💫"Ben gelsem... masanız dolar mıydı?"💫

345 26 57
                                    

Helooo ben geldim. Eğlenceli bir bölüm olduğunu düşünüyorum. Umarım sizi biraz güldürebiliriz. 5500 kelime huzurunuzda efenim 😊

Bölüm şarkısı; Eylül Öztürk- Rakı Beyazım, Kalben- Sadece

Bölüm şarkısı; Eylül Öztürk- Rakı Beyazım, Kalben- Sadece

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

💫🌪💫

Dünya hassas kalpler için cehennemdir.

Bu cümle dolandı zihnimde. Kendimi sorguladım. Ben de mi hassas kalplilerdendim yoksa? Bu dünyanın bana cehennem gibi geliyor oluşunun başka açıklaması olamazdı. Zar zor ayakta duruyordum. Bazen bu sevgisizliğe daha fazla dayanamayacağımı düşünüp gitmek istiyordum. Kimdeydi problem? Ben mi sorunluydum? Annem bile beni sevmiyordu işte! Kendi doğurduğunu sevmiyordu. E ama Tekin ve Burcu'yu seviyordu. Babamı sevmediği için beni de sevmemezlik etmesi normal miydi?

Benim babam Burcu'nun babasından daha berbat bir adam olamazdı ya! Kendini aklayamadığı için iftiraya uğrayıp hapse düşen ve soğuk hapishane banyosunda şişlenerek öldürülen bir adamdı. Beni çok çok seven ve benim için elinden gelen her şeyi yapmaktan gocunmayan bir adamdı. Çocukluğumdan kalma silik anılar geliyordu gözümün önüne bazen. Cidden ben o nadir anların içinde bir tane bile olumsuz anı görmemiştim. Bir insanı sevmemeniz için size kötü davranması gerekemez miydi? Benim babam anneme sesini bile yükseltmemişken nasıl olur da ona yemek biraz geciktiği için bile bağıran bir adamdan daha az severdi? Ya da onların arasında bu kadar uçurum varken nasıl olurdu da o adamı bile isteye tercih edebilirdi? Benim babam cennetse o adam cehennemdi. Annem nasıl bile isteye cehennemi daha çok severdi?

Babam çocuk şubede polismiş vakti zamanında. Ayrıntıları bilmesem de annemden kırk takla atarak öğrendiğime göre bir operasyon esnasında olayla hiçbir bağlantısı olmayan birini öldürmüş ve kendini aklayamadığı için de ceza verilmiş. Operasyonun ne olduğunu bile anlatmadı bana annem. Çocuk şubede çalışan babamın neden şişlendiğini de anlatmadı. O zaten babama inanmıyordu bile. Ona göre beceriksiz olan babam o adamı da öldürmüştü.

Bunları sormayı akıl edebildiğimde on bir yaşındaydım. Anneme yalvarmıştım anlatması için. Hatta bir ara çok ısrarcı olduğum için kolumu kavrayıp sıkmış ve ojeli tırnaklarını geçirmişti gözümü korkutmak adına. Öyle ki sol kolumda o dört hilalin izi hala mevcut. Kolumun iç kısmında kaldığından öyle göz önünde bir iz değildi ama ben büyüdükçe o iz de genişleyen derimle büyümüş daha da belirginleşmişti. Hissettiğim o acıya rağmen yılmamış anlatması için ısrarcı olmuştum ve birkaç üstünkörü anlatılmış cümleyle öğrenebilmiştim olayı.

Tabi sonrasında çok ağlamıştım. Belki haftalarca hatırlayıp hatırlayıp her bulduğum kuytu köşede akıtmıştım içimdeki acıyı. O yetim çocuk bir an olsun annemin vicdanına dokunamamıştı. Annem onca gece hıçkırıklara boğularak ağlamalarımı işitirken her seferinde odasından bağırıp sesimi kesmemi söylemiş ama beni susturmak ya da sakinleştirmek için bir kez olsun sarılmamıştı. Ben sesim kesilsin diye yastıkla nefesim yetene kadar susturmuştum kendimi.

FIRTINAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin