Misafir?

673 75 133
                                    

"Yavrum müsait misin?"

"Ne için müsait miyim hayatım?" "Eylül'e gideceğim. Ona geçerken Karataş'ı da sana bırakayım diyorum müsaitsen." Bu günün geleceğini biliyordu Ege ama bu kadar yakın olmasını beklemiyordu.

"Tamamdır kardeşim.

Sen uğrayacak mısın, gel kahvemi iç."

"Cem hadi yavrum."

Yok yavrum Eylül bekliyor, Karataş'ı kapının önünde bırakıp geçeceğim."

"Oldu elimi de tut istersen Sezer."

"Olur, çocuksun sen daha sıkı sıkı tut sonra kaybolursun. Başıma iş açma Karataş.

Lan vurm- acıyor aptalın oğlu acıyor orası.

Çıkıyoruz biz de birazdan yavrum."

Cem ile yalnız kalmak istememişti Ege. Garip bir şekilde ondan çekiniyordu ve aynı zamanda onu tanımak için onunla daha fazla zaman geçirmek istiyordu.

"Tamam o zaman bekliyorum ben bebeğim."

"Tamam kardeşim, görüşürüz, dikkat et kendine."

Evini her zaman toplu tutuyordu Ege, evi toplama gibi bir derdi yoktu ama yine de etrafa bir göz attı. Düzenli olarak temizliği yapsa da sonuçta tek yaşıyordu, gözünden kaçan bir kaç şey olabilirdi.

Neden bu kadar düzenli durmaya çalıştığını anlamamıştı, aslında her zaman düzenliydi ama evine çat kapı Eylül Mert ya da Barış geleceği zaman evine son kez bakmazdı. Düzenli olup olmaması umurunda değildi.

Barış ona haber verdiği zaman dolabının bir kısmını boşaltmış üstelik tüm rafları çamaşır suyu ile silmişti. Kendi odasındaki banyoyu temizlemiş, bunu her ne kadar haftalık olarak yapsa da bu sefer banyonun fayanslarına kadar silmişti. Hayır, kesinlikle obsesif değildi. Sadece... 'Sadece'sini Ege de bilmiyordu.

Salona geçip beklemeye başladı, beklemekten her zaman çok fazla nefret ediyordu fakat bu beklemek ona daha da işkence gibi geliyordu. Küçük çocuk gibi Barış'ı arayıp nerede kaldınız diyesi geliyordu Ege'nin. Telefonu eline almış tam Barış'ı arıyordu ki kapı çaldı o sırada. Ege heyecan ile yerinden kalkıp salona tekrar göz gezdirdikten sonra hızlıca kapıya yürüdü.

Kapıyı açtığında karşısında duran Cem fazlasıyla hayranlık uyandırıcıydı. Tek omzundaki çantası üstündeki beyaz tişörtü ve gözleri. Gözleri gerçekten çok güzeldi karşısındaki çocuğun sadece gözleri değil yüzü de güzel denilebilecek hatlara sahipti.

"Hoş geldin." Başka ne demesi gerektiğini bilmiyordu Ege.

"Hoş buldum." Her ne kadar kendinden emin gözükse de Cem de şu an ne yapacağı hakkında bir fikre sahip değildi. Daha önce hiç tanımadığı bir insanın evinde kalmamıştı. Evet Ege ile Cem birbirlerini tanıyorlardı fakat Barış ile Cem kavga ettiği zaman Ege sadece Barış ile Cem'i ayırmaya çalışır yapamazsa da gider köşede kavganın bitmesini beklerdi.

Cem'in Ege hakkında düşündükleri daha doğrusu bildikleri bunlardı. Bir de kafede aralarında yaşanan ufak gerilimli ama ikisi için de hoş olan an.

"Sen içeri geç istersen ben de evi tanımanda ve yerleşmende sana yardımcı olayım." Yeşil gözlü olan olur anlamında kafasını salladı. Ortamda oluşan çekingenliğin ikisi de farkındaydı fakat kimse bunu değiştirmek için adım da atmıyordu.

Cem koyu gri ve siyah tonlarının hakim olduğu evi beğenmişti. Sessizce önündeki adamı takip ediyordu. Gözü hafiften de olsa önündeki adamın kalçasına kaymıştı ve bir miktar hoşuna gitmişti. Uzaktan görüntüsü. Ama bu olan çok saliselik bir olaydı bunu yaptığının Cem bile farkında değildi.

Bizden Olur | BoyxBoyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin