4. Bölüm: Sığınak.

189 26 35
                                    

07

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

07.11.2024

KALBİMDE PARMAK İZİN VAR

4. Bölüm: "Sığınak."

Çok fazla işlek olmayan anayolda 100 kilometrelik bir hızla ilerlerken, dünden beri olanlar bir film şeridi gibi gözümün önünden aktı. Sabah, adliyeye gider gitmez avukat bir arkadaşımdan almıştım kaza haberini. Yaşadığım şoku atlatmayı bile beklemeden dosyanın verildiği savcıyı aramış ve olayla ilgili bilgi edinmek istemiştim. Ancak bana ayırabildiği kısa süre içinde söylediği tek cümle, diğer tüm bilgilerin önüne geçmişti. 

"Kaza süsü verilmiş bir cinayet olduğu şüphesindeyim."

Celal Bey'in sözünü içimden tekrarladığımda, direksiyonu daha sıkı kavradım. Ve aramıza metrelerce mesafe koymuş bir şekilde takip etmekte olduğum lacivert arabaya baktım. 

O da şüpheleniyor muydu? 

Kafamı iki yana salladım. Zehir gibiydi, kesinlikle şüpheleniyordu. 

Bunu, ne zaman dile getireceğini merak ediyordum. Kararları, kalbinin sesine bağlıydı; anlıktı. Duygusal bir yapısı vardı, her ne kadar gözlerime tüm duygusuzluğuyla bakıyor olsa da... Kalbinden geçen neyse onu dinleyip ötesini berisini düşünmeden peşinden giderdi. Tıpkı dün gece ve bu sabah yaptıkları gibi...

Kaza haberini aldıktan sonra aklıma ilk gelen o, olmuştu. 

İçimdeki acı araya girdi: 4 yıl, 1 ay, 28 gündür aklından çıkmayan da.

Aramızdaki mesafenin açıldığını fark ettiğimde gaza yüklendim. 

Uzun bir zamanın ardından belki de ilk kez o'nu aramaya bu kadar yaklaşmıştım. Arayıp hâlâ hayatta olduğundan emin olmaya, daha sonra kazayı söylemeye ve belki acımızı paylaşmaya... Kazada ölenlerin Fulya ve Ersel değil de; o olabileceğini düşünmek, o'na karşı hissettiğim nefreti de, siniri de yok saymamı sağlamıştı. Ama arayamamıştım. 

Bunun yerine o yurdun önünde, gelmesini beklemiştim. Bir yanım Lale için beklemiş olsa da; diğer yanım o'nun için beklemişti. Çünkü öğrendiği an, iki eli kanda da olsa Lale'nin yanına gelecekti. Gelmişti de. 

Yurda girme şeklinden çok; sabaha karşı yurttan çıktığında yaptıkları aklıma geldiğinde, sesli bir soluk verdim. Bahçenin gerisinde gördüğüm merdiveni, çıkarken kullanması için demir kapının önüne koyarken bunu fark edeceğini biliyordum. Hatta merdiveni; benden çok, Lale'ye zarar vermek isteyen birinin koyduğunu düşüneceğini de. Bunu düşünmesin ve tedirgin olmasın diye de arabamın dikkatini çekmesini sağlamıştım ya zaten...

Kalbimde Parmak İzin VarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin