Nazlıyla birlikte sınıfa çıktık ve en arkadaki sıralardan birine kurulduk nazlının benden önce yalnız oturuyor olması şansımın dönmeye başladığına işaretti.
Etraftaki birkaç gözün üzerimde olduğunu hissediyordum ama pek umursamıyordum. Nazlı sürekli bir şeyler anlatıyordu onu dinlemeyi üçüncü kata çıktığımızda bırakmıştım tamam iyi kızda ama benimde sınırlarım vardı henüz alışmış değildim ve bu zaman alacağa benziyordu.
Kafamı karşıda oturan kızların dibi düşmüşçesine baktıkları yere Nazlıyı dinliyormuş gibi yapmayı bırakıp baktım.
Batur ağır ve havalı adımlarla ilerliyordu ve yanında düğünde gördüğüm çocuk vardı neydi adı.
Doğu evet doğuyla birlikte bizim yanımıza doğru geliyorlardı ne ! bizim sıraya mı geliyorlardı.
Benim şaşkınca baktığımı gören nazlı baktığım yere baktı ve kocaman gülümsedi.
Bense hala öylece bakıyordum neden geliyordu ki şimdi bunlar okulda beni tanımıyormuş gibi yapsa olmaz mıydı. Ben öyle yapmayı planlamıştım oysaki.
Gözlerimi Baturdan çekip hemen yanından gelen doğu baktım ve bakmamla göz göze gelmemiz bir oldu. Yüzünü arsız bir sırıtma kaplarken direk gözlerimin içine bakıyordu. Bu fazlasıyla rahatsız edici olduğu için gözlerimi hemen kaçırdım. Batur yanımıza kadar gelip ellerini açarak sıranın üzerine dayadı. Ve hafifçe eğildi. Oda gözlerini bana dikmiş delici bakışlarını gönderiyordu bu gün her kez bana bakmaya yemin filan mı etmişti?
Derken şom ağızlılığıma küfür etmek istedim.
Çünkü baturun buraya gelmesiyle bana bakmayan birkaç kişide bize dönmüştü. Sanki uzun zamandır bekledikleri bir film vizyondaymış seyrediyorlardı. İnsanlar ve onların merakları neye bakıyorsunuz önünüze dönsenize diye bağırmak istesem de bunu yapamadım bunu yapamamamın sebebi baturun direk gözlerimi hedef almış zümrüt yeşili gözlerinin güzelliği mi yoksa daha çok göze batacak olmam mı bilmiyordum. Baturun sesiyle irkildim ve kendime geldim.
" ee kızlar nasılsınız ?" sesindeki alay suratına hücum etmiş gibi arsız bir gülüş sergiledi. Bu haliyle bile fazlasıyla çekiciydi. Ama oldukçada itici de duruyordu. Bu düşünce benimde yüzümde bir gülümseme oluştururken baturun gülüşü soldu. Gerilen çenesinden dişlerini sıktığı belli oluyordu.
" ne o Eslin hanım çok eğleniyorsunuz oysaki ben kayboldun diye bütün okulda seni ararken hiç eğlenmiyordum!"
Aniden bütün gülümsemem soldu. Ne yani o kayboldum diye beni mi aramıştı? Okula geleli yarım saat oluyordu nerdeyse ve o yarım saat boyunca bütün okulda benimi aramıştı ?
Ne diyeceğimi bilemez halde öylece yüzüne bakakaldım ne diyebilirdim ki ? yoksa o düşünceli batur geri mi dönmüştü ? o tek kaşını kaldırmış cevap beklercesine bana bakarken bende gözlerimi ona diktim ve onu taklit ederek tek kaşımı kaldırdım.
" seni beklemem gerektiğini bilmiyordum yada benimle bu kadar ilgili olduğunu" dedim meydan okurcasına. Ne yani haksız mıyım tabi ki de değilim!
Yüzünde ki şaşkınlığı irileşmiş gözlerimden anlamamak mümkün değildi. Belli ki benden böyle bir şey beklemiyordu.
Sonra birden yüzünde hınzır bir ifade belirdi.
" bende seninle ilgilenme mi bu kadar çok istediğini bilmiyordum"
Dedi o çapkın ve alaylı gülüşlerinden birini takınıp devam etti.
" ama üzgünüm güzelim seninle sadece annem çok ısrar ettiği için ilgileniyorum"
O bütün bunları söylerken ben şaşkınca ona bakmaktan başka hiçbir şey yapamıyordum.
Birkaç kez hızla gözlerimi açıp kapadıktan sonra
" ben mi istiyormuş? " dedim öfkeden delirmek üzereyken.
Nasıl ? ne hakla bana bunu bana söylerdi Allah aşkına bu çocuk kendini ne sanıyordu böyle?
Bana cevap bile vermeye tenezzül etmeden göz kırpıp arkamızdaki sıraya oturdu. Biz en arkada oturmuyor muyduk o sıra ne ara oraya gelmişti. Tam ağzımı açmış bildiğim bütün küfürleri batura sıralayacaktım ki içeri hoca girdi.
Otuzlu yaşların siyah saçlı ve güzel yüzlü bir bayandı. İçeri giren benim boş bakışlarımı anlayan nazlı" edebiyat hocamız pınar hoca "diye bir açıklama yaptı.
"günaydın çocuklar" dedi hoca ve gözleri bana kaydı. Onun bana olduğu kadar bende ona yabancıydım hatta bu sınıfta batur nazlı ve doğu hariç herkeze yabancıydım. Sahi doğu nerdeydi? Sanırım arkamızda baturla birlikte oturuyordu. Kafamı arkaya doğru çevirdiğimde baturla göz göze geldik ve yine göz kırptı. Tamam böyle yapınca tatlı oluyordu filan ama yeter yani sinirden dişlerimi sıkarken hocanın sesiyle önüme dönmek zorunda kaldım.
" merhaba tatlım sanrım sen yenisin bize kendinden bahseder misin biraz?"
Yavaşça ayağa kalktım her kezin bana baktığını bilerek bunu yapmak çok zordu. İnsanların ilgi odağı olmaktan nefret ediyordum.
Hoca hala gülümseyerek bana bakıyordu sertçe yutkundum ve boğazımı temizledim.
" adım eslim eslim bektaş "
Dedim hoca gülümseyerek devam etmem için beni bekliyordu bu kadarı yeterdi bence niye zorluyordu ki hayır benim hayatımı bilse ne yapacaktı.
" buraya Manisa fen lisesinden burslu olarak geldim"
Bunu söylememle etrafta fısıltılar yükselmeye başladı.
" demek gelecek olan burslu bu kızmış"
" peki bursluysa nazlıların yanında ne işi var "
" bilmem birazdan anlarız"
Herkez bir şeyler söylüyordu.
Bu kötü hissetmemi sağlamıştı oysaki ben başarılarımla hep övünen biriydim.
Hocanın masaya vurmasıyla herkez sustu pınar hoca yeniden gülümseyip
" tebrik ederim canım " dedi gülümseyip yerime oturdum. Ama hala herkez bana bakıyor ve fısıldaşıyordu.bunda ne vardı ki bu kadar kötü olan neydi hiçbir anlam veremiyordum.
Sonunda ders bitmiş ve hoca sınıftan çıkmıştı hocanın gitmesiyle herkes kadar kötü olan neydi hiçbir anlam veremiyordum.
Sonunda ders bitmiş ve hoca sınıftan çıkmıştı hocanın gitmesiyle herkes yeniden konuşmaya başlamıştı. Duymuyormuş gibi yapmaya çalışıyordu ama duyuyordum işte.
Arkadan gelen sesle başımı o tarafa çevirdim.
Batur elini sertçe sıraya vurmuştu.
" bir daha kimse bu konuyla ilgili ağzını açmayacak !"
Adeta kükremişti sesindeki tehdit itiraz istemeyen cinstendi.
" anlaşıldımı?"
Daha sakin ama sert bir şekilde sormuştu bu sever hiç kimseden ses çıkmıyordu. Az önce hiç susmadan konuşanlar onlar değildi sanki nazlının benden değil kuzenimden korkuyorlar demesinin nedenini şimdi anlıyordum. Ben bile fena halde ürkmüştüm.
Batur hızla ayağa kalkıp sınıftan çıktı sinirli olduğunu yürüyüşünden bile anlaşılıyordu. Beni rahatsız ettikleri için omlara sinirlenmiş ve beni korumuştu.
Batur beni korumuştu.
Merhaba arkadaşlar biraz kısa bir bölüm oldu ama hasta olduğum için bir türlü kendimi toparlayıp yazamadım sürekli yazdıklarımı silip yeniden yazdım umarım beğenirsiniz.
Bu arada iki hafta yurtta kalacağım ve orda internetim yok maalesef o yüzden size yeni bölüm yazamayacağım. L
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEĞERSE (askıda)
Romanceneden meğerse ? dedi dolan gözlerime aldırış etmeden göz kapaklarımı hızla kapatıp açtım çünkü dedim bana bile yabancı gelen nefret dolu sesimle çünkü biz dediğin benden ibaretmiş meğerse ...