Upuzun bir yol var önümde sadece yürüyorum hangi yollara saptığımı bilmeden hangi hikayeye konu olacağımdan habersiz sadece yürüyorum...
Süslü ışıklar yok benim yolumda sadece kendi hikayemi yazmak için yürüyorum..Başarısızlıkların verdiği güçle mi yoksa kadere olan büyük bir inançla mı yürüyorum bilmiyorum ..Bu içimdeki derin boşluk beni nereye götürüyor..Ağaçların hışırdıyan yaprakları , henüz görmediğim okyanusun mavisi , benimle bu yolda yürüyen tek dayanağım arkamdaki rüzgarın saçlarımı okşaması mı yoksa ?
Ellerim bomboş ,ayaklarım yalın ayak .. Upuzun bir yol yürümeyi deniyorum.. Zorlu daha zorlu yollara sapacağımı biliyorum ama bu yola baş koymuşken dönmek yok artık..
Bana hem teselli hem de destek olan bu rüzgar beni nereye götürecek bilmiyorum..Yolu yarılamış sonunu getirmeye yakınken bırakmak olur mu hiç??
Olmazdı ..elbet bir sonu vardı bu yolun tüm kapalı yolların aslında bir amacı vardı beni çevirmekle..
İlerledim ..İlerledim günlerce.. ne yemek aradım ne su ..ruhumu ne doyurabilirdi ki bu sonsuz yolda .. Bir an karardı gözlerim..Yere serildi tüm vücudum ..Hiç bir şey hissetmiyordum. Hissizlik çöktü içime.. Gözlerim kısık göz kapaklarım ağırlaşmış sadece ileriye bakıyordum. Gözlerimi rahatsız eden bir ışık patladı. Bir araba sağa sola savrulmuş bir şekilde geliyordu. Yerimden kalkamayacak kadar güçsüzdüm. Beynim kalmak istiyor .Kalbim dur diyordu .Belki de yolun sonu budur dercesine. Bütün hayatım bir film gibi geçti gözümün önünden.. Tüm pişmanlıklarım acılarım, sevinçlerim.. Hepsi..
Belki bu uzun yıllara sığdırdığım yaşam sadece 30 saniyeliğine geçti gözümün önünden.. Günler aylar yıllar ve 30 saniye.. Hayat buydu işte tam olarak yaşadığın yere kadar tanımak sahiplenmek kendini..
Bir uğultu koptu. Asfaltın titrediğini hissettim ..Ölümle burun buruna gelmek zordu elbet.. Gözlerimi sımsıkıya kapattım .Bir ses ..
-Hey, Bayan iyi misiniz?
Gözlerimi açmaya çalışıyor, Ama bir türlü kendimde bu gücü bulamıyordum.
O ses tekrar:
-Hanımefendi , iyi misiniz ? Lütfen bir cevap verin ?
Bana yaklaşan bir nefes hissettim. Telaşlıydı. Nefes nefese kalmış bir hali vardı. Gözlerimi yavaş yavaş açmaya çalışıyordum. Lakin çok bulanık görüyordum. Bir erkekti .saçları dağınık uzun bir paltosu vardı. Gözlerimi açmamla paltosunu çıkarması bir oldu . Açık kalan bacaklarımı paltosuyla örttü. Nazik birine benziyordu. Göründüğü gibi miydi gerçekten? Kollarıyla kavradı beni kucağına aldı. Sıcacıktı. Koşmaya başladı. Bu karanlık yolun ortasında yalnızım sanarken buz tutmuş kalbim hızlı hızlı çarpmaya başladı. Neyin nesiydi bu ? Rüya mıydı? Gerçek mi?
...
Bu sonsuz yolculukta başladığım yere mi dönüyordum. Yoksa yeni bir başlangıç mı yapıyordum emin değildim. Sadece kollarına bıraktım kendimi pervasızca.. Nefes alış verişini yakinen duyuyor .. bu sese daha çok kulak veriyordum. Bir yabancının bir başka yabancıya karşı çırpınması oldukça uzak geliyordu bunca yıllık yaşantımda.. Ama yine de tutunmak istiyordum kollarından.. O kadar sıcak o kadar yakındı ki bırakmasın istedim.. Güçsüzlükten bitap düşmüş kollarım bir o yana bir bu yana sallanırken kafamdan geçen bu düşüncelerde neyin nesiydi?
Nihayet arabaya gelmiştik ..
Alelacele ön koltuğa yerleştirdi paltosunu sımsıkıya üzerime örttü. Arabanın kaloriferini açarken elleri titriyordu. Saçlarından akan damlalar yanağından süzülüyordu. Gözlerim yavaş yavaş kapanıyor. Vücudum sıcaklığa kendini bırakıyordu.
***
Bir müzik sesi..
Evet tanıdık bir ses ..
Tracy Chapman den Fast Car..
Yavaş yavaş kendime geliyordum . Gözlerimi açtığımda uzanmış yatakta yatıyordum. Tavan camdandı. Gökyüzüyle birbirimize bakışıyorduk. Aniden bir sesle irkildim.
-Güzellik uyandın sonunda bakıyorum
Başucuma gelmiş bana bakıyordu.
-Suskunsun. Beni çok korkuttun. Ateşin düşmek bilmedi.
Dudaklarını alnıma dayadı. Gözlerim yerinden çıkacaktı sanki .Ateşimin bir ,iki derece daha yükselmesini mi istiyordu bu adam kalbim hızlı hızlı atmaya başladı.
- Hala biraz daha ateşin var . Ne oldu başına ne geldi bilmiyorum ama ilk işimiz ateşini düşürmek. Eğer konuşmak istersen ben burada olacağım.
Ne diyeceğimi bilemedim nutkum tutuldu .Sadece kafamı sallamakla yetindim.. Başucumda ıslak bezleri sıkmaya koyuldu .Bulanık gördüğüm yüz şuan kafamda netleşmisti. Siyah dalgalı sacları yüzüne düşüyordu. Gözleri hafif çekikti. Kirpikleri bir o kadar uzundu. Endişeli endişeli bana bakıyordu. Meraklıydı. Bense benim için endişelenen meraklı bu gözlere bakıyordum . Alnıma bezleri koyuyor ısındıkça tekrar ıslatıp koyuyordu. Ateş ölçerle her 5 dakikada bir kontrol ediyordu.
-İsminiz ? dedim
-"Ah , konuştu" dedi ve tebessüm etti.
-Benim ismim Umut ya senin?
-Bade .
-Badee. İsminin anlamını biliyor musun Bade?
-Biliyorum ama ismimin kaderini yaşamak belki de bana iyi gelmemiştir.
-Aşk?
-Ben o hakikati gereğiyle yaşayamadım.
-Sevdiğin biri vardı .Onun yüzünden mi bu haldesin ?
-Konuşmasak .Düşündüğün gibi değil. Ayrıca ben artık gideyim. Size mahcup oluyorum. Yeterince rahatsızlık verdim.
-Önce merak ettirip sonra gideceğim diyorsun. Hem daha iyi olmadın nereye gideceksin ?
-Bu kadarı yeterli . Gitmeliyim.
Nereye gideceğimi bilmeden ağzımdan dökülüverdi . Yabancı birinin evinde ne kadar kalabilirdim? Neye ortak olmasını isteyebilirdim . Ayaklandım . Dışarda bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyordu .Aldırış etmeden hızla yürüdüm. Kaç gündür bu haldeydim. Bacaklarım yerden kesildi. Sendeledim. Kolumdan yakaladı.-İyi değilsin diyorum inat etme.
-İyiyim. Kolumu bırakırsanız bir an önce gitmek istiyorum .
Kolumu öylece bırakıverdi. Hızlı adımlarla kapıdan çıktım.
Yağmurda yürümeye başladım. Kendimi yine yürürken buldum yollarda ..Sonsuzluğa..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pusulam Sensin
RomanceDebelendiğim bu yolun sonu nereye çıkacaktı? Sıfır çizdiğim bu hayat tekrar beni başa mı götürecek yoksa sonuna kadar gidecek miydim ?Hiçbir fikrim yoktu. Emin olduğum şey yürüdüğüm bu yolun bir sonu olacağıydı...