Öyle bir suçluluk duygusu var ki bende, yemeğin yemediğim yarısının bile kalbinin kırıldığını düşünüyorum.. Böyle yaşamak kolay olmuyor elbette.. İnsan, yaşamayı becerebilenlerin karşısında donup kalıyor.. Yani merak ediyorum, insanlar nasıl oluyor da yaşamaya ara vermek istemiyorlar.. Bana gelince, ara vermek bir yana, yaşamak istediğimden bile o kadar emin değilim.. O tür bir saplantım -ya da kararlılığım diyelim- hiç olmadı.. Kendimi dünya için o kadar zorunlu veya yararlı da görmüyorum üstelik.. Soğuk makarna gibiyim, ne dünyaya zarar vermek istiyorum ne de büyük bir yarar sağlamak gibi önlenemez bir isteğim var.. Var olmak, o kadar da heyecan verici gelmiyor bana.. Buna karşılık, yok olmanın da anlamlı bir yanını göremiyorum.. Tavşan boku gibiyim bir bakıma; kokmaz, bulaşmaz.. Sizin anlayacağınız, eğer ölümü anlamlandıran yaşadığınız sürece yaptıklarınızsa, pek şansım yok..Bütün Kadınların Kafası Karı