İnan seni öldürmek istemezdim ama buna mecburdum Ejlert. o güzel kafana o koca şarjörü boşaltmalıydım ve paramparça olmuş kanlı suratına tükürmeliydim.
bunu yaptım. seni öldürdüm. Kendi kafamın içine girip kendi beynimden söktüm seni. hayalini. sesini söküp attım ve bakışlarını bıçakladım defalarca.
tacizcisine aşık olmuş küçük bi kız gibiydim belki de Ejlert. Sen ruhumu kirlettin, elimdeki her şeyi aldın ve ben sana aşık oldum. beni üzdüğün için seni sevdim.
zamanla bu sevginin nefrete dönüşeceğini kim bilebilirdi?
bu nefretin de sana tamamen aşık olmama sebep olacağını?
ve en sonunda, bu aşkın, seni, öldüreceğini, kim bilebilirdi?hayır ejlert. hayır. donuksun, cesetsin, soğuksun. dudakların griye dönmüş ve tenin buz mavisi. avuçlarımda hala kanın var, siyah-kırmızı. “sonunda!kurtuldum senden” diye haykırıyor benliğim. kurtuldum. son’unda.
dört yıl boyunca çöplüğün en dibinde can çekişen zavallı bi böcektin ve ben seni ezdim artık. sonunda kafanı kopardım ejlert. öldün, öldün mutlu musun? özgür müsün daha? gülüyor musun orda da?
inan seni öldürmek istemezdim ama buna mecburdum. yoksa beni öldüreceğini biliyordum.
aşk zaten böyle değil midir? bi tarafın mutlaka ama mutlaka ölmesi gerekir, iğrenç bi çelişkidir bu. pervanenin mum alevinde yanması, bülbülün gülün dikenlerine takılması ve benim senin bakışlarına kapılmam. hepsinin sonucu ölüm değil miydi ejlert? bu yüzden. cinayetimi işledim. işledim ve pişman değilim. ölmeliydin.
ölüm ölüm ölüm çok fazla ölüm sözcüğü var burda mezarlık gibi.
gerçekten okuyor musun yazdıklarımı yoksa sadece merakından mı?
kelimelerimin her biri intihar ediyor parmaklarımdan atlayıp. farkında mısın?ölüler okuyamaz ejlert. ölüler anlayamaz. sadece çürürler. sadece böceklere yem olurlar.
aslında, seni öldürdükten sonra intihar ettim. kanlı dudaklarımla son bi kez öptüm boynundan ve göğsüne yığıldım.
sensiz yaşayamazdım.
bu yüzden önce kendimi sonra seni vurdum Ejlert.çünkü ölüler aşık olmaz ejlert.
artık birbirimize aşık değiliz.
ama hep benimsin.
hep seninim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Araf
ChickLitBir zamanlar göğsümün kafesinde büyüttüğüm sevgiye dair masum -ve parçalanmış- öyküler. Yitik anılarımın arasından çıkardığım küçük sahneler... Ona çingenem dedim, çünkü bir çikolata koyuluğunda teni, kahve kokusu ve taze, kıvrak vücuduyla en sevdiğ...