SYDÖ-1

266 15 3
                                    

Final yarışına dakikalar kaldı. Herkes yolun kenarlarına arabalarıyla birlikte dizilmişlerdi. Bilirsiniz Tokyo'da araba yarışları önemlidir ve bende kendi çapımda yarışlara çok önem veririm. Herneyse herkes elendiğinden final için ben ve o sersem Brian kalmıştık. Okulda aynı sınıfta olmamız dışında hiçbir bağımız yoktu. Zaten pisliğin tekiydi.

Sürtüğün biri yarışı başlatmak için arabaların önüne geçti. Sol camım açık olduğundan o sevimsiz suratını görüyordum.

"Bence kendine fazla güvenme, zaten araban benim olucak." dedi alayla sırıtarak. Camı kapatıp önüme baktım. Karşıdaki kadın ellerinde bayrakla konuşmaya başladı:

"Hey, bilmeyenler için söylüyorum; kaybeden arabasına veda eder bebeğim.. 3-2-1! "

Babamdan öğrendiğim gibi baştan onun beni geçmesine izin verdim. Önde olmaya alıştığı an onu geçecektim, her zaman ki gibi. Sanki kendi çabasıymış gibi önüme geçerkenki gülüşünü unutmak mümkün değil. Benden daha iyi olduğunu felan düşünüyordur. Tam arkasındaydım. Sabit hızda devam ediyordu. Derken yanından geçip öne doğru ilerlerken birden beni yandaki demirden duvara doğru ittirmeye başladı. Sağ aynam kırılmak üzereydi. Dibimden çekilmediğinden karşılık veremiyordum. Ama bunun hesabını vericekti. Sağa doğru hafif geri çekilip tekrar çarpmaya hazırlanırken daha ne olduğunu anlamadan bi anda nitroya basarak yanından geçtim. Önüne geçerken onun camına yansıyan orta parmağım dikkatini çekmişe benziyordu. Çünkü sinirden kıpkırmızı olduğuna bahse girebilirim. Artık önde olduğumdan yanımda değildi. Kendi kendime sinsice gülerken birden telefonum çalmaya başladı. Her ne kadar yoldan gözlerimi ayırmamam gereksede cebimden çıkarıp bakmamla telefonu koltuğa fırlatmam bir oldu. Arayan maalesef ablamdı. Lanet olsun ki evde olmadığımı anlamış olmalı. O arada Brian yanıma yaklaştı. Ondan biraz önde olduğumdan vites değiştirip öne geçtim. Zaten yarışın bitmesine 100 metre felan kaldığından böyle devam ederek, -dediğim gibi- yarışı ben kazandım.

Arabadan indim. Arkadaşım olmadığından tanımadığım herkes beni tebrik ediyordu. Brian'da arabasından indi. Benim arabama bakılırsa onunki daha büyüktü. Eminim büyük bir hayal kırıklığı içindedir.

"Tebrik ederim güzelim, iyi yarıştı ama o hareketi sana yakıştıramadım doğrusu." Hala alayla gülmeye devam ediyordu. Sanırım ne dediğinin farkında değildi.

"Sağolda hayırdır? Ne zamandan beri bu kadar samimiyiz? "

"İnsan gibi davranalım dedik hemen tersleme kızım, kazandın işte. " dedi umursamazca..

"Olmadığın bişey gibi nasıl davranabildiğini anlamış değilim ama neyse. Anahtarlarımı alıyım! "

"Heh işte bende tam bu konuyu konuşacaktım." Bunu dedikten sonra kesin bi bokluk çıkacağını anladım.

"Onu bunu bilmem, alıyım anahtarlarımı.."

"Bi yarış daha istiyorum. Anca öyle alırsın arabayı."

"Hahah.. Güldürmede ver şu anahtarları! " Bi bokluk çıkıcağını biliyordum.

"Şaka yapmıyorum.." Tam ağzımı açıp bişey diycekken telefonumun sesini duydum. Gidip araban aldım. Yine ablam arıyordu. Yüzde yüz evde olmadığımı anladı. Açmayınca tekrar çalmaya başladı.

"Açmıycak mısın?" Ona dik dik baktıktan sonra en gıcık sesimi kullanıp:

"Sanane" dedim. Sanırım bu kadar ani bi çıkış beklemiyodu.

"Zaten sana soranda kabahat."

Bi yandan telefonum hala çalarken birde onunla uğraşıyordum. Hala çalmaya devam ediyordu. Gitmem gerek yoksa daha fazla kızıcak. Etrafta çok kalabalık nasıl söylenirki bu...

"Benim şimdi gitmem gerek.. Yarın okulda görüşücez. Bu iş daha bitmedi! " birden sırıtmaya başladı sanki hiç bişey dememişim gibi alayla devam etti:

"Yoksa bu yaşta hala ailenemi bağlısın? Yazık sana.. Hemen eve gitde kakaolu sütün soğumasın, hahah! " bende bu tavrının altından ne çıkıcak diye bekliyordum. Başta o kadarda çok sinirlenmemiştim. Ama etraftakilerde gülmeye başlayınca gerçekten de sinirlendim.

"Ne diyosun sen be! "

Sinirlerime hakim olamayarak üzerine doğru hızla gidip suratına bi tane geçirdim. Vurduğum gibi hemen eğilip burnunu tutmaya başladı. Hemen uzaklaştım. Hafif doğrulduğunda elindeki kanı görmüştüm. Umarım ciddi değildir çünkü başıma kalmasını istemem. Ama hakettiği için hiç bişey demeden arabama doğru gittim. Etrafta ses kesilmişti. O yüzden hiç zaman kaybetmeden eve doğru gitmeye başladım. Çabucak eve gelmiştim. Evde olmadığımı bildiği için çıktığım gibi camdan giremezdim. Eski bir apartmanın bodrum katında oturuyorduk. Sadece ablam ve ben. Kapıyı açıp girdim. Kapıyı kapatıp arkamı döndüğüm gibi onunla karşı karşıya geldik. Sinirli olduğunu duruşundan ve bakışından anlayabiliryordum. Sanki beni parçalayacaktı..



Sür ya da ÖlHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin