Fytch - Burned
Korku.
İnsanın dizlerinin bağını çözen, nefesine zehir karıştıran o kontrolsüz his. Karşımda kapıyı kapatmak için çırpınan ve çığlıklar atan kadında gördüğüm şey buydu. Yeminler olsun ki bu güne kadar hiçbir kadının saçının teline zarar vermemiştim. Fakat bu kez gözüm dönmüştü. Kapıyı yüzüme kapatacağı korkusuyla onu omuzundan tutarak yere itmiş ve hızla içeri girerek kapıyı arkamdan kilitlemiştim. İnce sesi dolu dolu gözleri bana bakarken hala yüksek sesle konuşuyordu.
"Yardım edin! Lütfen!"
Daha önce susturma konusunda işime yarayan uğursuz şeyi çıkarmış ve önünde çöküp karnının üstüne oturarak silahı minik dudaklarının arasına sokmuşum. Çırpınan elleri anında dururken karşımdaki bedene baktım. "Sessiz olacaksın. Anladın mı beni? Çıtın çıkmayacak." Lisa kadar uysal durmuyordu. Kaşları sinirle çatılıyor gözleri delip geçmek istercesine bakıyordu. Deli gibi korksa da bunu belli etmiyordu. Fakat net olarak gördüğüm bir şey vardı.
O da şu anda olduğu kişiyi tanımıyordu. Tıpkı karşıda aynadaki yüzümü tanıyamamam gibi. "Nasılsın Jieun? Silahın soğuk dokusu hoşuna gitti mi?" gözlerini bana dikip elleriyle beni itmeye çalıştığında susturucu takılmış kuru sıkı silahı saniyelik bir şekilde ağzından çektim ve tanıyamadığım yüzüme aynaya bir el ateş ettim. Bu halimi görmek istemiyordum. Kırılan camlar etrafa dağılıp gürültü çıkarırken zamanım daralıyordu. Komşular çığlıklarını duymuş olmalıydı. Üstüne bu kırık sesleri iyice şüphelendirecekti onları.
"Şimdi söyle, neden evime girdin? Sana hiçbir şey yapmadım ben." sessizlik yemini etmiş gibiydi. Kaşlarımı çattım. Zaman mı kazanmaya çalışıyordu? Parmaklarımı alnının üstündeki saçlara geçirdim. "Jieun biliyor musun, ben çok iyi bir stalkerım. Şu an kreşteki kız kardeşinin, huzur evindeki babaannenin bilgilerini sana teyit ettirebilirim-" gözleri sonuna kadar açılırken "Sakın! Seni orospu çocuğu! Onlara bir şey olursa evinin videolarını tüm medya kuruluşlarına gönderirdim!" dudaklarımı ıslattım ve dişlerimi göstererek gülümsedim. "Medya mı? Komikmiş. Benim adımın geçtiği her haber önce bana sorulur ve öyle yayınlanır. Ne sanıyorsun anlamıyorum. Küçük beyninle beni alt edebileceğini mi düşündün?"
Gözleri dolarken "Lütfen, bir şeyi daha elimden almanı kaldıramam." diye fısıldadı. Ardından da buruşan yüzünü ve gözyaşlarını izledim. Eğer vicdan yapıp üstünden kalkarsam beni bir şekilde altedebilir daha kötüsü kaçabilirdi. Yutkundum ve içimdeki duyguyu görmezden geldim. "Ben sana hiçbir şey yapmadım. Elinden neyi almış olabilirim? Tanrı aşkına seni tanımıyorum bile."
"Şimdi de yalan mı söyleyeceksin? Seni onurlu biri sanırdım Jeon Jeongguk. Odamın her yerinde olan posterlerine, senin hakkında çıkan haberlere ve röportajlarına bakarak ilerde senin gibi biriyle olmanın hayalini kurdum ben. Ne yazık! Hepsi iğrenç yüzünde taktığın bir maskeymiş." kafamı yukarı kaldırdım ve derin bir nefes aldım. Saçlarındaki elimi çektim ve bacaklarına doğru kayarak üst bedenini hafifçe yerden kaldırdım. Ellerimle dağılmış saçlarını düzeltirken bana şaşkın şaşkın bakıyordu. Parmak uçlarımla gözyaşlarını sildim. "Sana yemin ediyorum Jieun. Ben ne bir insanın elinden bir şeyler alacak ne de birinin başına silah dayayayacak biriyim. Onursuz bir adam olmamak için doğduğumdan beri çabalıyorum. Ben bu güne kadar kimseyi incitmedim bile. Ama konu hayatımdan bile önemli olan kişiyse bunların hiçbirini önemsemem. Şimdi söyle elinden neyi aldığımı düşünüyorsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
paparazzi≮ |taekook
Fanfiction"I'm your biggest fan I'll follow you until you love me" Bu fictionın ilham kaynağı paparazzi by Lady Gaga'dır. Fiction paparazi değil stalker içermektedir. Bu fictionın Jungkook'u possessive obsessive bir karakterdir. Takıntılı, hastalık derecesind...