24.BÖLÜM

46 8 2
                                    

Mete'den...

Bir anda kapının zorlanmasıyla herkes kapıya doğru bakıyordu. Ve kapı kırıldı gelen Can'dı!

"Sizi kurtarmaya geldik." dedi Can.

"Şükürler olsun." dedim.

Deniz, Can, Defne, Ece ve Ege bizi kurtarmaya gelmişlerdi.

İlk başta Ege koşarak Naz'ın yanına gitti, sonra benim yanıma Can geldi. Bir şeyiniz var mı gibi şeyler sordular.

Ben ve Berke'nin çok bir şeyi yok gibiydi. Ama Bektaş'ın durumu gerçekten çok kötüydü. Naz da kötü sayılmazdı.

Güçlerimizi kalıcı mı yoksa geçici mi olarak kaybettiğimizi bilmiyordum.

"Anne!" diye bağırdı bu sırada Deniz. 

"Deniz! Oğlum!" birbirlerine sarıldılar, çok duygusal bir andı.

"Deniz, Bektaş iyi değil." dedim, araya girmek zorundaydım. Zavallı Bektaş donarak ölmek üzereydi.

"Tamam şöyle yapalım; Defne sen Berke'yi, Can sen Mete'yi, Ege sen de Naz'ı çıkart." derken Deniz, Berke onun sözünü kesti ve şöyle dedi "Beni Defne'nin çıkarmasına gerek yok ben iyiyim. Ben anneni çıkartayım sen de Can ile birlikte Bektaş'ı ve Mete'yi çıkartırsın."

Bunun üzerine Deniz "Tamam" dedi. Bir süre sonra neredeyse herkes çıkarılmıştı sadece ben ve Bektaş kalmıştık.

Ellerim de serbest kaldıktan sonra Can ve Deniz ile Bektaş'ı çıkartacaktık. Aslında en acil olanı oydu ama nedense  sona kalmıştı. 

"Bektaş! Bektaş beni duyuyor musun?" dedi Deniz.

"Evet." dedi Bektaş kısık bir sesle.

"Tamam şimdi seni çıkartacağız buradan." dedi Deniz ve elleriyle Bektaş'ı kaldırmaya çalıştı.

Biraz yardım edin gibi bir bakış attı ve 3'ümüz -ben, Deniz ve Can- Bektaş'ı kaldırmaya çalıştık. Bektaş her ne kadar ağır olsa da kaldırdık ve merdivenlerden yukarı çıkarmaya çabaladık. Bu bizi baya zorladı. Merdivenler çok fazlaydı ve Bektaş da fazla ağırdı.

En son güzel bir pozisyon yakaladık. Bektaş'ı bir patates çuvalı misali yerlerde süründürerek çıkarıyorduk. Can ve ben kollarından tutmuştuk, Deniz ise bacaklarından yukarı ittiriyordu. Bir ara Bektaş kafasını merdivene çarptı, sanırım benim yüzümdendi. Ama zaten yarı ayık olduğundan canı yandıysa bile tepki vermedi. Son bir basamak kalmıştı ki arkamdan kanlı bir pençe beni kendine doğru çekti. Anlık bir refleksle eline ters kırma amaçlı ters çevirdim ve elin sahibinin Berke olduğunu fark ettiğimde çok geçti. Bileğini kırmıştım.

"Mete ne yapıyorsun lan." dedi Berke.

"Ne oldu abi? Sen iyi misin?" dedim endişeyle. Berke'nin yüzü gözü kan içerisindeydi.

"Ben iyiyim de Ege değil. Şekil değiştirenlerden birkaçı saldırdı." dedi Berke.

Hah bir bu eksikti!

"Panik yapmayın, Mete ve Can siz diğerlerinin yanına gidin. Ben Bektaş'la kalacağım." dedi Deniz.

Deniz'den...

Mete ve Can gittikten sonra olduğum yere oturdum. Önce Bektaş'ı yavaşça yere yatırdım sonra nefes alıyor mu diye kontrol ettim. Şükürler olsun ki nefes alıyordu.

"Bektaş?"

Biraz bekledim ama cevap vermedi. Ellerimi yüzüne koydum buz gibiydi. Üzerimdeki hırkayı çıkartıp üstüne örttüm.

"Bektaş lütfen cevap ver!"

Bir şeyler yapmalıydım ama aklıma hiçbir şey gelmiyordu. Sonra ceplerimde yardımcı olabilecek bir şeyler aradım ama hiçbir şey yoktu.

Ellerini tutup ısıtmaya çalıştım ama yardımcı olmuyordu. Bektaş'ın içinde biraz olsun bir güç olduğunu biliyordum. Onu aktifleştirmeliydim. Ama bunu nasıl yapacaktım?

Belki acını alırsam kendime gelirdi. Ellerimi boğazına koyarak acısını aldım. Yapacak başka bir şey yoktu.

Aklıma bir şey gelmişti ama bunu yapmalı mıydım bilmiyordum.

Üzerine çok düşünmeden bunu yaptım: Bektaş'ı kendime doğru çekerek dudaklarına yapıştım.

Ve Bektaş bir anda kendine geldi. Kendine gelmek aslında yanlış bir tabir olur, öyle bir kaldırdı ki başını hemen sonrasında yanmaya başladı. Hem mecaz hem de gerçek anlamıyla. Güçlerine artık ulaşabiliyordu. 

Yerinden kalktı kararlıca. "Diğerlerinin yanına gitmeliyiz." dedi.


Yeni bir bölümle karşınızdayım :)

Merak etmeyin Bektaş ve Deniz'i shiplemiyorum. Deniz x Defne 4ever :)

Biraz kısa kestim gibi oldu üzgünüm 

En kısa zamanda görüşmek dileğiyle 

Sevgilerle Dolunaydakaybolmak

Eğer hala okumadıysanız sizi Ergen Kurtarma Operasyonu'na davet ediyorum

3 BETA 2 ALFA 1 İNSAN (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin