Güneş yavaş yavaş batmaya başlamıştı. Karşımızdaki manzara muazzamdı. Fotoğraf deklanşörü patladı yüzüme.
Umut resmimi çekmişti. Şaşkın şaşkın bakan gözlerime doğru bakıp
- Ne yapayım manzara çok güzeldi. Bu anı kaçırmak istemedim dedi.
-Umutt yanında kağıt kalem var mı? dedim.
-Arabada olacaktı. Malum iş gereği dedi.
Şaşırıp sordum Umut'a :
-Doğruya senin hakkında hiç bir şey bilmiyorum. Kâğıtlarla ne işin var acaba?
- Mimarım.. İnan o pislikle meslektaş olmak istemezdim ama maalesef ki mimarım dedi.
-Hakkında öğrendiğim ilk şey bu oldu. Mesleğin..
- Bir şey daha olsun o zaman aynı yaşıtız sanıyorum yani kardeşinin yaşından tahmin ettim diyelim malum bayanların yaşı sorulmaz.. deyip güldü.
Beni de güldürdü .
-Sanıyorum 24 yaşındasın Umut. Dedim
-Bak doğru tahmin.. Evet Bade . Ve bugün bil bakalım hangi gün?
-Hangi gün ? dedim
-Bugün benim doğum günüm dedi.
-Bugün günlerden ne ki dedim?
-10 haziran dedi.
-Sana bir şey söyleyeceğim ama inanmayacaksın dedim.
-Bugün benimde doğum günüm dedim ve birlikte gülmeye başladık. Tesadüfün böylesi görülmemişti herhalde.
-Ben sana kağıt kalem getireyim en iyisi dedi.
-Tamam dedim. Bir kaç kâğıt getirdi. Yanında kurşun kalem ..
-İşini görür heralde
-Görür görür..Sen şöyle otur bakalım.
Karşıma oturttum. Portresini çizmeye başladım.
-Bunu beklemiyordum Bade..
-Dur çok kıpırdama.
-Oo ciddi iş yapıyoruz tamam dedi.Bugüne kadar tanıdık hiç kimsenin portresini çizmemiştim. Eski nişanlımı bile. Umut ilkti. Ona bir hediye vermek istemiştim. Belki maddi bir şey değildi ama manevi bir değeri olsun istedim..Son rötuşlarını yapıyordum ..Kalem gibi kaşları siyah parlayan gözleri kalın dudakları..Uzun uzun bakma fırsatı bulmuştum bu portre sayesinde..
- Bade daha durmalı mıyım böyle ?
-Son rötuşları yapıyorum bitti sayılır.
-Peki bekliyorum.
Bir kaç dokunuş daha yaptıktan sonra bitirdim.
-Evettt bitti.....
-Bakabilirim değil mi?
-Tabi bakabilirsin..
Kâğıdı verdim. Umut bana bakarak..
-Oo bu benim dedi.
-Evet sensin tabiki dedim .Gülümsüyordum çünkü çok şaşkın ve mutluydu..Bu küçük hediye içinn bu kadar sevineceğini tahmin etmemiştim. Her şeye sahip olan bu adam gerçekten koca yürekliydi.
-Umut..beğendin mi .?
- Deli misin ? Çok beğendim hemde ..bu benden daha yakışıklı olmuş . dedi
Gülmeye başladım.
- Beni sabırla beklediğin için teşekkür ederim ayrıca benden sana çok küçük bir hediye.. Arkasında bugünün tarihi var umarım hatırlarız bugünü ..ben unutmayacağım çünkü.. dedim.
-Unutmam dedi . sonra gülümseyerek yanıma geldi ve bana sarıldı.Kulağıma
-Doğum günün kutlu olsun ..bugün bana hayatını anlatıp dinleme fırsatı verdiğin ve ortak ettiğin için ben teşekkür ederim...
Sıcacıktı. Kollarının arasında kayboldum. Geniş omuzları güç verdi . Ağzından çıkan sözler güven doluydu. Gözlerimin içine baktı ve
-Ee acıkmadın mı sen???
-Biraz dedim
Karnım guruldamaya başladı.
Birbirimize bakıp gülmeye başladık.
Mangal hazırlıklarına başladık. Etleri mangala diziyor .Biberleri közlüyordu.
Tam bir aile babası tipi vardı. Öyle görünüyordu. Masayı kurdum..Mezeler içecekler hepsini hazırladım ..Arkamdan bir ses..
-Evettt bitti..Hadi yiyelim artık..
Masaya oturduk. Yaptığı leziz etleri meze eşliğinde yemeye başladık. Yemek sessiz geçti. O kadar acıkmışız ki yemek yemeye dalmıştık adeta.
Yemek bitmiş. İkimizde doymuştuk .Hava çoktan kararmış.. Yan çadırdakiler şarkılar söylüyor bir kaç kişi gitar çalıyordu.
Gel dedi . Gidelim yanlarına..
Yanlarına gittik . Bize minder verdiler .. Onlara katılabileceğimizi söylediler.
İçlerinden bir genç istek parçamız olup olmadığını sordu. İstemsiz bir şekilde Umut'a döndüm . "Sen seç" dedim .bir iki dakika düşündü.ve Ay Tenli Kadın dedi. Bu şarkıyı Badeye ithaf ediyorum dedi. Herkes bize döndü.ve ooo 'lamaya başladılar . Sanıyorum birilikte olduğumuzu düşündüler .Birden Umut:
-Çünkü bugün badenin doğum günü dedi .ve gitarist birden Mutlu Yıllar şarkısı çalmaya başladı. Bende döndüm ve çünkü bugün Umutun da doğum günü dedim ve Mutlu Yıllar Bade'den Mutlu Yıllar Umut'a döndü..Diğer çadırdaki insanlar alkış tutuyor . Birbirimize eşlik ediyorduk .Gitar çalan genç birden Umut'un istek parçasını çalmaya başladı. Bir kaç kişi telefonlarının fenerini açtı. Telefonları sallıyor. Bu ambiyansa kendimizi bırakıyorduk.
Şarkının sözleri bir o kadar anlamlı ve güzeldi.
Tenin almış beyazlığını aydan
Saçlarının rengi geceden
Bundan geceye sevdam
Sen örterken benimle kalbini
Al aklım gibi hissimi
Al çünkü özlüyorum..
Hep beraber bu satırları söylüyor. Gecenin ve kamp ateşinin tadını çıkarıyorduk. Şarkı bitti. Umut bana doğru eğildi.
- Gidelim mi artık dedi.
-Tamam dedim. Diğerleriyle vedalaştık teşekkür ettik ve çadırımıza döndük .Geç olmuştu. Yorucu hayattan kesitler ve mutluluk kokan buram buram bir gündü .Yere bir kilim serdik. Uzandık ikimizde .Kilimin bir ucunda Umut bir ucunda ben. Gökyüzündeki Ay'ı ve Yıldızları seyretmeye başladık. Eliyle işaret ederek bu yıldız kümesini görüyor musun? dedi.
-Evet dedim .
-En parlak olanı Çoban takım yıldızının alfası Arcturus.
- Bu yıldızın bir anlamı var mı peki ?
-Cennetin sabit bekçisi diye okumuştum bir kitapta.
-Anlamıda kendi gibi güzelmiş, yıldızları seviyorsun değil mi ? Evinde tavan camdandı. Gökyüzünü rahatça görmek için sanıyorum.
-Gökyüzü bana kendimi anlatıyor..Evi kendim tasarladım. Daha doğrusu benimle tasarlayan ve o evde hayalleri olan biride vardı. Gerçi onun hayalleri ne kadar doğruydu bilinmez.
-Gökyüzü seni anlatıyor derken ne demek istedin ?
-Sana gösterdiğim yıldız Arcturus , o benim iste. Takımının en parlağı , alfası ama hep yalnız.. Çevreleyen yıldızlar takımı var etrafında. Yanında var olmalarına rağmen o hep eksik ve mutsuz. Işığını kaybetmemeye çalışıyor. Benim için anlamı bu.
-Peki biri dedin .Kim o özel değilse?
-Imm önceden özel biri olabilirdi ama şuan değil. Evleneceğim kadındı. Düğünümüze bir gün kala terketti beni. Evliliğin sevgimizi öldüreceğini hazır olmadığını söyledi. O da benim gibi mimardı. Üniversiteden arkadaştık. 5 yıllık bir birlikteliğimiz oldu ama bu 5 yıl yeterli değildi onun için sanırım..
-Nerde şuan peki ?
-Yurtdışına gitti .İyi bir iş teklifi aldı. Seçiminide yapmış oldu bu teklifi kabul ederek..
- Hala seviyor musun onu?
-Sana sorduğumda eski nişanlını seviyor musun diye sen de kopmak o kadar kolay değil demiştin benim içinde öyle hala aşmış değilim 5 yılımı dolu dolu geçirdiğim bir hayatı geride bırakmış değilim henüz..ama buruk kalbim kabullenmek istemiyor ..Bana olan sevgisi bu kadar kolay bitmiş olamaz diyorum..Belki de hiç sevmedi o da bir olası..
- İki kırık kalp yan yana gelmişiz desene .
-Öyle oldu biraz..Umut'a doğru döndüm uzanır bir şekilde. Gökyüzüne bakarken yanağından bir damla yaş düştü. Umut 'a doğru yaklaştırdım tüm vücudumu..Yanağından süzülen damlayı sildim .Bana doğru döndü elim yüzünü kavrıyordu .Elime iyice yerleştirdi yüzünü ..
Böyle kalsak dedi . Tamam dedim.İlk defa sevdiğini anlatırken ağlayan bir adam görüyordum..Çok sevmişti.. Aynı benim gibi..
Gözlerini kapat ve beni dinle..
Gözlerini kapattı..Saçlarını okşadım.
-Sen çok iyi birisin ve yalnız değilsin..Kalbin o kadar güzel ki bir yabancıya sahip çıkacak kadar yüce gönüllü..Gökyüzünü sevecek kadar cesur .. ve şarkılarda kendini bulacak kadar saf.. Belki sevgin ağır gelmiştir karşındakine belki sonsuz değeri anlayamayacak kadar aptaldır. Unut demeyeceğim sana ..Kendi kalbime anlatamadığım bir şeyi sana nasıl söylerim. Ama seni üzen bu kadını ve beni üzen o adamı geride bırakmaktan başka çaremiz yok ..Belki seninle olurda bir daha yolumuz karşılaşırsa.. Mutlu olalım olur mu ?
-Gözlerini açtı.Bana uzun uzun baktı..
-Gitme. Dedi. Şaşırdım. Bu adam bana neden gitme dedi anlam verememiştim.
-Hep gitmekten bahsediyorsun bade nereye gideceksin? Nerede çalışacaksın? Bir daha nasıl güveneceksin? Bunlara bir cevabın yok değil mi ?
Bir şey diyemedim. Ne gidecek bir yerim vardı. Ne omzumu yaslayacak bir dalım .Ne de sığınacağım bir liman vardı. Haklıydı . Nereye gidecektim .O karmaşaya geri nasıl dönecektim ve yine haklıydı.. Güven..Bir daha güvenebilecek miydim ? Güvenebilecek miydik??
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pusulam Sensin
RomansaDebelendiğim bu yolun sonu nereye çıkacaktı? Sıfır çizdiğim bu hayat tekrar beni başa mı götürecek yoksa sonuna kadar gidecek miydim ?Hiçbir fikrim yoktu. Emin olduğum şey yürüdüğüm bu yolun bir sonu olacağıydı...