1. |ÖKMEN|

6.4K 206 99
                                    

                              MERHABA👋

Umarım ilk bölümü beğenirsiniz.
Rica ediyorum okuduktan sonra iyi veya kötü tüm yorumlarınızı bekliyorum. (Yazım hatası olursa kusura bakmayın telefondan yazıyorum)

Hikayeme hoş geldin ❤️

Unutulmayan bazı karanlık geceler vardır. Olmayacak bir yaranın kanadığı ve asla yağmayacak yağmurun yağdığı geceler.

Bir felaketin temelinin atılacağı geceye merhaba dedi dolunay, merhaba dedi bin ay...

Utku'nun bir eli direksiyonda diğer eli ise dizim üzerindeydi. Güzel bir akşam yemeği dönüşüydü bu taki o telefon çalana kadar. Babamın endişeli sesiyle çınladı kulaklarım, asla anlattıklarından bir şey anlamıyordum tek anladığım şey şuanda hastanede olduklarıydı.

Hızla ilerlediğimiz yolda ani bir frenle durduk. Hastaneye varmıştık. Arabanın kapısını açıp,  utku'yu beklemeden hastanenin kayıt yerine gittim. Kadına endişeli bir sesle "Cenan Ünkan buraya getirilmiş! " diye bildim. "Evet üçüncü kat 143 nolu odada" dedi. Utku yanıma gelip "asansör bu tarafta." Elimden tutup asansöre götürdü. Üçüncü kata bastı ve kapılar kapandı. Bana doğru dönüp "Sibil sakin, emin ol abin iyi." dedi. Üzüntüyle gözlerimi yumdum. "İnşallah inşallah." Kapı 5 saniye sonra açıldı. Tam karşımda 143 nolu oda ve adam sürüsü vardı. Oraya doğru ilerledim. Yutkunarak kapının kulpunu aşağıya indirdim.

Şükürler olsun abim odada yatağın üzerinde oturur vaziyette kolunda serumla duruyordu. Babam annem ve kız kardeşimde buradaydı. Derin bir oh çektim. Abim kimmiş diye kafasını çevirmeye kalmadan sıkı sıkı ona sarıldım. Geriye çekilip baştan aşağıya onu süzdüm iyiydi. " Çok korkuttunuz beni. Özellikle baba sen! Telefondaki sesin neydi öyle Cenan'a bir şey oldu sandım." dedim sitem dolu bir sesle. Babam öne eğik olan başını bana doğru kaldırdı. Neden babam hâlâ gergindi. "Olmadı mı sanıyorsun! Şu karşında oturan abin olacak aptal çocuk var ya nelere sebep oldu bir bilsen." Hiç birşey anlamıyordum. Babama sorarcasına baktım. "Kötü birşey mi oldu?" Babam gözümün içine içine bakıyordu uzunca sustu.
"Söylesenize birine birşey mi oldu? " diye bağırdım.

İzel sesiz bir sesle, "öldü" dedi. İstemsizce kaşlarım çatıldı. "Kim?" İzel'in yanağından bir yaş süzüldü. "Ökmen, Binay Ökmen." bomboş bir sesle çıktı babamın ağzından bu isim. Abim duyduğu isimle kulaklarını kapatıp olduğu yatakta sallanmaya başladı. "Hayır! hayır! hayır!" diye fısıldadı. Gerçeği duymak istemiyor, inkar etmek istiyor gibiydi. Saçlarını çekmeye başladı. Utku abime doğru atılıp kollarını tutmaya çalıştı. Nafileydi. Kapıdaki adamlardan biri hemşireyi çağırdı. Güçlükle tuttukları abimin koluna içeri giren hemşire iğneyi sapladı. 10 saniye sonra gözleri kapandı. Utku yavaşca ellerini çekti. Abim neden bu ismi duyunca çıldırmıştı hâlâ hiç birşey anlamıyordum. "Binay Ökmen kim?" diye sordum.

Babam hızla oturduğu yerden kalkıp kapıdaki adamları gösterdi. "Bunca adamı kapıya dikecek kadar önemli biri." Kafamı dahi çevirmemiştim. Hâlâ babamın kalktığı yere bakıyordum. "Giden can umrunda bile değil, deme baba? Sen işin soyadı kısmına bakıyorsun."

İnsan hayatı onun için hiç önemli olmamıştı. Herşeyi geçer sadece itibarını düşünürdü. Ona doğru döndüm, "Pardon sorumu düzelteyim. Bunca adamı kapımıza diken, Ökmen, Binay Ökmen kim?" diye bağırdım. Tam birşey diyecekti ki telefonu çaldı. Hızla açıp karşı tarafı dinlemeye başladı. "Tamam sizde temkinli olun." diyip telefonu kapattı. Odadaki adamlara dönüp, "Ökmenler geldi hepiniz dikkatli olun bir eliniz hep tetikte olsun. Cenan'ın başından ve kızların başından bir an olsun ayrılmak yok." bakışlarını bana çevirip,
"Geldiler görürsün şimdi kim olduklarını, kıyametin nasıl koptuğunu." Bana doğru bir adım atıp, "Silahın belinde mi?" Parmaklarımı sinirden saçlarıma geçirdim. "Hayır Utku'nun arabasında kaldı." dedim. Yanındaki adama elini uzattı. Silahını alıp bana verdi. "Bunu al, buraya giremezler ama ne olur ne olmaz kalsın sende."

KURŞUN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin