Kamp Ateşi

1 1 0
                                    

Kalbimi dinledim.Mantığımı dinlemek ne yarar sağlayacaktı. Gidecektim zaten .Bu genç adamı bir daha görmeyecektim. Umut gözlerimin içine bakıyor .Ağzımdan çıkacak kelimeleri sabırla bekliyordu. Anlatmaya başladım.
-Ben yoksul bir ailenin kızıyım.Zor şartlarda büyüdüm. 1 erkek kardeşim var.Annem ve babamı çok küçük yaşta trafik kazasında kaybettim . Bizi büyütecek kimse yoktu. Hiç bir akrabamız bizi yanına almak istemedi. Sorumluluk olarak gördü. Yetimhaneye verdiler bizi. Ben daha 7 yaşındaydım. Kardeşimse 3 yaşındaydı. Kardeşimi bir aile evlatlık aldı. Ondan 3 ay sonra da başka bir aile beni evlatlık aldı. Ama 1.5 yıl sonra çocukları olunca beni tekrar yetimhaneye gönderdiler miras ortakçısı olmayım diye . Bir daha kimse beni alsın istemedim. Oyuncak gibi alınıp verilmek istememiştim.Her an gönderecekler korkusu yaşamak ağır gelmişti küçük bedenime..Yetimhanenin müdüresi benim ikinci annem gibiydi. Hep ilgilendi benimle. Gizlice odasına çağırır. Çikolatalar verirdi. Okuldaki başarımı hep takdir etti. Ama hep gizliydi ilgisi.Diger çocuklar kırılacak kıskanıp bana zarar verecekler diye hep gizli severdi beni. 18 yaşıma geldiğimde artık ayrılmam gerekiyordu yurttan.İyi de bir üniversite kazanmıştım. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Fakültesi. Yurttan ayrılacaktım fakat ne birikmişim vardı ne kalacak yerim. Müdüremiz bir gün çağırdı beni odasına. Çıkışını yapmamız gerekiyor dedi.Korkak gözlerime acı acı baktı. Elime bir zarf tutuşturdu. İçinde bir miktar para vardı. Bir de adres notu. Bu adrese git .Orda sana iş  verecekler .Üniversitenin yurtlarından birinde kalır 4 yıl daha idare edersin .Çıkışta beni yine görmeye gel olur mu tatlı kızım dedi. İlk yıl yurtta kaldım. Müdürenin adreste verdiği yerde part time çalışıyor harçlığımı çıkarıyordum. Üniversitenin ikinci yılında en yakın kız arkadaşım Şebnemle aynı eve çıktık. Herşeyimi biliyordu. Sırdaşımdı.Kardeşim gibiydi.Yani ben öyle zannetmişim.Her neyse beni kuzeniyle tanıştırdı.Mimardı. Hoş çocuktu..3 yıl birliktelik yaşadık. Ama gizliydi hep. Bana şebnemin haberi olmasın derdi.Niye diye sorduğumda ailesinin varlıklı olduğunu bu ilişkiyi kabul etmeyeceklerini şebneme söylersem bunun bir şekilde duyulacağından endişelendiğini söylerdi. Ben inanmıştım ona .Bana karşı nazikti hep. Senin yanında mutluyum benim dünyam bana karşı acımasız sen benim sığınamsın derdi.Şebnemin vurdumduymazlıklarından sıkıldığını söyler.Aile toplantılarını hiç kaçırmazdı.Şebnemden gizli saklı buluşmalarımızda neden böyle buluşmamız gerektiğini sorgulamaya başladım.Sorguluyordum ama herhangi bir ipucu bulamadım. Kendi aramızda bir nişan yaptık.Ben okulu bitirmiştim nişan yaptığımızda.Şebnemle  yine aynı evde kalıyordum . Bir atölyede çalışmaya başlamıştım. Orada resim yapıyor.Öğrencilere gönüllü resim dersi veriyordum.Nişanlımla 1 yıl kadar daha nişanlı kaldık.Evlenicez diye bekliyordum bende .Yani öyle umuyordum. Konu evliliğe geldiğinde hep konuyu değiştiriyor.Evliliğin  sevgiyi öldürdüğünden bahsederdi.Bir gün cüzdanımı unutmuştum .Eve döndüm. Kapıda nişanlımın ayakkabıları vardı. Kuzenine geldi bahanesiyle beni görmek için gelmiştir diye sessizce açtım kapıyı. Girdiğimi farketmediler.Sen beni kimle aldatıyorsun dedi Şebnem.Şok olmuştum.Belki yanlış anlamışımdır diye konuşmalarını dinlemeye devam ettim.
Kimseyle dedi nişanlım.Anlam verememiştim. Şebnemi dudağından öptü. Senden başka kimse yok dedi.Duyduklarım ve gördüklerim karşısında ne yapacağımı bilemedim.Kuzenler sanmıştım. Öyle tanıtmışlardı oysa kendilerini.Anahtarlık elimden düştü . Gözgöze geldik ikisiyle . Şebnem.bana sen bu saatte evde olmazdın ne getirdi seni buraya dedi .Siz dedim.Anladığımı  anlayınca evet biz nişanlıyız dedi.
Umut bana şaşkınlıkla baktı.
-Nasıl yani bunlar senden niye saklamışlar bir de yetmezmiş gibi senle nişan takmış.
- Beni çantada keklik gördü herhalde.Bunlar iki dost ailenin çocuklarıymış meğer. Nişan yapmışlar üniversiteye başlarken. Aile kararıymış başta istememişler birbirlerini.Anlasma yapmışlar herkes kendi kafasına göre davransın diye .Ama sonra şebnem aşık olmuş nişanlıma. Meğer gerçek sandığım dost sandığım arkadaşım beni dost değil..Sevdiğim adam beni sebnemden bir kaçış olarak görmüş. Bütün kafamdaki sorular iste o gün cevap buldu.Meger koca bir yalanın içinde debelenip durmuşum..ve sevdiğim adam bana ne dedi biliyor musun ?
Biz imkansızdık ben seni yinede sevdim beni bekle ayağımdaki bu zinciri kıracağım dedi .
-Peki sen ne dedin? Ne cevap verdin?
-Bizden artık olmazz dedim .İlişki güvenle olur . O güveni yıkmışken tekrar başlamak imkansızdı. En azından benim için.
- Hala seviyor musun peki nişanlını ?
-Eski nişanlını diyecektin sanırım. Henüz aşmış degilim . Bir insana bağlanıp bir anda bırakmak mümkün değil. Babamla yaşayamadığım her şeyi bana 3 yılda veren bir adamdı.Beni bu denli sevdiğini düşünürken bir o kadar incitecegini nerden bilebilirdim ki ..
Kötülük yok ki benim ruhumda kötüyü tanıyayım.
-Peki şebnem e ne oldu?
-Şebnem hiç öğrenmedi. Bilmiyor hiç bir şey. Ben o günden sonra evden çıktım. İkisinin yüzünü görmeye katlanamadım. Ayrı eve çıktım .Nişanlım yani eski nişanlım beni defalarca aradı . Taşıdığım yeri bulmuş .Her akşam beni görmeye geliyordu defalarca hayır dememe rağmen. İşte bir gün şebnem aradı.Biz bu yaz evleniyoruz. Nikâh şahidimiz ol dedi. Afallamıştım. Bugünün geleceğini biliyordum ama bu kadar erken değil.Üstelik benden nikah şahidi olmamı istiyorlardı.İşte o gün yola koyuldum.Planlamadığım herhangi bir yer ..Öylece yanıma hiç bir şey almadan kapıdan çıktım..Huzuru mutlulugu bulurum ümidiyle..Her kapı yüzüme  kapanmışken ve bu imtihan 7 yaşında bir çocukken başlamışken kafamdaki soruların son bulması için yola çıktım. Nereye gittiğimin bir önemi yoktu..Sadece kırılan kalbimin parçalanmasını istemedim..Bu yüzden buradayım ve yanımda sen varsın
Beni dinleyip hayatımın bir köşesinden tuttuğun için minnettarım sana..
-Badee bana bak ..Sen cok masumsun..Bir o kadar da güzel..İnan bana bu dünya çok acımasız ve sen tek başına öyle iyi idare etmişsinki..Aslında seni dinlerken gözlerinde yaşadım tüm çaresizliğini... Belki söylemek kolay gibi görünüyor ama sen bu hayata tutunmayı başarmışsın..Seni kandırdığını düşünenler çok yanılmış..Kaybetmişler seni..Bu hikâyede kazanan sensin..
-Bu hikâyede kazananın ben olduğumu sanmıyorum..Çok yıprandım yoruldum..İnsanların bana hep acıyarak bakmalarını kabullenerek yaşadım. Bu benim imtihanımdı biliyordum ama yinede acı veriyordu. Kazanan ben olsaydım..Şuan burada olmazdım..Hayatıma olduğu yerden devam ederdim..Bu hikâyede kaybeden ya da kazanan yok
-Sen kazandın çünkü sen bu sınavı geçtin.  Başarılı  oldun. Başardın ki hayatına devam ediyorsun..ve şuan karşımdasın.
-Umut .. rahatladım biliyor musun ? İçten içe hep kendimi suçladım nerede hata yaptım diye ..Teşekkür ederim sabredip beni dinlediğin için.
-Tesekkürlük bir şey yokk..Ama kafama bir şey takıldı. Bunca sene kardeşini aradın mı yani bir haber aldın mı?
Gözlerim doldu kardeşimi sorunca.
-Kardeşimi tabiki aradım çok aradım hem de .. Cüzdanımda  bir fotoğrafı var sadece .Yurtta her gece yatmadan o resme bakar ağlardım.Hep merak ederim nasıl bir delikanlı oldu diye .Yaşıyorsa eğer  şuan 20 yaşında. benden sadece 4 yaş küçüktü. Ama beni hatırlayabileceğini sanmıyorum. Ayrı düştüğünüzde çok küçüktü.
-Elinde hiç bir bilgi yok mu ?
-Müdüremiz bir adres vermisti.Oraya gittiğimde taşınmışlardı. Zengin bir aileye verildiğini biliyorum.Ama bu bilgi bir işe yaramıyor tabi.
-Tekrar aramak istermisin peki?
-İstemem. Belkide aile hiç bir şey söylememiştir.Evlatlık olduğunu bilmiyordur.  Kurulu düzenini bozmak istemem .
-Bu konuyu tekrar düşün..O senin bu dünyadaki tek akraban..Eğer bu düşüncenden vazgeçersen bana söyle.Birlikte arayalım kardeşini.
Bu sözleri duymak rahatlatmıştı beni .. Kimseden yardım almamıştım bu zamana kadar ama Umutla konuşmak terapi olmuştu sanki. Kimseye anlatamadığım çocukluğumu bu adamla paylaşmıştım ama korkuyordum tekrar tekrar güvendiğim dalların elimde kalmasından..Son bir kez güvenmeyi tercih etmiştim bu kamp ateşinde...

Pusulam SensinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin