1. Bölüm: O Bizim Arkadaşımızdı

77 15 19
                                    


İyi okumalar...

***

Botumu bile geçmiş dizime kadar uzanan çamura tiksinerek baktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Botumu bile geçmiş dizime kadar uzanan çamura tiksinerek baktım. Lanet olası günde keşke dizime kadar uzanan bir çizme giymeyi akıl edebilseydim. Gerçi evde bulunan ve bu çamurda giyilebilecek tek çizme babamın sarı çizmeleriydi ve bende çok dikkat çekeceği barizdi. Kafamı gökyüzüne doğru kaldırarak çiseleyen yağmura kaygılı gözlerle baktım. Bu havada çıkmış olmamız bu işlerden anlamadığımızı açık bir şekilde gösteriyordu. Ve tabiki de aptal olduğumuzu! Hava durumuna da bakmayı akıl edemediğimizden şu an rezil bir şekilde yola devam ediyorduk. Bu saaten sonra da zaten hiçbirimizin vazgeçmeye niyeti olduğunu sanmıyordum. Çünkü vazgeçemeyecek kadar fazla yol tepmiştik.

İşittiğim bir çığlık sesiyle yerimde aniden sıçrarken gözlerimi telaşla arkama çevirdim. Çamur içine gömülmüş bir beden gözüme çarparken ilk başta korksam da sonradan çamura gömülmüş kişiyi tanıdığımda korkuyla aldığım nefesi içim rahatlayarak geri bıraktım. Nasıl bu hale geldi anlamak, zordu. Neyse ki görünürde önemli bir sorun görünmüyordu.

Bir süre çamura gömülmüş bedeni izleyip kalkmasını beklerken  bir türlü kalkmayınca Yardıma ihtiyacı olduğunu yoksa kalkamayacağını, anladım. Elimdeki feneri ve küreği yanımda şaşkınca olayı izleyen Tuğçe'ye uzattım. Tuğçe İlk önce uzattığım nesneleri fark edemese de onu uzattığım fenerimle dürttüğümde beni fark ederek silkindi. Onun alık hararetlerine gözlerimi devirerek elimdeki nesneleri işaret ettiğimde kendine gelerek elimdekileri aldı. Elim boşaldığında Hızlı adımlarla Selen'in yanına ilerledim. Çamura bulanmış bedenine bakarak bir süre onu nasıl kaldıracağımı düşündüm. Bir süre sonra  öylece dikilmeyi keserek bir kolundan tutup onu ayağa kaldırmaya çalıştım. Uzun uğraşlar sonucu, kendisinin da gayretiyle ayağa kalktığında kaygılı gözlerimi çamur bulanmış üstünde gezdirdim. Buruşturduğum yüzüme bakan Selen de kendi üstüne korku dolu bakışlar atıp ağlamaya yakın bir yüz ifadesini yüzüne koyduğunda sıkıntıyla nefes verdim. Bir süre ne yapacağımızı düşündükten sonra aklıma gelen şeyle konuşmaya başladım.

"Tamam, sakin ol benim altımda bir ceket daha var sen çıkar üstündekini." Bir süre bana öylece baksa da başka şansının olmadığını anlamış olacak ki oflayarak ceketini çıkardı. Gözlerim pantolondaki çamura değerken onları işaret ederek konuştum. "Pantolonunu da sil, mecburen onunla idare edeceksin, en azından ıslaklığını al." Söylediklerimi uygulayarak ceketini pantolonuna sürterek çamuru gidermeye çalıştı. Bende bu sırada üstümdeki montun fermuarını açarak kollarımdan montu sıyırdığımda direk montumu Selen'e uzattım. O da elindeki montu çalıların içine atarak uzattığım montu bana teşekkür edip aldı ve giydi. Bir yandan da konuşuyordu.

"Keşke bir hava durumuna bakarak gelseydik, umarım yağmur hızlanmaz." Sözlerini başımı sallayarak onaylar mırıltılar çıkardım. Sonunda montumu giyip yere düşen çantasını omzuna taktığında her şeyin tam olduğunu düşünerek Tuğçe'nin elindeki eşyalarıma uzandım ve aldım.

Masum Değiliz  +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin