KAFİR CİNLER

TUZAK

BOTAN
Herkes bu soruyu soruyordu ama hasan'dan beklemiyordum beni herkes gibi yanıltmıştı. Sakin ve bıkmış bir ifadeyle sorduğu soruyu cevapladım. sende biliyorsun hasan aşık Cin mussallatının en kötü musallat olduğunu."evet biliyorum ama sen herşeyi üstüne yükleme bizde varız burda" ama bana musallat oldu Ve benim yüzümden burdayız. "Hayır senin yüzünden değil benim yüzümden ben yaptım daveti sen mi yaptın benim yüzünden burdayız" artık cevap vermek istemiyordum merdivenden ses gelince arkamı dönüp merdivene baktım ali ve barış geliyordu. Selam vererek yanımıza yaklaştılar. Ali yine tuhaf davranmaya başlamıştı ne zaman kötü birşey yapsa ellerini beline koyar sol ayağını sağ ayağının arkasına koyardı. Anlaşılan o arabada olanlar yüzünden bana bakamıyordu. Aliyi o halde görmek beni uçuyordu konuyu konuşmak istiyordum ama ali üzülmesin diye  açmayacaktım. Barış bana bakarak "hoca seni çağırıyor" dedi. Bende tamam diyerek malzeme odasına gittim üçüde arkamdan geliyorlardı. Odaya girdim hoca "botan Cin sandalye tuzağı yapacağız yardım etsene" dedi bende kafamı sallayarak elindeki sandalyeyi aldım barışda hocanın elindeki ipi alıp peşimden geldi. Odaya girip barışa. hiç Cin tuzağı yapan insanlar gördün mü "görmedim " ama nasıl yapılır biliyorsun değilmi "evet" tamam istersen bu sefer sen hocaya yardım et " olur ama yapabilirmiyim bilmiyorum" bende ilk yaptığımda senin gibiydim merak etme " hocada gelmişti kapının arkasından tuzu alarak sandalyenin yanına geçti hoca "hadi barış ipleri bağla" barış biraz şaşırarak tamam dedi. İçimde yine o korku başlamıştı. Aklıma kötü sondan başka bir şey gelmiyordu. Ama her zaman artık bu işte olacaktım kendime alıştırmak zorundayım. Önceden hayal kurduğum ilim şimdi bana koşsada, kaçmayı bırakıp onla yüzleşmek zorundayım. Ama hızlıca ilmi öğrenmem lazım hayatın bana sorla ittiği yolu önce bitirmem lazım. Bu sefer URDA'YI tuzağa çekmemiz zorundayız. hocam bu sefer hepimiz sure okuyalım daha iyi olur. "Haklısın botan bu sefer ALLAHIN izniyle başaracağız" "hocam ben bilmiyorum sureyi "  "botan sen biliyor musun " hocam tam değil ama biraz biliyorum sureyi" "tamam o zaman botan sen aşağı in cin tuzaklarından bahseden kitabı alın hepsini ezberleyin ALLAHIN İZZET HAKKIYLA bu sefer halledeceğiz" tamam hocam inşaallah halledeceğiz tebessüm ederek odadan çıktım ali ve hasan fısıldarşırken gördüm beni görünce sustular tam duymamıştım ne dediklerini. Arkamı dönüp barışa baktım oda bizi izliyordu. Artık kimsenin bozamadığı arkadaşlığımızın arasına yalan ve güvensizlik girmişti. Nedense herkesin bana yakan söylediğini hissediyordum EĞMED'DE dahil. Ne konuşuyorsunuz gizlice gülümseyerek cevap verip aralarından geçip aşağıya indim kitabı alıp yukarıya çıktım ali kitabı görünce gözlerini ayıramamıştı çünkü kitap derindendi. Barış ve hasan seslenerek hadi gelin süre ezberleyeceğiz dedim tamam diyerek yanıma geldiler. Oturma odasına geçip kapının karşı tarafına oturup kitabı açtım üçüde yanıma oturdu. Hasan "ne ezberleyeceğiz" "URDA'yı tuzağa çekmemiz için okunan sureyi ezberleyeceğiz" kafasını sallayarak kitaba baktı bakın ben sesli okuyim sizde ezberleyin bu seferde hepimiz beraber ezberleriz üçüde tamam dedi. Bende tanece okumaya başladım. Bir saatten fazla çalışmıştık. Ezber bitmişti dilim susuz kalmaktan yorulmuştu. Evet ezber bitti sonunda,siz yemek yediniz mi "evet yedik" tamam o zaman ben su içip gelecek sizde isterseniz abdest alın ikinciye az kaldı tamam diyerek ayağa kalktılar bende kitabı yerine bıraktım mutfağa gidip su içtim. "EFENDİM GELDİLER AMA BÜYÜ SAYESİNDE BİR ŞEY YAPAMIYORLAR" tamam bırak EĞMED zaten bu akşam onlar görecekler ama yinede etrafı kontrol et  "PEKİ EFENDİM"