💫" Kimse sana zarar veremez ben yanındayken."💫

357 22 19
                                    

Hello! Biz geldik kuzular... 6000 kelime. Ay nasıl güzel bölüm bir bilseniz. E okuyun da bilin madem kdkfkkflfl komikliğim yine üstümde. Keyifli okumalar...

Bölüm şarkısı ; Gazapizm- Pisliğin üstüne basmışlar

Bölüm şarkısı ; Gazapizm- Pisliğin üstüne basmışlar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



💫🌪💫

Evrendeki her şey birbirine bağlıydı. Her olay birbirini takip ediyordu. Kelebek etkisi her yerde ama her yerde vardı. Bitkisinden böceğine her bir canlı birbirini takip eden bir döngü içinde yaşamına devam ederken kaderin olmadığını inkar edenlere anlam veremiyordum. Birkaç hafta sonra gerçekleşecek Merkür retrosu başak burçlarını iyi yönden etkilerken oğlak burçlarını olumsuz etkileyecekti. Ya Dünya'dan bilmem kaç bin kilometre uzaktaki bir gezegen bir süre geriye gittiği için burada, Dünya'da, insanlar etkileniyordu. Bu bilimsel olarak açıklanmış bir durumken nasıl olurdu da her şeyin birbirini takip eden bir silsilede olmadığını inkar edebilirdik ki?

İnsanların birbirini bulması, rast gelmesi, karşılaşması, çok kısa bir an bile olsa göz göze gelmesi kaderdi. Yoldan geçen herhangi biri ile göz göze geldiğimde bu kelebek etkisini doğuruyordu. Belki de o adam ya da kadın birkaç saniye benimle göz göze gelebilmek için yavaşladığında belki de bir kazadan kurtuluyordu. Ya da benim ona rast gelen gözlerim ona ilham verip hayatına bir yön vermesine sebep oluyordu. Hayatı değişiyiordu her halükarda. Kader karmaşık olduğu kadar da basit bir şeydi aslında. Sistem belliydi. Her şey art arda geliyor. Sadece çok fazla olay gerçekleşiyordu ve bunları takip etmek zordu. Bugün Amerika'daki herhangi birinin benim hayatım üzerinde bir etkisi olabiliyordu. Kader buydu.

Hayat; siz planlar yaparken başınıza gelenlerdir demiş John Lennon.

Çok haklıydı. Ben dokuz ay önce burada işe başlarken aklımda olan tek şey okulumu bitirene kadar geçimimi sağlayabileceğim ve gündüzlerimi almayan bir iş olmasıydı. Taş çatlasın altı ay çalışacak sonrasında kendi mesleğimi yapmaya başlayacaktım. Sözde mezun olur olmaz beni işe almak için can atacaktı herkes. Çok iyi bir üniversitede mezun olmuştum ben. Herkes benim gibi birini işe almalıydı. Ama işte öyle değildi. Hayattı bu. Kaderdi. Planlarımla vakit kaybederken hayat başımdan geçiyordu. Geçmesi sorun değildi de ellerimin arasından kayması büyük dertti. Buna izin vermezdim.

Kader domino taşı gibi dizilmişti tanrının önüne ve tanrı her gün yeni bir domino taşını devirip o günün kaderini belirliyordu. Bize düşen ise o kaderin getirilerini takip etmekti. Şu an yanımda dünyanın en güzel kokusuna sahip olduğunu düşündüğüm adam da bana kaderin getirisiydi. Dokuz ay önce burada çalışmaya başladığımda aslında kader bana onunla denk geleceğimin sinyalini vermişti. Ama ben onu aramamıştım. Sorgulamamıştım neden burada işe başlayabildiğimi? İyi bir mekanda benim gibi profesyonel olmayan ama yeteneği olan bir sesin ne işi olabilirdi ki?

Evet cevap belliydi. Ben bu barda bu adamla tanışmak için çalışmaya başlamıştım. Kader sırf bunun için yolumu buraya denk düşürmüştü. Bir çift gri göz için beni buralara kadar getirmişti. Yanında nefes bile aldığımda kalbim duracak gibi hissettiğim bu adama rast geleyim diye çabalamıştı kader. Dokuz ay boyunca devrilen milyonlarca domino taşı, gerçekleşen milyonlarca olay sırf biz karşılaşalım diye gerçekleşti.

FIRTINAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin