Uzun bir aradan sonra bölüm attım ve bu sefer sizi çok üzmeyeceğim söz. Keyifli Okumalar.
~☀︎︎~
Onları gördükten sonra sessizce spor salonundan çıkarak kantine gitmiştim. Benden sonra ise Ata gelmişti ve yakın bir akrabasının yurt dışında tedavi gördüğünü ve tedavi kötü sonuç verdiği için ailesini çağırdıklarını söylemişti.
Tabii ki bu kadar değildi. En azından ben bu kadar olmadığını düşünüyordum. Herkes detayları kurcalamadan geçmiş olsun dileklerini sunarak Ata ile son birkaç günü konuşmaya başladı. Ben de sadece geçmiş olsun diyerek düşüncelere daldım. Ve evet, cidden düşünüyordum.
"Nil sana diyorum." Egemen elini önümde salladığında ona odaklandım.
"Pardon. Efendim?"
"Tarih notlarını senden aldım ya, deftere geçirdikten sonra Ata'ya da vereyim diyorum."
"He. Ben Ata'ya benim notlarımı vereyim onların hepsi gelişigüzel yazılmış yanlış bilgiler." elimle geçiştirdim.
"Ne!" Egemen gözlerini kocaman açarak bağırdı ve ben de pot kırdığımı fark ettim.
"Allah kahretmesin. Boş anıma denk geldi. Bunu söylememem gerekiyordu." elimle anlıma vurduğumda diğerleri gülüyordu.
"Sen çok sinsisin." Egemen kaşlarını çatarak konuştu.
"Onu Aylin'in telefonundan beni engellemeden önce düşünecektin kuma." omuz silktiğimde zilin çalmasıyla hepimiz sınıflara dağıldık.
Derse asla odaklanamıyordum. Edebiyat hocasından lavaboya gitmek için izin istedim ve anlaşılan o da Karadeniz'de gemileri batmış yüz ifademden bıkmış olacak ki eliyle geçiştirerek izin verdi.
Koridora çıkınca tuvalete yöneldim ve yavaştan alarak yürümeye başladım. İçeri girmek için kapıyı ittim ve aynanın karşısına geçerek yüzüme birkaç kez su çarptım. Peçete kalmadığını fark ederek tuvaletin sonunda olan malzemeler dolabına bakmak için bölmelerin önünden geçecektim ki bir şey beni durdurdu.
İlk bölmenin yerinden açık alana doğru kan akıyordu. Gözlerim kocaman açılırken kapıyı tıklattım.
"İçeri de birisi var mı?" soruma cevap gelmeyince tekrar tıklattım.
"Biri var mı?" bu sefer duyduğum mırıldanmayla panik oldum.
"Kimsin? İyi misin? Kapıyı açabilir misin?" yine ses gelmeyince derin bir nefes aldım.
"Peki. Sakin ol. Şimdi içeri geleceğim."
Yan bölmeye giderek klozetin üstüne çıktım ve bölmenin duvarından tutunarak kendimi yukarı çektim. Yerde bir kız neredeyse kendinden geçmiş bir şekilde kanlar içinde oturuyordu. Hemen destek alarak o bölmenin klozetinin üzerine ayaklarımı bastım ve yere indim.
Kızın kafasını yavaşça elimle tutarak kendime çevirdim ve saçlarını yüzünden çektim. İlk başta tanıyamadım çünkü ağzından akan kanlar bütün yüzüne bulaşmıştı. Ama bu İlkim'di.
"İlkim! İlkim bana bak! Beni duyuyor musun?" bana cevap veremiyordu ama gözleri yarı açıktı.
Onu bırakmadan kapı kilidini açtım ve bütün gücümle İlkim'i kucaklayarak tuvaletten dışarı çıkardım. Ama daha fazla taşıyamadığım için koridorda yere indirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece'nin Güneş'i | Texting
Teen Fiction@M... : Gece @A...E... : Adın Gece? 26.09.2020: #Sosyalmedya 9. İnstagram: Poinebooks 25.07.2020 (bırakmazsam diye başlangıç tarihi)