Eylem'den
Sabah telefonumun çalmasıyla uyandım. Bizim mallardan biridir diye ismine bile bakmadan açtım.
''Yav ne var sabah sabah?''
''Eylem.'' Hassiktiroloji. Bu bir erkek sesi. Hemen telefonu kulağımdan uzaklastırıp ekrandan kimin aradığına baktım. Oha resmen Kerem. Resmen uyandırdığı için sinir bile olamadım şuan.
''Pardon bizim kızlardan biri sandım.''
''Anladım, sorun değil.''dedi ve güldü. Bide sessizce 'Alışıcaz artık.' gibisinden bir şey dedi ama onu tam anlamadım.
''Bu arada, sen niye aradın?''
''Buluşalım mı diyicektim? Hem ders falan çalışırız malum sınav yaklaştı baya.''
''Nerde buluşuyoruz?'' Nah ders çalışırız biz ama nys.
''Sen yanına patenlerini de al yeter. Okulun ordaki parkta buluşuruz.'' Kabul ettimve müstakbel sevdiceğime 'Görüşürüz' dedikten sonra telefonu kapadım. Kendimi Kerem'e evermeye karar verdim. Ünidede peşimden sürüklerim ben bu çocuğu. Ben nereye o oraya. Kerem artık benim namusum. Yan gözle bakanı qeserim. Enişteniz artık o. Yataktan fırlayıp- bknz. cidden fırladım normalde kalkmam için en az bi yarım saat gerekirdi ama işte aşk neler yaptırıyo ay- duş aldım ve üstümü değiştirdim. Bi şeyler atıştırdıktan sonra evden çıktım ve okulun ordaki parka gittim. Tabi bu arada bizim kızlara Kerem buluşucağımı ve kıskanabileceklerini söylemeyi ihmal etmedim. Ses kayıtları ataraktan telefonumun ırzına geçtiler ama ablanız hiçbir şey anlatmadı. Eve gidince zaten kesin ya bana gelirler ya da konferans ayarlarız no problem. Parka gittiğimde Kerem banklardan birine oturmuş telefonla oynuyodu. Ay tipe bak yerim. Bide beni bekletmedi. İşte aradığım sevgili (Gözleri kalp olan emoji). Yanına gidip patenleri astığım sırt çantamı banka bıraktım. Ben tam olarak ne yapıcağımızı bilmediğimden patenleri giymemiştim ama onun patenleri ayağındaydı.
''Boşuna mı taşıdım ben bunları.'' diyip banka çöktüm. o ise bana gülüyordu. Sonra ayakkabılarımı çıkarıp patenlerimi giydim.
''Nasılsın?''
''İyidir, sen?''
''İyi bende.''
''Ee nereye gidiyoruz?''
''Paten sürücez işte. Dolaşırız öyle, sahile falan ineriz.'' Onu kafamla onayladım ve banktan kalktım. Çantamı sırtıma attım ve o da beni tekrarladı. Yavaş yavaş sürerek parktan çıkarken bir anda Kerem elimden tuttu ve hzılanmaya başladı. Bende dşmekten son anda kurtulmuş bir adet Eylem olarak el mahkum (mecazi olaraktan değil, cidden elime yapıştı bırakmıyo) peşinden gittim. Biz böyle hızlı hızlı millete çarpmamaya çalışarak sahile indik. Bu arada önemli detay geçiyorum hala elimi bırakmadı. Bi bank gördüğümüzde ona oturduk.
''Senin yavaşın yok mu ya?'' diye sordum soluklanmaya çalışırken. Kafasını olumsuz anlamda sallarken o da benim durumumdaydı. Arkadan bir yerlerden donurmacı sesi duyunca uçarak yanına gittim. Unutmayın arkadaşlar dondurma önemli ve bir Eylem kişisi hangi durumda olursa olsun her türlü donrumayı yiyebilir. Kerem de peşimden geldiğinde birer tane dondurma aldık ve sahilde yavaş yavaş patenlerimi sürerken aynı zamanda dondurmlarımızı yemeye başladık. Ah çok mesudum dostlar. Ara sıra bakışmalarımız göz süzmelerimiz tam bir sevdicek. Ben yeşilçam hayallerime dalmışken Kerem'e bir bakış attığımda karşısındaki bir noktaya gözleri kilitlenmişti.Yav ne göz süzmesi çocuğun bana baktığı yok. Karşıda dişi herhangi bir varlık var mı diye bakarken Kerem'in baktığı yerin patenli bir grup olduğunu fark ettim. Onların yanına gidip arkadan gruba dahil olduk. Arkadaşlar Kerem popi galiba çocukları tanıyo. Sohbet muhabbet ortama girdik.
''Ee napıyoruz?'' diye ortaya sorduğumda açıklamaya başladılar.
''Parkta yarışma var gruplu ona gidiyoruz. Gelin sizde.'' Kerem'le birbirimize baktık ve ikimizde aynı anda kabul ettik. Topluca gittiğimizden tabi baya dikkat çekiyoruz. Parka girdiğimizdede dikkatler bizim üstümüze geldi. Diğer grup olduğunu tahmin ettiğim şahıslar bize doğru geldi. Klasik laflar falan filan derken yarış başladı. Tabi bunlar bayadır yapıcakları işe çalıştıklarından biz ucundan falan dahil olamadık sadece izleyici olduk. Bunlar bildiğin gösteri yapıyo bide jüri diye bi kaç tane adam koymuşlar en yüksek puanı alan kazanıyo. Kerem'in arkadaşı olmasalar bide güzel paten sürüyo olmasalar durmam burda ama sevdiceğimin hatırı için katlanabilirim. Bi süre sonra ben bu jüriler yorum yaparken sıkıntıdan patlamak üzere durumuna gelmiş ve her an bu kadar mal oldukları için üstlerine atlayabilecekken Kerem elimden tuttu ve beni kaldırdı. Ay diycem evlenmeden olmaz ama olur yani. Dağa kaldır beni Kereğm.
''Nereye?''
''Gel sen.'' Tabikide her şeyi de sormasam olmaz. Meraklı bir insanım ben. Parkın arka tarafına gittik. Kerem beni duvarla arasına aldı. Dedim napıyo bu çocuk evlenmeden de olur derken ciddi değildim ben. Sonra yanıma sokuldu ve kulağıma ''Senden hoşlanıyorum.'' dedi. Bi ara 'Hoşlanıyorum? He sevmiyosun yani.' gibisinden triplere girmeyi düşünsemde tabikide kezoluğumu içimde yaşadım ve Kerem'e yansıtmadım. Bende aynı şekilde kulağına yaklaşıp ''Bende senden hoşanıyorum.'' dedim ve onu öptüm. Tabikide ilk öpüşmemizi ben başlatmalıydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dört Tanrıça
SonstigesÇocukluklarından beri aşırı yakın olan az biraz spastik kesinlikle psikopat kızların komik hayat hikayesi. @EceSalih @sena_bieber @aycatanay @berilatirus