Defne'den
Kafeye girdiğikmizde içerde mis gibi bir kahve kokusu vardı. İşte en sevdiğim. Ayaz cam kenarında bir masaya geçti. Kerem'de onun arkasından yanına oturdu. Eylem'e dirsek attım. O da bana sikici bakış attı ve susmam gerektiğini anında fark ettim. Masadaki herkesin önünde menü varken Ayaz telefonuyla oynuyordu. Bir şeyler döndüğünü anladım ama sesimi çıkarmadım. Herkes kahvelerini içerken Ayaz "Ben bir tuvalete gideyim." dedi. Kerem Eylem'e aşık aşık bakıyordu. Kıyamam ya yavruşka. Bakalım Eylem ne diyecek. Devrim hala kızlarla ilgili sinirini atamadığından kızlara sövüyordu. Normal Devrim. Asla sakinleşmez.
Beş dakika geçti nerde bu çocuk? En sonunda Buse'ye "Benimle tuvalete gel." dedim. "Neden? Tek başına git." dedi. "Önemliii." diyince çaktı. Tuvaleti bulmak için kafeyi turlamak zorunda kaldık. Ayaz'ı arkadan tanıdım. Telefonla konuşuyordu. Buse'ye sessiz ol işareti yapıp Ayaz'ı dinlemeye başladım.
"...Tamam abi sen gel ben halledicem...Hayır problem olmaz zaten morali bozuk seni özlemişse yeniden olursunuz teselli ayağı yani." sonra da kafenin adresini verdi. İçimizden birinden bahsettiğini anladım. Ama kim? Buse mi? Eylem mi? Devrim mi?
Masaya geçtiğimizde bir süre herkes sessiz kaldı. Sonra kafenin kapısı açıldı. Gelen Cenk'ti. O zaman ampul yandı. Ayaz'a "Ne yaptın sen ?" dedim "Ben bir şey yapmadım. Tesadüfler." dedi sırıtarak. Eylem " Bu pezevenkin ne işi var burda?" dedi. Haklıydı da. Devrimin sinirden dili tutulmuş gibi duruyordu. Bundan iki yıl önce Cenk ve Devrim sevgiliydi. O zamanlar Ayaz ve Cenk çok yakındı. Sonra Cenk Devrimi bir adet kaşarla aldatınca işler değişti. Devrimin psikolojisini düzeltmek aylar aldı da diyebiliriz. Cenk bir sandalye çekti ve sırıtarak "Oo eski dostlar" dedi. Salak olsam gerçekten tesadüf olduğuna inanabilirdim. Ayaz'a masanın altından tekme attım. Cenk kendine kahve söyledi. Yüzsüz tam bir yüzsüz. Devrim masayı iterek tuvalete gitti. Buseleyle Eylem de arkasından gitti. Benim halletmem gereken bir mesele olduğu için kalkmadım. Kerem'e "Sen gidip kızları bekle özel bir durum var" dedim. Emre şaşkınlıkla kalkıp ilerledi. Ayaz'a " Senin çağırdığını biliyorum piçik. Devrimin bu şerefsiz yüzünden neler yaşadığını bilmiyormuş gibi bu gergin anda neden böyle bir şey yapıyorsunuz ?" dedim. Cenk "Bak kızım ister inan ister inananma ben Devrim'e aşığım. Ufak bir hata oldu ve onu kaybettim. Şimdi de geri kazanıcam."dedi sinirlendim sesim yükseldi."Ufak bir hata mı? Biz sadece bir tanesini öğrenmişiz. Bir sürü kızla kırıştırdığını daha sonra fark ettik. Devrimi yeniden üzmene siksen izin vermeyiz. O kız neler yaşadı senin bi bok bildiğin yok. Şimdi siktir git ve bir daha sakın gelme. HEMEN." Ayaz bileğimden tutup "Saçmalama ikisi de birbirini seviyir, nolmuş yani aldatmışsa. Hatasını anladı mı ? Anladı. Olay biter yeniden birlikte olabilirler."Sen karışamazsın" dedi.Bağırıyordu ve bileğimi sıkıyordu. Şansımıza kafede başka müşteri yoktu. "Şeref denilen bir şey var. O kadar kolay değil. Devrim seviyordu. Çok seviyordu. Ayrıca bir daha asla bana bu şekilde davranma" dedim, "Peki" dedi. Eylem'le kaş göz işaretiyle anlaşıp gitmeye karar verdik. Bileğim kızarmıştı. Ayaz beni öpmek içim eğildiğinde onu Cenk'in üzerine doğru ittim. "Bir süre arama" dedim.
Buse ne kadar alışverişten nefret etsede benimle Devrim'in moralini düzeltmek için AVM ye gittik lanet olsun kendimi alışverişe verdim. Devrim zaten anında moda girdi ve para hesabı falan kalmadı. Hepimiz aptal aptal ota boka gülüyorduk. Onlarla olmayı bu yüzden seviyorum. Tam her şey bitti dediğin anda gülümsetebildikleri için. Devrim "Ben açım, koca günü sadece kahveyle geçirirsem ölürüm." dedi. Haklıydı. Yemek yiyip evlerimize dağıldık. Eve geldiğimde telefon hiç susmadı. Telefonu kapatıp uyudum. Böyle her şey daha iyiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dört Tanrıça
De TodoÇocukluklarından beri aşırı yakın olan az biraz spastik kesinlikle psikopat kızların komik hayat hikayesi. @EceSalih @sena_bieber @aycatanay @berilatirus