...
Derin nefes alıp telefonu alarak aşağı indim. Arabaya binecekken Hoseok'un arabasını görmemle durdum bu kavgadan ve küslükten sıkılmıştım. Bugün benim doğum günümdü..
Beni fark ettiğinde yüzüme bakmıştı. Yanımdan öylece geçince hiç birşey yapmicağını anlamıştım..
En azından birşey yapabilirdi..
En azından Hoseok Hyung böyle yapmayabilirdi.. suçlu ben olsaydım en azından özür dileyebilirdim ama suçlu oydu...
"Hyung.. eski yerimizde buluşalım. Lütfen gel"
Uzun zamandır Hyung dememiştim ve onun şaşırmasından mı durmuştu bilemedim..
Birşey demeden durduğu yerden devam etmişti ama sessizce söylediği şeyi duymuştum.
"Doğum günün kutlu olsun Kook.." bu kelimesi beni mutlu etmişti.
Bu durumu çok düşünmeden arabaya binip Yoongi ve Tae kurtarmak için hazırlanıcaktık şimdi...
...
Kıyafetlerimizi giymiştik ve silahları ayarlıyorduk onları almadan dönmicektik bugün Mi Sun'un yanına gidebilirdim çok büyük bir risk alarak gidiyorduk 4 kişiydik ve adamlarımız vardı kim bilir orda kaç kişi vardır?
araba durmuştu etrafı inceliyordum
"Hadi"
Kafamla Jin Hyung'u onaylayıp arabadan indim. Namjoon Hyung keskin nişancı olarak en güzel görünen tepeye yer almıştı.
Jimin Hyung karşı tarafa geçmişti diğer adamlar yerlerini alırken Jin Hyung ve ben temkinli adımlara yürümeye başladık.
"Hyung, ben önden gidiyorum temizse işaret veririm"
Jin Hyung beni durdurup hep yaptığımız o tokalaşmayı yapmıştık.
"Tamam, dikkatli ol!"
kafamla onaylayıp önden yavaş ve sessizce gittim.
Karşıma adam çıkması ile ellerimi havaya kaldırdım. Dibime kadar gelmesini beklemiştim ve beklediğim o an geldiğinde silahı tersten çevirip elinden aldım.
Karın boşluğuna dirsek atmamla eğilmişti kolumla kafasını sıkıştırıp bayılttım yavaşça yere koyup sağ tarafa doğru yürümeye başladım.
uzun yürüyüşten sonra tahtalı kapı görmemle içeri girdim. Yukarıdan tutup adama vurmuş geriye doğru düşmesini sağlamıştım.
Adama nasıl vurduysa artık adam bayılmıştı.
Etrafı iyice kontrol edip karşıda ki demir kapıya doğru yürüdüm ama kimse yoktu.. telsizi elime alıp silahla etrafı kontrol ediyordum..
"Jin Hyung nerdesiniz..?" Fener ile dışarı bakarken ayak sesi gelemsi ile silahla oraya doğru döndüm.
??: Hop sakin ol adamım! Işık gözünü aldığı için yüzünü kapatan kişi ve yanına birilerini görmemle şokun alasını yaşamıştım..
...
Sang
Viskinin birini bahçede bekleyen Hoseok'a verip karşı koltuğa geçtim. Şişeyi masaya koyarak öylece durdum. Asıl soruyu sorucağını bildiğim için içeri kaçıp viski doldurmuştum..
kaçamak kaçamak Hoseok'a bakıyordum bana baktığında karşıya bakıyomuş gibi yapıyordum.
"Neden böyle dalgın ve üzgün duruyorsun? Yoksa Jungkook.."
