Keyifli okumalar güzellerim :)
Hayatımın belki de en keyifli, mutlu anlarını şu iki hafta da yaşıyordum. Adeta aramıza yeni katılan o minik bebek hepimize uğur getirmişti. Herkes mutluydu. Korhan ile iki haftadır neredeyse hiç tartışmıyorduk. Tabii o gün hariç. Ona o adamla ilgili soru sorduğumda oldukça sinirlenmişti. Bu konuyu açmamamı özellikle belirtmişti. Onu ilk defa bana karşı bu kadar sert görmüştüm. Onun böyle davranması beni daha da meraklandırsa da konuyu kapatmıştım.
Alyanın ve İlaydanın ağzını aramıştım birkaç kere ama o da inatla bir şey söylemiyordu. Bu konu beni aşar diyip kenara çekilmesi bir miktar sinirimi bozmuştu. İlayda ise doğumdan sonra buruk bir mutluluğu vardı. Konuştuğumda bana kendini açtığında, ailesini özlediğini söylemişti. İnsan böyle zamanlarda en çok ailesini arıyor demişti. Abisinin geldiğini ona kimse söylememişti.
" Yarın abimin doğum günü. Var mı aklında bir şeyler? Hediye almadıysan eğer, istersen birlikte çıkarız bakarız bir şeyler." Dedi Alya ilgili bir sesle. Elimde ki işi bırakıp, omzumun üstünden kapıya baktım. Korhanın duymasını istemiyordum. Ardından başımı Alya'ya çevirdim.
" Aklımda var bir şeyler. Vereceğim hediyenin maddi bir değeri olmayacak. Yarın akşam güzel bir masa hazırlayacağım ona." Dedim heyecanla kısık tuttuğum sesimle.
Bu yıl başına birlikte girmiştik ve yeni yıla da yaklaşıyorduk. İki, üç vardı yeni yıla. Onunla dinlediğimiz ilk şarkıyı açacaktım. Her şey kafamda tamamdı. Aşırı heyecanlıydım ama bir o kadar da kararlıydım. Düşündükce bile karnıma sancılar giriyordu. Nefesim kesiliyordu.
Alya yalandan öksürüp ona dönmemi sağladı. Düşüncelerimden sıyrılıp ona baktım. Gözlerinde muzip bir ifade vardı. Anlamış mıydı? Umarım anlamamıştır diye geçirdim içimden. Ama Alya saf biri değildi. Kesin anlamıştı.
" Allah Allah? Bu hediye abimin en çok istediği hediye olmalı öyleyse." Diyip alayla kıkırdayıp, dudağını yaladı. Kaşlarımı çatıp mutfak havlusunu alarak ona vurdum yavaştan.
" Ne biçim konuşuyorsun Alya? Aklın fikrin oralarda mı senin? Çok ayıp, gerçekten çok ayıp. " Ah Hare, bir de senin aklından geçenleri mi konuşşak?
" Ayıp olan ne?" Dedi arkadan Korhan. Alya bana, şimdi açıkla hadi. Bakışlarını atarken ben arkamı dönüp ona baktım. Ne diyecektim ki şimdi ben buna?
" Kadın meseleleri sen anlamazsın hayatım. Çıkıyor musun sen?" Diyip onun yanına adımlarken başını salladı. Beyaz gömlek giymeyi ona yasaklamalıydım kesinlikle. Bu kadar yakışıklı, çekici olmaması lazımdı. Tam önüne geçip mutfağın kapısını kapattıktan sonra ona döndüm.
" Son günlerde gözüme fazla yakışıklı geliyorsun. Ayrıca, dolabında ki bütün beyaz gömlekleri saklayacağım. Fazla yakışıyorlar sana." Dedim gömleğin yakalarını düzeltip alttan ona bakarak. Korhan tek kaşını kaldırıp gülümsedi.
" Demek gözüne fazla yakışıklı geliyorum?" Dedi boğuk bir sesle. Kalçamdan tutup beni ayakkabılığın önünde ki boşluğa beni oturtup kendini de bacaklarımın arasına soktu bedenini."Sen benim gözüm de hep çok güzel bir kadınsın." Diye bitirdi lafını.
" Bu gece eve erken gel olur mu? Sana bir süprizim olacak." Dedim kısık sesimle. Bel boşluğumda ki eli sıkılaştı.
" Hayal gücümü zorlayayım mı?" Dedi o da benim gibi kısık bir sesle. Sadece onun duyabileceği bir sesle kıkırdayıp başımı salladım. " Hı hı, zorlayabilirsin. "
" Güzelim istersen Alyayı şimdi evden gönderebilirim. İşi de siktir edebilirim. Seninle yatak odasına çıkıp ikimizi de zorlayacak oyunlar oynayabiliriz." Dedi boğuk sesiyle. Şimdi olmazdı. Gece olacaktı merhaba her şey. Saat tam gece yarısında.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HARE
Novela JuvenilEn dibe battığını düşünen genç bir kız, nefes almak istiyordu ama boğazında hep bir el vardı. Görünmez bir el, geçmişin kanlı gölgesi. İçinde ki küçük kızı korkutan ve yaralayan eller. Genç kız bir mucize istedi,ilk defa kendine inanmak ve güvenmek...