İyi OkumalarHissizleşmek, sevgisizlikten daha beterdi.
Yavaş yavaş bütün duygularınızın ruhunuzun üzerinden çekildiğini hissedemezdiniz.
Sevdiğinizi, sevilmediğinizi hissedemezdiniz.
Özlediğinizi veya özlendiğinizi hissedemezdiniz.
Benim bütün duygularım cımbızla tek tek alınmış gibiydi. Özenle, sırayla seçilerek; tek tek.
Hayatımı benim yerime başkaları yaşıyor gibiydi.
Oradaydım ama, yoktum.
Elimde sıkı sıkıya tuttuğum poşet ile bomboş sokakta ilerlerken yüzüme ufak da olsa bir gülümseme yerleştirmeye çalıştım.
Bana ailenin ne demek olduğunu öğreten insanlara biraz da olsa mutlu bir yüz ile gitmek istiyordum.
Son kez de olsa üstelik.
Önüne geldiğim yere şöyle bir baktım. Liseye başladığım yıl harçlıklarımı, masraflarımı çıkartmak için girmiştim bu işe.
Beni ilk başta küçük olduğum için kabul etmeyecek gibi duruyorlardı. Tecrübesiz, işten anlamaz ufak bir kız olduğumu söylüyor gibiydi gözleri.
Öyleydim de o zamanlar.
Ancak içimi öyle bir hırs bürümüştü ki, tek başıma ayakta kalabileceğime kendimi o kadar çok inandırmıştım ki, ne iş olursa yapabilirdim o an.
Bu işe girdiğimi lise birinci sınıfın ikinci dönemine yeni başlamışken öğrenmişti abilerim. Bana nerede çalıştığımı sorduklarında inatla onlara söylememiştim. Çünkü bana iyilik yapmak isteyen bu yaşlı çifti, kırmak ve üzmek istememiştim.
Öyle bir şey olmamıştı belki ancak bana yine de çok kızmışlardı.
Kun abim buraya beni kontrole geldiğinde yaşlı çift ilk defa benim hakkımda bir şey öğrenmişti.
Yedi tane abim olduğunu.
En başından beridir çok mutlu bir aileye sahip olduğumu sanıyorlardı, bende onlara hiç bir zaman gerçekleri söylememiştim bu yüzden.
Bırakayım da en azından birileri benim yerime, mutlu bir ailem olduğunu düşünsün demiştim.
"Ah, Hien! Hoş geldin kızım." Wia Ni teyze elinde ki tepsiyle dışarıda ki müşterilerin yanına ilerlerken, bana kocaman gülümsediğinde ona karşılık vererek içeriye girdim. Elimdekileri tezgaha bırakıp, üzerimde ki ceketi de askıya astıktan sonra üzerime kahverengi önlüğü geçirdim.
Son kez.
"Nerelerdeydin küçük hanım? Çok merak ettik." Bay Hui yanıma gelip saçlarımı okşadığında akmaması için tuttuğum, daha doğrusu tutmaya çalıştığım göz yaşlarım beni zorlamaya başladılar.
'Yapma' demek istedim bağıra çağıra. 'Bana bu kadar iyi davranma, ben bunları hak etmiyorum' demek istedim.
Ancak sadece susup, gülümsemeyi seçtim.
"Sınavlarıma çalıştım, Hui amca." dediğim sırada elinde ki boş tepsiyi tezgaha koyan Wia Ni ellerini üzerinde ki önlüğe silip yanımıza doğru geldi.
Tanrıdan tek isteğim, onlara ömürlerinin sonuna kadar mutlu bir hayat ve huzur dolu bir ölüm vermesiydi.
"Neden gözlerin dolu senin? Bir şey olmuş sanki."
Zorlukla yutkunup bakışlarımı onlardan kaçırdığımda bir kaç saniye ne olduğunu anlamaya çalışır gibi beklediler. Daha sonra ben dirayetli olmam gerektiğine kanaat getirip kaldırdım başımı.
"Ben..bir kaç hafta burada olmayacağım Wia Ni teyze. Abilerimle," dedim, bekledim bir süre.
Hayatım onlara göre yalanlarla doluydu ancak onlar hiç bir şey bilmiyorlardı.
Şimdi de bilmelerine gerek yoktu.
"Abilerimle ufak bir tatile çıkacağız. Onun için burada olamayacağım."
İkisinin de yüzünde beliren rahatlama ifadesi benim içimde alev toplarının patlamasına neden oldu, belli etmedim.
O gün akşama kadar durmadan çalıştım. Ufacık bir şey düşünsem bile anında ağlamaya başlayacağımı bildiğim için hiç durmadım.
Kapanma saati geldiğinde, sabah tezgaha koyduğum poşeti alıp mutfak bölümünde ki ufak masada oturan yaşlı çifte doğru ilerledim.
Onlara son bir armağan vermek istiyordum.
Masada ki boş sandalyeye oturup onlara gülerek baktığımda, anında karşılık olarak aynı sıcak gülümsemeleri almıştım.
"Havalar çok soğudu," dedim poşeti açıp içinde ki ayrı ayrı paketlenmiş hediye paketlerini çıkarırken.
"Biliyorum kendinize hiç dikkat etmiyorsunuz."
Gri paketli olanı Hui amcaya, mor paketli olanı Wia Ni teyzeye verirken gözlerine yerleşen o ifade, bana bu Dünya da ki en büyük hediyeydi.
"Kızım benim, ne gereği vardı."
Onlar bana her kızım dediğinde içimde bir yerlerde beliren burukluğun artık beni yoklamadığını fark ettim.
Bir şeylere alışalı çok oluyordu, sadece ben gerçekten fark etmek istemiyordum.
"Teşekkür ederim, güzel kızım." Hui amca ona aldığım siyah kaşkolu boğazına dolayıp gözleri kaybolana kadar gülümsediğinde onlarla geçirdiğim son anımda bu kadar mutlu olduklarını görmek içimi rahatlatan tek şeydi şu zamana kadar.
Beni mutlu eden tek insanların, mutlu olduğunu görmeden ölmediğim için kendimi şanslı hissediyordum.
Hemde fazlasıyla.
*
*
*
*Wia Ni teyzeye ve Hui amcayı sevelim, sevdirelim djdjsjs
Kaldı dört bölüüüm öhöm
Kitabın sonu hakkında aklımda alternatif iki fikir var ama henüz hangisini yapacağıma karar vermiş değilim...
Siz her şeye hazırlıklı olun yine de xkcjxjs
Umarım bölüm hoşunuza gider yıldızlarım 💫💫
Oy verip yorum yapmayı unutmayın lütfen 🌙🌙
Sizleri çok çok çok seviyorum ♥️
Kendinize iyi bakın ❣
-Jae🍑
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Brother's | WayV ✔
FanfictionEğer tek bir sevgi kırıntısı bile görmezsem, bir toz dumanı gibi uçup gidecekmiş gibi, on yedi yaşında bir kız için; oldukça büyükmüş gibi hissediyordum. Hemde fazlasıyla. ❁ beatrisJmn_2 | WayV Start: 26.09.2020 Finnish: 22.11.2020