BÖLÜM 3: "DEĞİŞİM"

197 5 3
                                    

"Bir insana aşık olmak onu kalabalığın içinden çekip çıkarmak, çokluğun içinde tek kılmak ve sonra aynı hızla teklik içindeki çokluğu keşfetmektir. Öncelikle yüzler arasında bir tek yüze aşık oluruz; sonra sevgilimizin yeni yüzlerini seyrederiz ürpertiyle." böyle tanımlıyordu bir yazar aşkı.

Oysaki aşk; her iki tarafı da mağdur eden, yürekte izinsiz gösteri yapan mutluluk karşıtı bir eylemdi.

Peki aşık mıydı gerçekten? Doğru soru şu olmalıydı aslında "Peki bir zamanlar aşık mıydı gerçekten?"

Bu soruya uzun süredir cevap bulmaya çalışıyordu. Yaklaşık 3 aydır bu denklemi çözmeye uğraşıyordu. Ne yaparsa yapsın günün sonunda karşısında beliriyordu bu soru. Kabul ediyordu; sevmişti bir zamanlar, hoşlanıyordu o zat-ı şahaneden.

Aşk mıydı o yaşadığı?

Ferhat dağı delmişti Şirin'in düşü için. Mecnun az mı yemin etmişti Leyla'nın başı için.

Değildi.

Aşk değildi.

O uğursuz günden sonra tamamen emin olmuştu bundan. Yaşadığı aşk değildi. Sadece bir hoşlantıydı. En azından kendi açısından böyleydi. Emir için belki de sadece bir eğlenceydi.

Bunları 3 ay öncesinde söyleselerdi güler geçerdi galiba. Ama kendini eğitmişti bu konuda. Her sabah tekrarlanmıştı onu sevmediği.

Ne kadar kötü ve bir o kadar da zor geçmişti bu yaz. O gün yani 13 Haziran'da kendini o kafede bulmuştu. Uğrak mekanı olmuştu o günden sonra.

Ta ki O'nu unutmaya karar verene dek.

Ondan sonraki haftalar boyunca kendini deli gibi spora vermişti. Her gün saatlerce koşuyordu. Ardından spor salonunda saatlerini kurban ediyordu.

Ve bugün...

Aynadaki görüntüsü her şeyi açıklamaya yetiyordu.

Dizlerinin bir karış üstündeki krem rengi eteği, dar beyaz bir gömlek ilk üç düğmesi açık bir halde.

Rimelini dikkatli bir biçimde sürdü. Göz kaleminin üzerinden bir kat daha gitti. Parlatıcıyla birlikte tamamladı makyajını.

Kendini bir kez daha göz attı. Güzeldi. Yazın neredeyse tatilin tamamını spor salonlarında geçirmesinin karşılığını almıştı.

Fazla kiloların tamamı gitmişti. Üstelik bacakları daha düzgün hale gelmişti.

Kısacası acayip fit olmuştu.

Eskiden imkansız gelen voleybol takım kaptanlığı artık ona çok yakın geliyordu. Yapılacaklar listesine ekledi bunu da.

Evi okula yürüme mesafesindeydi. Bilerek geç gidecekti okula.

Birazcık ego tatmini kimseye zarar vermezdi herhalde.

Yavaş adımlarla odasından çıktı. Merdivenleri inerken aklından geçirdiği tek şey Emir'in onu görünce yüz ifadesiydi.

Artık eski Naz yoktu.

Ürkek, suskun, çekingen Naz yoktu.

Yeni bir Naz yaratmıştı.

Emir'in Naz'ı yoktu artık.

Artık sadece izlemesi yeterliydi.

"Evet Sadece Izle Emir Boyraz."

SADECE İZLEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin