Düşünsel Kargaşalar

734 77 46
                                    


"Bir iki üç dediğim zaman giriyoruz.

Bir iki üç."

Ege'nin kafasının içerisinde bir şeyler vardı, ne olduğunu henüz kendisi de çözememişti ama vardı. Kendisini düşünmekten alamadığı bir şeyler.

Gitar sesini işittiği zaman geç kaldığını anlamıştı. Bugün provada bu 5. sefer oluyordu. Ege durduk yere bir yerlere dalıyor arkadaşlarına bir türlü odaklanamıyordu. Ya da odaklanmak istemiyordu.

"Ege, kardeşim bugün yorgunsan bitirelim. Uykusuz gözüküyorsun hem, eve gidip biraz dinlenirsin." 

Özgür'ün sesi onu tekrardan düşüncelerinden alıp bedenine geri getirmişti. "Hayatım," Ege diyecek bir şey bulamıyordu çünkü adam haklıydı. Bugün kafası prova hariç her yerde olabilirdi. " Gerçekten üzgünüm, bugün böyle olsun istememiştim." Özgür elini Ege'nin omzuna koydu ve biraz sıktı.

"Olur böyle şeyler, sıkma canını bir şey olduysa ya da olursa biz senin için her zaman buradayız. Bunu biliyorsun." Gece bunu söylediği zaman işaret parmağı ile Özgür'ü Emre'yi ve kendisini gösterdi.

"Biliyorum çocuklar, gerçekten çok teşekkür ederim."

" Hadi sen biraz Dora'nın yanına git biz de mola vermiş oluruz. Dora sana neyin iyi geleceğini bilir." Ekipçe kahkaha seslerimiz odadan dışarı çıkıyordu.

" Seviyorum sizi.

Gidiyorum ben benden başka bir isteğiniz var mı?"

" Bir daha buraya böyle gelirsen kafana sıkarız Ege Öztürk!"

" Bir daha böyle gelirsen seni kovarım yerine senden daha yakışıklı, yetenekli ve karizmatik birini bulurum."

" Demek beni yakışıklı yetenekli ve karizmatik buluyorsun." Ege Emre'ye doğru bir adım attı. Emre bu harekete karşılık öne doğru bir adım attı. İkisi de ne kadar ciddi bir tavırla yapmaya çalışsa da yüzlerindeki muzip ifade her şeyi açıklıyordu. 

" Siktir, ben bunu sesli mi söyledim? Üzgünüm Ege inanılmaz çekiciliğine karşı gelemiyorum." Bugün Ege'nin eğlendiği nadir zamanlardan birisiydi onlarla olmak hoşuna gidiyordu.

" Ben de seni seviyorum hayatım. Bu sefer gerçekten çıkıyorum. Kendinize dikkat edin biliyorsunuz bir şey olursa telefonum her zaman açık." Ege her zaman böyleydi sevdiği insanlara karşı. Korumacı. Sevdiklerine zarar gelmesinden nefret ediyordu. Onlar için her zaman tetikte gibi bir şeydi. Çocukluktan kalma alışkanlıklar.

" Dikkat et kendine. Biz seni her hâlinle seviyoruz." Ege bu söze gülümsemişti. Gerçekten içten gelen bir gülümsemeydi. Arkadaşlarının da ona değer vermesi gerçekten hoşuna gidiyordu.

Ege sahneden inip adımlarını Dora'nın olduğu yere doğru yöneltti. Genç kadın masanın arkasındaki yerleri temizliyordu. Dora çok güzel bir kadındı, omuzlarına dökülen saçları ile yüzü bütünsellik sağlıyordu. Yüz hatları ne çok keskindi ne de çok soft. Tam olması gerektiği gibiydi. Griye çalan gözleri ise bir ressamın eserindeki son dokunuş gibiydi.

"Rica etsem Dora hanım ile görüşebilir miyim? Beni içeriden ona yönlendirdiler de." Dora Ege'nin sesini duyunca ilk başta irkilmişti. Sonrasında ise tanıdık sese yüzündeki harika gülümsemesi ile dönmüştü.

" Bugün erkencisiniz, 

Bekle, diğerleri nerede?"

" Iı-ı şey, biraz kovuldum gibi." Ege bunu gülerek söylemişti ama karşısındaki kadın olanları merak etmişti. Dora Ege hakkında çok fazla şeyi merak ediyordu.

"Nasıl oldu?

Sen anlatırken ben içecek bir şeyler hazırlayım.

Ne istersin? Bana kalırsa sert bir espresso her an bayılacak gibi duruyorsun."

Kıvırcık adam olur anlamında kafasını salladı. Uykusu mu vardı bilmiyordu ama bir şeyleri olduğu kesindi. Normal şartlar altında içeride kendini kaybedip arkadaşları ile düzgün bir prova geçirmesi gerekiyordu.

Kendisine olanlar hoşuna gitmiyordu. Sadece kendisine değil çevresindekilere de dokunuyordu bu. Ege'nin sevmediği şeylerden biriydi bu. Bencilce hareket etmek.

Dora elindeki bardaklarla geri dönmüştü. " Al bakalım, seni uyandıracak kadar sert oldu." Eline aldığı bardaktan gelen yoğun kahve kokusu Ege'yi mutlu etmeye yetmişti. Ama Dora haklıydı kahvenin kokusu bile Ege'nin uykusunu yani düşüncelerindeki kargaşaya iyi gelebilirdi.

Elini yorgun bir şekilde masanın üstüne koydu. "Bugün çok yorgun hissediyorum kendimi. O yüzden bana tatil verdiler." Durma ihtiyacı hissetti Ege.

"Neden olduğunu sorma lütfen. Sebebini ben de bilmiyorum." Ege elinin üstünde bir el hissettiği zaman şaşırdı. Yavaş bir şekilde elinin üzerindeki elin sahibine baktı.

"Ne zaman istersen bana anlatabilirsin. Belki tavsiyeler konusunda berbat olabilirim ama dinleme konusunda yeteri kadar iyi olduğumu düşünüyorum." 

Dizinin üstündeki eliyle bardağa uzandıktan sonra kahvesinden bir yudum aldı Ege. Dora'nın bahsettiği kadar vardı. Karşısındaki kadına içten bir gülümseme bahşetti. 

"Düşündüğün için teşekkür ederim gerçekten." Dora'nın parmakları Ege'nin elindeki sıyırıklar üzerinde geziyordu. Ege'nin içinde bir şeyler oluyordu. Elinde gezinen parmaklar hoşuna gitmişti. Bu temas garip bir şekilde hoşuna gitmişti.

"Elim, Hayrettin yüzünden böyle.

Hayrettin kedim." 

Genç adamın bu belirtmesi aklına Barış ile Cem'in konuşmasını getirmişti. Daha çok Cem'in.


Yine ben geldim.
Ay bugün sınavım vardı, o yüzden 1 bölüm oldu. Gece yazabilirsem 2.si gelebilir kesin söylemek istemiyorum.
Siz nasılsınız, nasıl geçti gününüz?

Bizden Olur | BoyxBoyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin