"Eylül, hiç insanlar hakkında düşündün mü?" Genç kadın dizinde yatan çocuğun saçları ile oynamayı bırakıp düşündü.
"Nasıl bir düşünmekten bahsediyoruz bir tanem?" Ege yattığı yerden çok ciddi bir konu hakkında konuşacakmış gibi kalktı.
"Mesela, hiç aşık olacağın kişi ile aynı sokakta yürüdüğünü veya otobüste yanında olan insanın bir katil olabileceğini ya da sokakta gördüğün küçük çocuğun ileride dünyanın seyrini değiştirebileceğini."
Eylül Ege'nin söyledikleri hakkında fazla düşünmediğini fark etti. O daha çok gündemi bırakmayan kadın cinayetleri, hayvan tacizleri hakkında düşünürdü. Gece geç saate sokağa çıkarken tedirgin olmamayı.
" Sanırım benim düşündüğüm biraz daha farklı. Sokakta bir kadın gördüğüm zaman eşinden görebileceği şiddet aklıma geliyor, bazen ise sırf kadın olduğu için sokakta öldürülme ihtimali." Eylül biraz soluklandı bunları düşünmek onu her zaman rahatsız ediyordu.
Ege Eylül'ün bu konuşması üzerine düşündü. Genç adam çoğu zaman düşünürdü ama düşünceleri onu her zaman bu kadar rahatsız etmezdi.
" Bu konu hakkında düşünmek beni çok rahatsız etti. Nasıl bu düşünceler ile yaşayabiliyorsun?" " Her zaman böyle karamsar düşünüyor değilim. Başarıya ulaşan kadınları gördükçe sokakta kadın gördüğüm zaman onların neleri başarabileceğini düşünüyorum. Hem cinslerim hayatlarında ne başarırsa başarsın kendim başarmış gibi seviniyorum."
" Hem olanları ben sen düşünmezse kim düşünecek? Birilerinin düşünmesi gerekiyor ki bu olanlar gerçekleşmesin. "
" Her ne olursa olsun görmezden gelirsek gerçekleşen olaylar gerçekten de görünmez bir hâl alıyor. Bu olayı istersen toplumsal bir olay istersen de içsel bir olay gibi düşünebilirsin. "
Ege Eylül'e hak verdi. İçinde yaşadığı bir çok şeyi görmezden gelip gülmeye devam ediyordu ve dönüp arkasına baktığı zaman sorun orada duruyordu ama bunu fark etmiyordu. Oysaki sorunlarını unutmak yerine onları çözseydi daha iyi olmaz mıydı?
Ege ile Eylül'ün konuşmasını bölen bir kapı sesi olmuştu.
"Ben bakarım."
Ege adımlarını evinin kapısına doğru yöneltti, kapıyı açtığı zaman karşısında elindeki pizza kutuları ile kuryeye benzeyen bir Mert vardı.
"Hoş geldiniz Mert Bey." Ege Mert'in elindeki pizza kutularını özenle aldı. Hayattaki en sevdiği şey pizza olabilirdi.
"Hoş bulduk yavrum, dikkat et en üstte olan vegan."
Ege elindeki kutuları mutfağa götürürken Mert salona gitmişti. Eylül ile sıradan gündelik sohbetlerini ediyorlardı.
Ege Eylül ile Mert'i derin bir sohbet içerisinde görünce bölmek istemiyordu salon girişinde öylece onları izliyordu.
" Ege hayatım orada öyle niye kale direği gibi duruyorsun? Gelsene yanımıza."
Kıvırcık adam arkadaşının dediklerini dinleyerek yeniden kafasını Eylül'ün dizlerine koydu. Saçlarıyla oynanması -sadece sevdiği kişiler tarafından- çok hoşuna gidiyordu.
"Mert, hiç insanlar hakkında düşünür müsün?"
Genç adam arkadaşından gelen bu soru karşısında şaşırmıştı. Kendisi de bilmiyordu. Düşünüyordu ama Ege'nin bahsettiği nasıl bir düşünmekti?
"Nasıl bir düşünmekmiş bu?" " Mesela bugün pizza aldığın aldığın kişi katil olabilir, hayatının aşkı da olabilirdi."
" Kendimden 20 yaş büyük ve evli bir insanın hayatımın aşkı olmayacağına eminim."
İçerideki herkes Mert'in söylediği cümleye gülüyordu.
" Ciddi olmak gerekirse hiç bu yönden düşünmemiştim." Mert düşüncelerini toparlamak için ufak bir es vermişti.
" Şöyle söylemeliyim, toplumda edindiğimiz saygınlık bizi bire bir iletişimlerimizde de saygın biri yapmaz."
"Örnek vererek anlatmak istiyorum. Mesela Cem'in babası. Cem itinden hiç hoşlanmam ama babası ile yaşadıkları bu durumu açıklıyor."
" Yani dışarıdan baktığımız zaman bize zararı dokunmuyor üstelik Albay fakat Cem'e soracak olursak o kadar da saygı duyulacak bir adam değildir eminim ki."
Ege bu konuyu Cem'den de merak etmişti. Kendisi ile çok iletişimleri yoktu fakat farklı fikirleri almak her zaman hoşuna gidiyordu. Ama iletişime geçmeyeceklerini biliyordu. Zaten kendisi Cem'den fazla da hoşlanmıyordu Cem Ege için biraz fazla kavgaya eğilimli birisiydi. Ege kavga etmekten hiç hoşlanmazdı.
"Mert, sen bu Cem'i nasıl bu kadar yakından tanıyorsun? Siz kavgalı değil misiniz?"
Ege de biliyordu Mert ile Cem'in arasının iyi olmadığını ama nereden bildiğini o da bilmiyordu. Eylül'ün küçük detaylara takılması bazen can sıkıcı olsa da - kendini Sherlock Holmes'ün yanında gibi hissettiriyordu çoğu zaman, biraz daha naif ve kibar hâli gibi- çoğu zaman işe yarıyordu.
" Bebeğim Barış'ta kalıyordu bir ara oradan biliyorum."
" İyi de Barış ile Cem kavgalı değil mi?"
" Ateşkes imzalamış gibiler şu sıra, bana rakip çıktı çocuk."
Eylül Mert' in söylediklerine gülerken Ege'nin aklında Barış ile Cem vardı.
Selamlar,
Oturdum düşündüm ne yazayım ne yazayım diye.
Sonra aklıma Ege karakterine bayıldığım geldi.
İyi okumalar 💜isimlerlearamyok thx babe <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bizden Olur | BoyxBoy
Short StoryKıvırcık olan gülümseyerek arkadaşlarına döndü " İnanır mısınız ben de hiç tahmin etmezdim bizden olacağını." Bütün ilham kaynağım @isimlerlearamyok