik!" demişti Berk. 

"Dışarıda havuza atla ve on dakika bekle." dedi Gürkan. 

"Saçmalama havalar soğuk üşütürsün." dedi Asmin. 

Berk alayca gülümseyip "O zaman orada ol ve bana sarıl." deyip koşarak gidip atladı. "Asmin koşar adımlarla havlusunu kaptı. İki battaniye alıp koşarak indi. Gürkan sayıyordu. Vakti dolduğunda Berk tir tir titriyordu. Asmin hemen havlusunu sardı sonra battaniyeleri geçirdi. 

"Kafayı yemişsin!" diye söylenmeyi de bırakmıyordu. İkinci turda Asmin, Gürkan'a sordu. Gürkan cesaretlik dedi ve Asmin ona "En büyük sırrını açıklamaya cesaret et!" dedi.

Bu şaşırtmaca dese de herkes mantıklı olduğunu düşündü. Biranın bir kutusunu kafaya dikti. Üçüncü turda Asmin, Berk'e sordu. Berk cesaret dediğinde Asmin gülümsedi. "Çatıda bir tur at." Berk tamam dedikten sonra "Siz aşağıda bekleyin. her ihtimale karşı elinizde yumuşak bir şey, ya da örtü olsun. Bende yukarıda olacağım." Beraber çatıya çıktılar. Asmin, Berk'i sıkıca iple bağladı ve ipi evin içinden kolona sıkıca bağladı. Berk bunun delilik olduğunu söyledi. İp dağcı iplerinden olduğu için oldukça kalındı. 

Berk çatının en ucuna giderken Asmin yanındaydı. Ellerini tuttu. Aşağı bakmadan önüne geçti. "Beni sıkıca tut." dedi. İkisi ağır adımlarla dönerken Gürkan ve Kübra aşağıdan onları takip ediyordu. "Berk! Konuştuğumu belli etme." Asmin dikkatle basıyordu. "Burası evde kamera bulunmayan, seslerin algılanmadığı tek yer. Bu yüzden basit sebeplerle seni buraya çıkaramazdım. Şişt sadece dinle. Seni televizyonda gördüğüm andan itibaren sana karşı bir şeyler hissettim. Git gide azalır dediğim şeyler git gide arttı. Seni reddetmemin sebebini biliyorsun. Kardeşlerim ve babam." tane tane konuşurken tur tamamlandı. "İçeri giriyoruz!" diye bağırdı Asmin. Kapağa doğru ilerlerken bacalardan birinde durdu. Sırtını dayadı ve Berk'i yakasından tutup kendine eğdi. "Senin benim ilk aşkım olduğunu bilmeni istiyorum." ve dudaklarına öpücük kondurdu. 

Berk'in bir şey demesine fırsat vermeden içeri girdi. Aşağı indiklerinde Kübra Gürkan'a sordu. "Burada birinden hoşlanıyor musun?"

"Evet, Asmin'den. Ama ilk günden beri Berk onu benden uzak tutuyor." 

Şişe döndü ve Berk Kübra'ya sordu. "Gürkan'ı seviyor musun?"

"Evet, ama ilk günden beri Asmin deyip duruyor."

Şişe döndü Gürkan Berk'e sordu. "Asmin'i seviyor musun yoksa bu bir oyun mu?" kimse doğruluk mu cesaretlik mi demiyordu. 

"Evet seviyorum." dedi. Asmin'in gözlerine bakarak. Biralar boşalıp duruyordu. Gürkan ve Kübra ha bire içerken Berk ve Asmin içmeden duruyorlardı.

Asmin Kübra'ya soracakken beklettiği sorunun zamanı geldiğini hissetti. "Merdivenden beni sen mi ittirdin? Buse mi?"

Kübra kahkaha atmaya başladı. "Hatırladın mı?" diye sordu. "O gün Buse çok şey söylemişti ama salak kız babamın buraya döktüğü paradan haberi yoktu. Senin kazanacağını düşünüyordu. Ama beni sinirlendiren Gürkan'dı. Onunla kazanabilirdim ama sen varken olmazdı. Bende sadece dokunuverdim." dedi.