Herkes dağılmış kendi evlerinde veya bir arada araştırıyolardı.. ama ben evde tek araştırıyordum..
Önceden asker olduğum için birilerinin yerini tespit etme bende ve Jimin'deydi.
"Bir iz buldun mu?"
"Hayır.." sinirle geriye doğru yaslanıp esnedim. Dünden beri banyo etmemiştim ve kokuyordum..
"Birazdan gelirim" telefonu yüzüne kapatarak üzerimi çıkarıp duşa girdim..
Çok yorgun hissediyordum ama banyo alınca kendime gelmiştim. Siyah t-shrt altıma da gri eşofman giydim saçlarımı kurutmadan aşağı indim.
"Günaydın, Jungkook bey" Bayan Park bana gülümseyerek bakmıştı.. yalnız olsaydım ona sarılırdım, gülümserdim..
Ciddi halim ile kafamla onayaladım. "Günaydın.. Sang?"
"Sang hanım hasta efendim ateş düşürücü verdim biraz iyi kendisi şuan uyuyor.."
"Tamam"
"Mira, ben pazara gidiyorum sende buraya bak tamam mı?" Birşey demeden yukarı çıkmıştım.
Ne olur olmaz diye kapıyı tıklatıp içeri girdim.
Bana dönük uyuyordu.. birşeyler sayıklıyordu..
Tam anlamıyordum ama biraz daha dibine girerek dediği şeyi net şekilde anlamıştım "Jungkook.." adımı sayıklıyordu..
"Sang.. burdayım ben.." ateşi olduğu için üstünü açmıştım. Park hanım üzerini değiştirmiş olmalı ama yine ter içinde kalmıştı..
Yan tarafımda ki lehende ki havluyu sıkarak kafasının üstünde ki havluyu almıştım. Boynunu ve yüzünü silerek geri soğuk suya batırıp sıktım..
Kafasına koyarak yanında durdum. Birkaç birşey mırıldanıyordu ama en çok benim adımı mırıldanıyordu..
Derin nefes alarak ateşine baktım. Hiç ilaç verilmemiş gibi yanıyordu..
"Mira Hanım!"
"Buyrun Jungkook Bey.."
Sang'ı küvette kadar taşıdım. "Sang'ı soğuk suyun altına koy.. ben hemen geliyorum"
Kapıyı kapatarak doktoru arayacaktım.. güvenebileceğim tek kişi vardı o da.. Hoseok'tu.
...
Hoseok, Sang'ın ateşini kontrol edip iyi olduğunu sadece toza alerjisi olduğu için böyle ateşi yükseldiğini söylemişti.
Hoseok, serumu takalı nerdeyse yarım saat olmuştu ve Sang hala uyuyordu.
Boks arkadaşım Jay Park ile bahçede boks yapıyorduk.
"Hadi ama JK odaklan böyle olmaz" ellerimi indirip aşağı bakarak derin nefes aldım
"Hadi hadi toparlan" ellerini birbirine vurup bana gaz veren Jay Park'a güldüm. Boynu kütleterek Tae ve Yoongi Hyung'u düşündüm.
"İşte böyle Jungkook, daha sert.."
"Hırslıyız" arkadan gelen sesle durdum. Arkama döndüğüm de ağaca yaslanmış bizi izleyen Sang'la karşılaştım. Yüzünü buruşturarak yanımıza gelmişti.
"Merhaba Sang.. geçmiş olsun."
"Teşekkürler"
"Bu günlük bu kadar yeterli yarın yine devam ederiz" kafamla onaylayıp eldivenleri çıkarmaya çalıştım
"Burda olduğumu nerden anladın?" elime sarılan bezi de eldivenlerin yanına koyup ellerimi cebime koyarak Sang'ın yanına gittim.
Omuzlarını kaldırıp indirdi. "Dolaşıp hava almak istedim ve biraz ilerledikçe seni gördüm"