-3- Part 2

1.2K 132 59
                                    

Aslında dün gece gelecekti bu bölüm ama bazı tatsız şeyler oldu üzgünüm✨

Güzel yorumlarınızı bekliyorum❤️

***
"Ege'yi niye getirmediniz Fırat?"

Sultan Hanım'ın konuşmasıyla kahvaltı masasından bakışlarımı çekip onların konuşmalarına kulak kesildim.

"Yol uzun annem bir de başka yerlere de gideceğiz çocuklara eziyet olmasın dedik." Fırat annesine sarılıp yanağını öptü. "Darılmadın değil mi bana, torununu getirmedim diye?"

"Yok, siz de haklısınız evladım."

"Güzel annem benim."

Onlar birbirine sarılırken aklıma Zeynep'in bana sarılma anları geldi. En son yanağımdan öpüp babaannesinin elinden tutup gitmişti. Ben şimdiden böyleysem ilerleyen zamanlarda nasıl dayanacaktım kim bilir.

"Zeynep'imiz mi geldi aklına?" Anıl'ın kulağıma fısıldamasıyla irkilip ona baktım. Dudaklarımı büküp başımı omzuna yasladım. Anında kollarıyla beni sarmalamış ve başımın üzerine öpücüğünü kondurmuştu.

Herkes kendi muhabbetine dalarken Anıl burada yapacaklarımızı bana anlatıyordu. İlgiyle onu dinliyordum ve o kadar yakışıklı duruyordu ki masadakiler olmasa çoktan dudaklarından öpmüştüm.

"Mavişim? Niye öyle bakıyorsun?"

Adama sabahtan beri yiyecekmiş gibi bakıyorsun geri zekâlı.

Kocam o benim yerim yemem sana ne?

"Hiç, dalmışım."

Kahvaltı bittiğinde odalarımıza dağılıp hazırlanmaya başladık. Bugün yapılacak ilk şey at binmeydi. Topluca gidip atları görecektik ve ben binmek için sabırsızlanıyordum.

Konaktan çıkar çıkmaz arabalara binip yola koyulduk. Ben evlerin güzelliğine bakarken Anıl ikide bir elimi öpüp "Bu kadar çok seveceğini bilseydim daha önceden getirirdim seni." diyordu.

"Yerim ama ben seni." dediğimde araba durdu. Fırsattan istifade kemerimi çıkarıp Anıl'a doğru uzandım. Etli dudaklarına yapışırken o da ellerini yanaklarıma koyup karşılık verdi. Her ne kadar ayrılmamız gerekse de kendime hakim olamıyordum. Alt dudağını ısırıp bıraktım ve geri çekilip çapkınca sırıttım. Göz kırptığımda aynı bakışları o da atıyordu.

Ya sen en son ceplerine çikolata doldurup ormanda Anıl'cığından kaçmıyor muydun? Gülesim geliyor:D

Evet öyle bir şey yapmıştım değil mi?

Arabanın camına tıklatan Özge dışarıdan bize sırıtarak baktığında göz devirip indim.

"Herkes azmış derken şaka yapmıştım oysaki."

O kahkahalarla gülerken Fırat, Sultan Hanım ve eşi Rıfat Bey ne olduğunu anlamaya çalışarak yanımıza geldiler. Dört araba sıra sıra dizilmişti. Ben Anıl ile gelmiştim, Özge İlayda ve Fırat ile, Fırat'ın anne-babası kendi arabalarıyla, son olarak Fırat'ın kardeşi Açelya da eşi ile gelmişti.

"Benim karım delirdi." diye fısıldadı Fırat. "Kendi kendine gülüyor."

"Ay yok kendi kendime gülmüyorum." dedi Özge ve hâlâ gülüyordu. Eliyle beni gösterdiğinde eline vurdum. "Ben onlara-" Kolunu çimdikleyip gözlerimi belerterek baktım.

Gülmeye devam edip "Ay boş verin." dedi nefes nefese. "Önemli bir şey değil." Kıpkırmızı olmuştu.

Yaklaşık birkaç dakika sonra seyisle konuşmuş ve şu an çizmelerimizi, baş koruyucularımızı ve de eldivenlerimizi giyiyorduk. Sultan Hanım ve Rıfat Bey banklara oturup izlemeyi seçmişlerdi.

MAVİŞ  1 ve 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin