"Sondaki solo neydi öyle?" "Harikaydı gerçekten."
"Emre eşlik eder diye düşünmüştüm ama tek kaldım." Hüzünlü gözlerle arkadaşlarına baktı Ege. Kıvırcık adamın saçlarını karıştırıp Emre konuştu.
"Ege'm sen tek başına mükemmelsin zaten. Hem elim ayağıma dolaştı bir an nereden gireceğimi bilemedim. Öyle harika başladın ki gelip araya da girmek istemedim çok karıştı o an."
Bugün hayatının en iyi sahnelerinden birisini yapmıştı Ege. Şov denildiği zaman akla gelen ilk isim olduğu biliniyordu ama bugün sahnede yarattığı harikalara kendi arkadaşları bile şaşırmıştı. Genç adamın çok iyi bateri çaldığını biliyorlardı ama bugün bambaşkaydı.
"Beni çok övdünüz şimdi başıma bir şey gelecek.
Emre yavrum, girseydin toparlardık. Bunlar üzerine çalışabiliriz provalarda baya hoşuma gitti alışılmış olanların dışına çıkmak."
Sınırların dışında olmayı seviyordu Ege. Kendini belirli kalıplarla sınırlandırmıyordu olabildiğince kendini açık tutuyordu hayatındaki olaylara karşı. Spontane gelişen olayları her zaman daha fazla seviyordu ama bir yerde de onu geriyordu. Mesela Cem'in bir anda ev arkadaşı olması gibi ya da sarhoşken Cem ile yaşadığı yoğun fiziksel temas gibi.
"Provalarda aklın provada olursa neden olmasın?" "Aşk olsun Özgür kalbimin kırılma sesini duydun mu?"
"Ben duydum, orada olduğum için sesleri daha kolay alabiliyorum." Emre'nin söylediklerine bütün ekip kahkaha atmıştı. Ege ile Özgür ikilisi böyleydi işte sürekli birbirlerine laf atarlardı ama kimse onların dostluğunu sorgulayamazdı çünkü biliyorlardı aralarındaki arkadaşlık bağının ne kadar kuvvetli olduğunu.
Tüm bu konular dışında Ege'nin aklı Cem ile yaşadıklarındaydı. Elini hâlâ vücudunda hissediyordu ve bu his fazlasıyla hoşuna gidiyordu. Cem ile olan anılarından arkadaki ufak tefek sesler ayırmıştı Ege'yi. Dönüp arkasına baktığında karşısındaki Dora onu pek şaşırtmamıştı.
"Biz de şimdi gidiyorduk. Haberleşiriz kardeşim." "Görüşürüz Ege Hayrettin'i öp benim yerime." Özgür kulisten çıkmadan önce Ege'yi şakağından öpüp çıkmıştı. Kulisin içi bir anlığına çok sessiz kalmıştı. Dışarıdan gelen çatal bıçak sesleri hariç ses yoktu. Bu sessizliği bozan Dora'nın sesi oldu.
"Bugün gerçekten çok iyiydin, içerideki herkes seni konuşuyor."
İçten bir gülümseme ile cevap verdi Ege. Açıkçası herkesin onu konuşması kıvırcık saçlı adamı geriyordu. Müziği ile konuşulmak bir taraftan da güçlü hissettiriyordu, başarmış gibi.
"Bugün zihnim yerinde. Tüm gün boyunca bateri çalabilirim.
Dora, bateri çalmak o kadar kendimmiş gibi hissettiriyor ki hiç durmadan çalmak istiyorum. Çaldığım şarkılarla bir bütün oluyorum sanki."
Dora'nın Ege'de sevdiği özelliklerinden birisi buydu, müziğe olan tutkusu. Kendinden vaz geçip varlığını müziğe adaması o an yaptığı işle bir bütün olması. Tabi bir de şey var yeşil gözleri. Evet. Harikaydı, yeşillerinde hep muzipçe bir ifade vardı ve her zaman çok canlı duruyordu.
"Bu çok belli oluyor. Seni sahnede izleyen bir çok kişi bunun farkına varabilir."
Arkadan gelen şarkı ortamın ruh hâlini anında değiştirmişti. Yoğun enerji kendini biraz daha yumuşak duygulara bırakmıştı. Dora ile Ege biraz daha gevşemişti. Şarkının hissettirdikleri ile Dora ellerini Ege'nin ellerine uzattı. Canı sadece karşısındaki adamla biraz dans etmek istiyordu. Kıvırcık adam ellerine uzanan elleri geri çevirmemiş onları tutmuştu. Verdiği hissiyat biraz garipti hâlâ eksik olan bir şeyler vardı. Kendini tamamlanmış hissedemiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bizden Olur | BoyxBoy
Short StoryKıvırcık olan gülümseyerek arkadaşlarına döndü " İnanır mısınız ben de hiç tahmin etmezdim bizden olacağını." Bütün ilham kaynağım @isimlerlearamyok