Jungkook
...
Telefonuma gelen bildirim ile hemen eve gelmiştik..
Silahı çıkararak etarafa baktım.. bazı korumalar ölmüş bazıları ağır yaralanmıştı..
İçeri girdiğimde her yer kırık döküktü. Hoseok Hyung'u görmemle hemen yanına gittim..
"Hyung.. hyung iyi misin?"
"Nolmuş burda.?" Namjoon ve Jin Hyung Hoseok Hyung'u koltuğa uzandırmışlardı..
Sang... Sang yoktu..
Hemen odasına çıkarak kapıyı açtım. "Sang.." hiçbir yerde yoktu..
"Jungkook.. Sang'ı kaçırmışlar.."
...
Doktor çağırmıştık yarım saat sonra sonra gelmişti. Hoseok'un kafasına pansuman yapmıştı diğer üyelere herşeyi anlatıp düşünmeye başladık ama önce en başından anlatması gerekiyordu.
Hoseok Doktor Kai'ye teşekkür ederek oturuşunu düzeltti. Kai işini halledince çıkmıştı.. Yoongi yanına oturarak konuya direk giridi..
"Başından en detayına kadar anlat"
"Evde oturuyorduk birden silah sesi geldi Mi- Sang ile direnmeye çalıştık ama kafama sert birşey vurması ile bayıldım tek duyduğum şey Sang'ın bana seslenmesiydi.."
"Bizde eşyası olan tek bir kişi var.. SooBin"
"Nasıl yani..?"
"Dün akşam, bir adam vardı hastaydı.. onu tedavi için doktora götürdük ve.."
"Midesinde elmaslar olan.." kafamla onaylamıştım..
Hızlıca telefonu elime alarak SooBin'i aradım..
"Hızlısın.."
"Sang'ı bırak.. senin işin benimle onunla değil.."
"Peki bırakırım ama bir ricam olucak.. ilki.. elmaslarımı istiyorum. Son olarak da silahlarımı Rusya'ya taşımama yardım ediceksin ve beni burlardan uzağa götüreceksin ve ne benimle işin olucak ne de bir birimizi görücez.."
Sessizce dinlemiştim.. "tamam yapacağım" telefonu yüzüne kapatıp mekanına gitmek için arabaya bindim.
Diğerleri geleceği sıra da kapıyı kitleyerek binmelerini engelemiştim..
Hızlıca sürerek mekanına doğru gittim. Önümde Sang'ı gördüğümde sağa doğru kırarak frene bastım. Elleri ve ağzı bağlıydı..
Yanına gideceğim sırada tam önümüze silah sıkılması ile durdum. Sang ise korku içinde birkaç adım geriye gitmişti..
Sang'ın arkasından silahlı adam ve SooBin çıkmıştı.."Uzun zaman oldu arkadaşım" hiç birşey demeyerek Sang'a baktım.
Gözleri korku ve endişe içinde bana bakıyordu.. gözlerinin dolu olması canımı yakmıştı..
"
Silahını at" gözlerimi Sang'dan ayırmayarak silahı kenara bırakıp ayağımla ittim..
SooBin Korece bilmediği için Sang'a birşeyler söylemek istedim.
"Korkma seni kurtıracağım.. bana güven.." Sang gözleri ile beni onaylamıştı..
"Sırf senin için Korece öğreneceğim Jungkook"