"Gökyüzünün başladığı yerde yeryüzü biter."
-Güzel annem. Canım babam. Sizden tek bir ricam var. Ben kalan son iki günümü dolu dolu yaşamak istiyorum. N'olur beni merak etmeyin. Sizi çok seviyorum ama sadece bu zaman kadar üzerime titrediğiniz her anın acısını çıkarın ve beni sadece şu 48 saat merak etmeyin. Biliyorum çok zor hatta imkansız, ben ne dersem diyeyim her türlü merak edeceksiniz. O zaman şöyle olsun. Benim nerde olduğumu bilmeden yaşadığımı bilin sadece, kalan 48 saatimi yaşamaya gidiyorum anne. Ne olur daha fazla üzülmeyin, sizi daha fazla üzmek istemiyorum. Farz edin kızınız tatile çıktı. Sizleri çok ama çok seviyorum.
Göz yaşlarımla yazdığım mesajdan sonra telefonu tamamen kapatıp cebime koydum ve Mersin'in sahile bakan kıyıdaki yolunda yürümeye başladım.
Başım dönecek belki şimdi ya da dengem bozulacak bilmiyorum, sadece yürümek istiyorum.
Sadece 48 saatliğine hiç bir şey olmamış gibi yaşamak istiyorum.
Neşeyle gülen insanlar... sanki hiç birinin sorunu yokmuş gibi değil mi?
Ama öyle değil, hepsinin bir derdi var. Belki kendilerinin bile taşıyamayacağı yükleri var. Benim gibi.
Hiç nefes almanız zorlaştı mı?
Kalbiniz sanki yokmuş gibi acıdı mı sol tarafınız, göz yaşlarınız nedensiz aktı mı hiç?
Benimkiler 8 senedir böyle. Evet tamı tamına 8 senedir.
8 senedir nefes aldığımda korkuyla yüzüme bakan ailem, sanki hasta değilmişim de kırılacak bir dalmışım gibi üzerime titreyen öğretmenlerim, oyun oynarken istemediklerinden değil kötü bir şey olur korkusuyla beni yanlarına almayan arkadaşlarım var.
Sadece lunapark en çok sevdiğim en basit şey ama 8 senedir yasak bana. Tek başıma bir yere çıkmak mı?
İmkansız.
Aklınızda oluşan tüm kötü senoryaları silin demeyi o kadar çok isterdim ki...
Birden olan denge bozuklukları, birden bire gelen nöbetler, geceleri zehir eden baş ağrıları
en kötüsü de yanında uyuması sana huzur veren ailenin gece sessiz hıçkırıkları.
Ben bunlardan yoruldum artık. Tükendim. Şimdi yapmam gerek tek bir şey var, kalan sadece 48 saatimi hayatımı yaşayarak geçirmek.
Denize bakarken akan göz yaşlarım hatta bir anda firar eden hıçkırıklarımda bana bakan insanları görmemek için daha hızlı yürüyüp ıssız sokaklardan birine doğru ilerledim.
Her gün güneşli olan gökyüzü bu gün gri bulutların hakimiyetindeydi.
Az sonra yağmur yağacak çok belli.
İşlerini hızla halledip bir an önce evlerine, kapalı yerlere girmeye çalışan insanlara inat yürüdüm.
Ben 48 saat sonra bu yağmuru göremeyecek, hissedemeyecektim.
Bunun için ilk adımı kendim attım. 48 saatlik hayatıma ve çilselemeye başlayan yağmurdan kaçan insanlar arsında sallana sallana yürüdüm.
Dönüp bakanlara aldırmadım. Gözlerimden akan yaşlara yağmur damlaları eşlik etti yavaş yavaş.
Gökyüzü bile bana ağlıyordu bu gün.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadece 48 Saat
Roman pour Adolescentskim yalnızca yaşayacağı bir 48 saatin böyle güzel olacağına inanır. Peki kim sadece 48 saatte birine inanıp güvenip her şeyiyle tüm kalbini, hayatını, gençliğini, geleceğini, sevgisini sadece adını bildiği sadece kusurunu ve adını söylediği birine t...