[düzenlendi]
Uzun uzun zamanlar öncesinde Arafta bir festival düzenleniyordu. Bu festival bir nevi barış antlaşmasıydı. Uzun yıllar sonunda melekler ve şeytanlar arasındaki savaş bitmiş, birbirlerine olan dostluğu göstermek için bir festival düzenlenmişti.
Kraliyet ailelerinin bulunduğu platformdaki tahtta oturan Şeytan hem kendi halkını hem de melekleri izliyordu. Savaş sırasında babası Lucitor'u kaybetmiş olan Kral Şeytan daha reşit bile olmamasının verdiği gerginlikle inceliyordu diğerlerini. Babası acımasız şerefsizin tekiydi ve ona kral işlerini ya da iyi bir kralın nasıl olacağını asla öğretmemişti. Kendisi ise kitap okumayı sevmemesine rağmen onlardan öğrenmeye çalışıyordu nasıl bir lider olması gerektiğini.
Kitap halka güven ve sevgi vermesini söylüyordu her seferinde. Onların görüşlerini dinlemeyi. Neydi bu? Meleklerin yazdığı sıkıcı krallar kitabı falan mı? Bu saçma kitap, onun hiç tatmadığı duyguları vermesini istiyordu halkına. Bunu yapamazdı.
Etrafa bakarken ne kadar sıkıldığını bilemezdiniz. Kalbi bile yavaşlamıştı bu kadar sıkıcı şey karşısında. Melekler için sakin bir ortam hazırlanmaya çalışılmıştı ama bu eğlenceli değildi ki? Giyotinler neredeydi? Dövüş turnuvaları ve faça atma yarışmaları?
Fakat buradan daha eğlenceli olduğunu düşündüğü kitabına dönerken bir şey oldu. Kalbinin yavaşlayan atışları anında hızlanırken gözlerini o bedenen çekemedi.
Beyaz elbiseler içinde olan ve herkesi büyüleyen kahve rengi saçlı melek, Şeytan'ın kalbini hızlandırmaya yetmiş ve artmıştı bile. Diğer meleklere kıyasla parlayan kırmızı gözleri ile kesinlikle Şeytan'ın dikkatini çekmişti.
Neler oluyor bilemiyordu. Kendisi ayağa kalkmış ve ayaklarının kontrolünü sağlayamayarak meleğe ilerlemişti. Kalbi her geçen saniye hızlanırken onun ruh ikizi olduğunun farkındaydı. Öyle olmalıydı. Göz göze geldiklerinde kalbinde kaçan kıvılcımlar bile bunun bir habercisiydi.
O gün gözlerini birbirlerinden asla çekemediler. Hiçbir şeye konuşmadılar, hareket etmediler. Onun yerine gözleri konuştu. Kalpleri hareket etti beni birbirlerine sarıldı. Onlar birbirlerine için yaratılmış en mükemmel ikiliydi.
Ama bu ikilinin hikayesi pek de iyi gitmedi.
Şeytan asla kendi zevklerinden vazgeçmemişti. Evlenmediler ve birbirlerinin oldular. Birbirlerinin olduklarından bir gün sonrası meleğin teni ve kanatları solmuş, dökülmeye başlamıştı. Kırmızının en güzel tonundaki gözleri neredeyse gözlerinin beyazına karışırken hastalanmıştı. O artık kirli bir melekti.
Karnında çocuğu olan kirli bir melek.
O çocuk güç verdi ona. Şeytan ise korkuyordu. Onun sorumluluğunu alamazdı. Bir meleği Cehenneme sokamazdı. Bu yüzden asla hastalığını yenmesi için bir adım atmadı.
Zaten bu olaydan sonra Şeytanlar ve Meleklerin arasındaki ilişki yasaklandı.
Kirli melek, son kalan gücü ile doğum yaptığında tek bir cümle fısıldadı baskınlıktan dolayı şeytan doğan oğluna.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Angel and His Bunny | Taekook
FanfictionTaehyung cennetin güzel kokusunu içine çekerken evinin yakınlarındaki parkta gül sulamaktaydı. gözlerine ilişen hafif pembemsi tüylü tavşanı gördüğünde ise kendine engel olamamıştı. Ama tabiki kucağına aldığı tavşanın aslında tavşan kılığına girmiş...