osman'ın gidişinin üstünden yaklaşık yarım saat geçmişti ve sinan ne yapacağını bilemiyordu. oturur pozisyonda olduğu yataktan ayağa kalktı ve parfümü çalışma masasına koymak için ilerledi.
parfümü masaya bırakırken, küçük, beyaz bir not kağıdı çarptı gözüne. kaşlarını çatarak kağıdı kavradığında, birkaç gün önce kapıya yapıştırılan nottaki yazıyla aynı olduğunu fark etti.
sen uyurken yine söyledim aynı şarkıyı,
kim bilir...
belki de rüyalarında dahi olsa acı çekme istedim.sinan, okuduğu notla birlikte afalladığını hissetti. yağmurun altında, nedensizce evine getirdiği sarhoş yabancı, ona şarkı söyleyen kişi miydi?
"nasıl olur?" diyerek mırıldandı sinan. notu cebine koyarak koşar adımlarla kapının önüne çıktı.
"osman!" diyerek bağırdı etrafına bakınarak ama ne yanıt alabildi, ne de osman'ı görebildi.
...
osman, kotunun cebinden birkaç fındık çıkarıp telaşla ağzına atıp sinan'ın evinin yakınlarından çoktan ayrılmıştı. sinan'ın onu sevmesini beklemiyordu ama yazdığı notlar ve davranışlarından en azından kendisine aşık olduğunu anlasın, bilsin istiyordu.
"aptal değilse anlar herhalde," diyerek mırıldandı kendi kendine. birkaç dakika sonra eda ile buluşmak için sözleştikleri börekçiye geldiğinde, masada oturan eda'yı gördü. garsona sipariş verdikten sonra eda'nın karşısına oturdu.
"dün gece sinan'ın evindeydim," dedi konuya direkt giriş yaparak.
eda: "ne? ne yaptınız oğlum?" diyerek sesini yükseltince ters ters eda'ya baktı osman, eda'nın söylediklerini içten içe komik bulsa da.
"birlikte uyuduk," dedi osman ve parkta olanlardan başlayarak olanları anlattı. zaten eda, osman'ın sinan'a şarkı söylediğini biliyordu ama bu park olayından daha yeni haberi olmuştu.
"vay anasını satayım," diyerek söylendi eda ve imayla gülümsedi. "sana karşı tepkileri nasıldı peki?"
osman, tereddüt ile eda'ya baktı ve omuz silkti, "bilmiyorum, tek bildiğim tişörtümü giyerken beni izlemesi."
eda, osman'ın bu söylediğine objektif bakmak zorunda olduğu için: "bu yeterli değil," diyerek karşılık verdi ama en yakın arkadaşının üzülmesini istemiyordu.
"ama daha bunlar ilk oğlum, görüşmeleriniz sıklaşınca net bir tahmin olacak önümüzde. şimdi yaklaş, anlatıyorum nasıl görüşeceğinizi."
osman, eda'ya yaklaştı biraz ve söylediklerini dinlemeye başladı. mantıklıydı da.
"tamam o zaman, bunu yapalım."
22'08
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bana bir masal anlat || sinman.
FanficSinan, yalnızca kendisinin duyabildiği bu sesten habersizdi.