Bölüm 3: Büyük Sürpriz

412 17 0
                                    

Arkadaşlar vote ve yorum yapmayı unutmayın ^_^  ♣

Bölüm şarkısı= The Cranberries- Zombie

          Kafeden olabildiğince hızlı çıkmaya çalıştım. O kadar hızlıydım ki sağımdaki solumdaki herkese çarpıp 'özür dilerim' demekten başka bir şey yapamıyordum. Son bir kez Brandon'a baktım. Yine her zaman ki gibi tembelce sırıtıyordu. İçimden derin bir oh çektim ya da ah. Duygularım karmakarışıktı. Hemen caddeye çıktım, bir taksi durdurarak bindim. Aradan bir otuz dakika geçtikten sonra eve yaklaştım, indim. Eve baktığımda tüm odaların ışığı açıktı ve bu annemin beni defalarca evde aradığının belirtisiydi. Evin zilini çaldım. Annemin hiddetlice merdivenlerden inişini duyabiliyordum. Kapıyı açtı, sinirli ve yarı korkmuş bir surat ifadesi vardı.

          "Sen, sen neredesin Jessica!? Tam üç saattir seni her yerde ariyorum!"
          Opps! Başladık.

          "Anne, telefon diye bir şey var. Arasaydın."
          Diyerek kendimi haklı çıkarmaya çalıştım.

          "Telefonun kapalı! Aramadım mı sanıyorsun?"
          Aa doğru ya karne verilirken kapatmıştım, mal kafam. Tabi her zaman ki gibi anneme karşı haksız çıktım.

          "Anastasia, Katy? Onları arasaydın."
          Ne! Ne dedim ben? Şimdi onlarla birlikte olmadığımı öğrenecek. Ne söyleyeceğim ben şimdi?

          "Eveet, evet. Asıl endişelendiğim konu burada. Aradım ve bana bizimle değil dedi. Nerelerdeydin sen? Dökül!"
          Tamam benim işim bitti. Elveda dünyadaki Jessica! Bilinçaltım beni zorluyordu, bahane bulabilirdim. Hadi düşün Jessica.

          "Anne yavaş, yeter! Dinle bir beni!"
          "Daha ne anlatacaksın ha? Daha ne anlatacaksın? Ben sana geç olmadan eve gel demedim mi?"
          "Anne okul ortalamam çok yüksek olduğundan müdür beni örnek öğrenci seçti, onunla baya konuştuk. O yüzden geç kaldım."
          Tam da Jessicalık bir bahane ya da yalan. Biraz duygu sömürüsü de yaparak işi halettiğimi düşündüm.

          "Ne? Bu harika bir şey Jessica neden daha önce söylemedin?"
          "İzin verseydin söyleyecektim, hiç susmadın."
          Gözlerimi yana devirerek trip attım. Burada inandırıcı olmaya çalışıyoruz sonuçta.

          "Tamam tamam üzgünüm ama bana haber vermediğin için yine de cezalısın."
          "Nee! Anne hayır, hayır. Anneee!"
          Annem mutfağa doğru yemek hazırlamak için yürüyordu. Ben ise arkasından 'annee!' diyerek arkasından takip ediyordum.

          "Etrafımda köpek yavrusu gibi dolaşmaktan vaz geçecek misin?"
          "Evet! Ben bunu haketmedim."
          "Jessica odana, şimdi!"
          Annemle birlikte odama çıkmak zorunda kaldım. Yatağıma oturdum.

          "Anne yapma, çok abartıyorsun!"
          "Abartmıyorum, yakında anne olduğunda ve senin gibi bir kızın olduğunda korkunun, endişenin, sinirin hepsini bir arada tadacaksın, umarım!"
          Son sözleriyle odamdan çıktı ve üstelik beni içeriye kilitleyerek aşağıya indi. Off! Annem böyle yaptıkça ondan nefret ediyorum açık ve net. Sinirimden gözlerim doldu, tam ağliyacakken telefonum çaldı. Arayan Katy'di.

         "Merhaba Jessica."
          "Merhaba."
          Sesim çok durgundu. Sanki isteksizce konuşturuluyormuş gibiydim.

Eğer YaşarsamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin