bir yol daha var, dönmek de yasak.

419 39 11
                                    

sinan ile eda'nın oldukça farklı bir tarzda dostlukları vardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

sinan ile eda'nın oldukça farklı bir tarzda dostlukları vardı. sinan, eda'ya kolay kolay bir şey anlatmazdı ama eda onu kolayca anlardı. sinan'ın kırılmasını istemediği için direkt olarak söylemezdi neler yapması gerektiğini ama hissettirirdi bunu. sinan ise, eda'nın bu naif dostluğu hayatında olduğu için kendisini şanslı birisiymiş gibi hissediyordu. 

fakat osman olayında, eda ağzını bile açmamıştı çünkü en başından beri eda'nın bildiğini anlamıştı sinan. aslında gidip konuşmak, osman hakkında bilgi almak istiyordu ama eda'nın onu terslemesinden, daha doğrusu kendisinin birisini önemseyip merak ettiğini anlamasından çok korkuyordu. 

"ne kaybederim ki?" sinan'ın kendi kendine sorduğu bu soru; adımlarını kerem ile konuşan eda'nın yanına çevirmesine yetmişti. yavaşça eda'nın yanına doğru ilerlerken kalbinin asla hissetmediği bir hızda attığını anlıyordu. sinan, bu hislere çok uzaktı ve bilmediğinden dolayı bunu yalnızca merak olarak adlandırıyordu. 

sinan, osman'ı merak ediyordu. 

"eda, biraz konuşabilir miyiz?" diyerek sordu sinan, umursadığını fazla belli etmemeye çalışarak. eda, kerem'e bakıp neredeyse gözleriyle gitmesini söylediğinde anlayışla kafasını salladı kerem ve yanlarından uzaklaştı. 

eda, alaycı bakışlarla birkaç gün içerisinde dağılmış oğlana döndü: "ne konuşmak istiyorsun sinan?" 

"osman'ı." sinan'ın tereddütsüz verdiği cevaba karşı gülümsedi eda. kollarını göğsünde birleştirdi ve sol bacağını öne atarak sinan'a bakmayı sürdürdü. 

"kovmadın mı çocuğu? şimdi neden merak ediyorsun?" sinan, eda'nın sorduğu soruyla afalladığını hissetti. eda da anlamıştı bunu ve sinan'ın ilk defa birisini merak edişinin tadını çıkartmak için içindeki acıma duygusunun düğmesini bir süreliğine kapatmıştı. 

"sen ne yapardın eda? içip içip sızmışsın sokağın bir köşesinde, gelip kulağına şarkılar mırıldanıyor, elini tutuyor. onu geçtim, evine notlar bırakıyor ve parkta bir yabancı gibi karşına çıkıyor." eda, sinan'ın söylediği son cümleye güldü. 

"onu tanımadığın için zaten yabancı oluyor sinan, olayı bu kadar büyütmene gerek yok," dedikten sonra sinan'ın tepkisini ölçmek için bir süre sessiz kaldı. daha sonra, göğsünde birleştirdiği kollarını indirdi. 

"en azından osman'ın dostluğuna bir şans vermelisin sinan, emin ol pişman olmayacaksın. görmüyor musun oğlum, belki de hayatında ilk defa birisi sana yaralarını sarmak için geldi." sinan, eda'nın söylediklerini anlamaya çalışıyordu. 

en azından... ne demekti bu? 

"osman şu an parkta sinan, senin onu gördüğün salıncaklardadır büyük ihtimalle. ya siktir git yanına çocuğun gönlünü al ya da osman'ı merak edip benden bilgi almaya çalışma!" 

eda'nın kendinden emin söylediği cümleler, karşısındaki kızın gidişiyle sinan'ı yalnız bırakırken bakışları okulun çıkış kapısıyla binanın girişi arasında mekik dokumaya başladı. 

ne yapacaktı... 

ne yapmalıydı?

27'08

bana bir masal anlat || sinman.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin