...
"Jungkook?" geleceğini ve çiçek getireceğini hiç düşünmüyordum gerçek şu ki çok şaşırdım
Uyandığımda ilk görmek istediğim kişilerdendi
"Jimin uyandığını söyleyince" Her-an'ın bakışlarını üzerimde hisettiğim de ona baktım anlamsızca gülümsüyordu göz kırpıp ne olduğunu anlamaya çalıştım
Omuzlarını kaldırıp indirdi.. Giren ağrıyla derin nefes aldım
"Küçük hanım sizinle tanışmak istiyorum benimle tanışır mısın?"
Her-an bana onaylamam için baktığın da gitmesi için işaret yaptım. Yanımdan kalkıp Jungkook'un yanına gitmişti
Derin nefes almaya çalışırken çok güzel duran ikiliye baktım.
"Sen Sang'ın en sevdiği hastasın değil mi?..adın da Her-an olması gerek" Her-an bana baktığın da gülümsedim sadece
"Evet efendim.. siz de Jungkook olmalısınız" saygıyla konuştuğunda ister istemez yüzümde ki gülümsememe engel olamadım
"Evet, memnun oldum prenses"
"Bende" derin nefes alıp yatağımda dikleşmeye çalıştım.. Her-an bana bakınca elimle öpücük gönderdim.
Jungkook arkasını döndüğün de öylece kalmıştım
Dudağımda kalan elimi indirip boğazımı temizledim. Jungkook yan koltuğa oturup çiçeği bacaklarıma koymuştu. "daha iyi hissediyor musun?"
Şuan iyi hissediyordum ama aslında yorgundum.. gece uyuyamıyordum..
"İyiyim.." yüzüne bakınca üzüldüğünü görebiliyordum..
Her-an'ın annesi içeri girmesi ile Jungkook'la olan bakışmayı ben sonlandırmıştım..
"Geçmiş olsun Sang hanım Her-an kızım, hadi Sang unni dinlensin.." Her-an'ının annesine gülümsedim.
"Görüşürüz Sang unni"
"Görüşürüz güzellik" el sallayıp iç çektim. Benden bile güçlüydü..
"Ben, Han Bey ile görüşüp geliyorum.." kafamla onaylayıp odadan çıkmasını izlemiştim.. çiçeğe bakıp gülümsemiştim. En sevdiğim çiçekten almıştı.. Papatya..
Kendimi yorgun hissediyordum biraz uyusam yorgunluğum geçebilirdi
...
Jungkook
Han Bey'in odasının önünde öylece bekliyordum. Aklımda cümleleri toparlayıp içeri girdim.
"Gel Jungkook, bende seni bekliyordum.." kapıyı kapatıp koltuğa oturdum.
"Bana olan borcunuzu şimdiden kapattım. Sang ile boşanacağız.. içiniz rahat olsun.."
"Ben borçlu kalmayı sevmem Jungkook (yerdeki çantayı masaya koyar) bu geri kalan para.."
Kızı beni korumak için kendini siper almışken ben bunu kabul edemezdim..
"(Çantayı ittirerek) Sang borcunuzu çoktan ödemiş bulunmakta.. merak etmeyin borç felan kalmadı.."
Derin nefes alarak ayağa kalktım. "En kısa zamanda boşanacağız ve bundan sonra boşanana kadar ona bir zarar gelmesine izin vermiceğim merak etmeyin" birşey demesine izin vermeden odadan çıkmıştım.
Sang'ın odasına kapı çalış girdiğim de uyuyordu..
Yarın boşanma davasını açıcaktım.. çok uzatmaya gerek yok..
