Eylem'den
Her zaman ki gibi pazartesiye saydırarak uyandığım bir sabahtı.. ve sonra.. Sonrası yok!
Genelde normal olmayan bir insan olarak sabahları daha beter olduğumu söyleyebilirim. İyice manyaklaşmadan yataktan çıktım ve tuvalette günlük rutinlerimi halledip okul gömleğimi ve pantolonumu giyip çantamı aldım. Kapıda aceleyle evden çıkmaya çalışan babamla karşılaşınca onu yanağından öptüm ve ayağıma converselerimi giyip evden çıktım. Yan blokta oturan Buse'nin evine gittim ve kapıyı çalmak yerine "Buseğğğ!" diye böğürmeye başladım o da içeriden bana bağırarak aynı zamanda koşarak kapıya gelmeye çalışırken bir yere düşme sesi duydum ve anırarak gülmeye başladım. Büyük ihtimalle ayağı halıya takılmış ve yere kapaklanmıştı. O sırada yanıma gelen Devrim ve Defne bana tip tip bakmaya başladı. Buse evin kapısını açıp da saç baş dağılmış çantası omzundan düşmüş karşıma çıkınca tekrar gülmeye başladım.
"Bi aynaya bak istersen." hızlı bir şekilde kapının yanındaki aynada saçlarını düzeltti ve ayakkabılarını giyip yanımıza geldi. Beraber her sabah kahvaltı ettiğimiz cafeye gelince içeri girdik ve boş bir masaya oturduk. Ben ,Buse ,Devrim erkekleri keserken Defne kafasını telefonunda kaldıramıyordu. Tabi başı bağlı birine baksa direk enişteye yetiştiriyoruz, yemiyo. Bu arada Defne ve Ayaz 1 yıldır çıkıyorlar. Kahvaltılarımızı edip cafeden çıktık ve okula gittik. Hocadan hemen önce sınıfa girip yerlerimize geçtik. Duvar tarafında en arkada Devrim'le ben önümüzde Buse'yle Defne oturuyor. Zaten uykumu alamamış olduğumdan duvara yaslanıp uyumaya başladım. dersin bittiğini Devrim'in başımda bağırmasıyla anlayıp kafamı kaldırdım.
"Hadi kantine gidiyoruz, hadiiii!"
"Biri şuna beni çekiştirmeyi kesmesini söylesin!" diyip ayağa kalktım ve Devrim'le kantine indim. O kendine bir şeyler alırken bende çilekli soda aldım. İşimizi hallettikten sonra sınıfa geri çıktık. Biz oturmuş böyle sohbet ederken bende masum masum -katiyen yalan- sodamı içerken Devrim'in bir anda sırtıma vurmasıyla soda üstüme döküldü.
"Ananı sikiyim Devrim! Buse abimi ara ya ellerim yapış yapış oldu." diyip hazır ayağa kalkmışken Devrim'e bir tekme attım. Telefonumu Buse'den aldım ve abimle konuşmaya başladım.
"Abiciğiiiiim."
"Ne istiyosun Eylem."
"Üstüme az biraz soda dökülmüş olabilir."
"Ee?"
"Aşırı rica etsem bana pantolon getirir misin?"
"Ya Eylem sek belasın."
"Yani geririyosun."
"Bekle 5 dakka." diyince bir kaç sevgi sözcüğü sıralayıp telefonu kapadım. Sonuçta vaz geçme ihtimali var. Abim pantolonu getirince Buse'yle onu alıp ve tuvalete gittik. Pantolonumu değiştirdikten sonra sınıfa geri döndük. Devrim Hanım o sırada sodamı götmekle meşgul. Yanına gidip ensesine bir tane vurunca sodayı nerdeyse o da üstüne döküyordu ama ben tutup kafama diktim. Hoca geldiği sırada ben çöpün orda olduğum için beni ve pantolonumu gördü ve o cırtlak sesiyle bağırmaya başladı.
"Kızım bu pantolon ne?!"
"Hocam pantolonuma soda döküldü de. İsterseniz gösteriyim?"
"Ya kesin öyle olmuştur. Hep aynı yalan." çantamdan pantolonumu alıp hocaya gösterdim tabi göt olunca beni yerime gönderdi ve dersini anlatmaya başladı.
![](https://img.wattpad.com/cover/15793932-288-k25435.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dört Tanrıça
RandomÇocukluklarından beri aşırı yakın olan az biraz spastik kesinlikle psikopat kızların komik hayat hikayesi. @EceSalih @sena_bieber @aycatanay @berilatirus