Zoru severim.

491 17 0
                                    

Allah rızası için kapak yapabilen birisi bana kapak yapsın. Bölümü sonunda yeniledim :) yeni okuyanlar için iyi okumalar :) VOTE vermeyi unutmayın.

Yarım saat dolapla bakıştıktan sonra Azra'nın yardımıyla üzerime pembe bir şort giyip üstüne koyu kot gömleğimi giydim. Takı çekmecemde bulunan herşeyi üzerime taktıktan sonra aşağı indim.

"Sonunda Yağmur. Kök saldım burda" diye homurdanan Azra'nın yanaklarını sıkarak "Yerim seni bitanem ya" diye yağ çektikten sonra dışarıya çıktık.

Gönlünü almasaydım iki saat dırdır edeceğine emindim. Sonuçta yanaklarını sıkıncada gülümsemişti.
Azra'yla ailelerimiz sayesinde tanışmıştık. Başlarda ikimizde birbirimizi sevmiyorduk. Okulun iki güzel kızıydık ve hiç iyi anlaşamazdık. Birgün ikimizi döven Ceren olmasaydı hala öyleydik.

Size olayı anlatayım şimdi. Biz okulda sürekli kavga eden tipler değildik aslında. Özel okul olunca herşey başka oluyor. Azra başka okuldan bir çocuğa aşık olmuştu. Bizde bunu duyunca intikam almak için plan yaptık tabi.

Çocuğu konuşması için ayarladık felan. Neyse buluşma yerine gelmiştik ki, karşımızda duran orduyla karşılaştık.

Azra buluşmaya giderken bizde arkadan onu izliyorduk. Bu haline gülüyorduk tabi. Azra buluşmaya tek başına gitmişti. Bizde karşımızda kız ordusu yerine yakışıklı çocuğu bekliyorduk.

O gün onu yalnız bırakmamak için yanına gitmiştik. Kısaca kendi başımıza çorap örmüştük. Meğer konuştuğumuz o çocuğun sevgilisiymiş. Doğal olarak kız gibi dövmeye gelmişti. En mantıklı kararı vererek Azra'nın kolundan tutup koşmaya başladık.

Okulun atletizm takımında olmamız bizi kurtarmıştı. Bugünden sonra herşey değişmişti. İki düşman değil de, iki dost olmuştuk. Ailelerimizin birbirini tanıdığını öğrenince daha da yakınlaşmıştık. Şimdi ki durumumuz ise aynı evde kalıyorduk.

O zaman demek ki sadece büyük aşklar nefretle başlamıyormuş.
----------
Arabaya bindikten yarım saat sonra cafeye gelmiştik. Bizim grupla buluşup bugünü beraber geçirecektik. Azra'yla bizimkilerin olduğu masaya doğru yürümeye başladık. Benim tembelliğim yüzünden geride kalmamla "Beklesene ya" diye bağırmaya başlamıştım.

"Beklesene Azra ya. Ya bekle diyorum. Bak hala gidiyor. İki dakka beklesen ölmezsin" diye saydırırken ayağımın takılmasıyla homurdanmalarım çığlığa dönüştü.

Düşmekten son andan kurtulmuştum. Kafamı kaldırıp bana çelme takana baktığımda sırıttığını gördüm.

"Ayaklarına sahip çıksana ya" diye bağırdım. Bütün cafe bana dönerken karşımdaki çocuk hiç kendini bozmadan "Sende önüne bak" dedi.

"Bence sen dön de bir aynaya bak" dedim gülerek "Bu çirkinlikle yaşaman bile mucize" diye devam ettim.

Gülüşü genişlerken gülümsemesinin etkileyeci bir yanı olduğunu fark ettim. Güzel gülüyordu. Bana göre güzel gülen tüm erkekler yakışıklıydı. Yada kızlar güzeldi işte. Mesela benim gibi.

Diktiği saçlarının yanında beyaz bir teni vardı. Üzerine giydiği lacivert tişörtün altında kasları belli oluyordu. Tatlı ve bebeksi bir yüzü vardı. Bir an söylediğim 'çirkin' kelimesine pişman olduğumu düşündüm. Sonra vazgeçtim. Onun yüzünden güzelim yüzüm dağılabilirdi.

Gülerek "Bacaklarına bakıyorum ya! Yetmez mi?" dedi.
Yüzüme alyuvarların hücum etmesiyle tabiki de kızarmadım. Öyle herşeye çabuk kızaran kızlardan değildim. Şort ve elbise vazgeçilmezlerimdir hem. Yüzüme alaycı bir gülümseme yerleştirip "Bence gözlerini bozmana değmez" diyerek "Sonuçta ömrün boyunca benim gibi bir güzellik görmemişsindir. Fazla bakma istersen" diye devam ettim.

Kısa bir kahkaha atarak "Nesin sen birinci sınıf çocuğu mu?" dedi gülümsemesi silinirken "Bu bacaklara bu zeka hiç olmamış" diyerek kaşlarını kaldırıp kafasını olumsuz anlamda salladı.

Birşey söylemek için ağzımı açmıştım ki masadan kızların bağırmasıyla oraya doğru ilerlemeye başladım. Bozulmuştum. Sadece çocuklar mı kendini övüyordu ki. Söyledikleri karşısında kızarmamış olabilirdim ama utanmıştım.

Arkamdan "Bana sırılsıklam aşık olduğunu biliyorum. Ama ümitlenme ilişkim sadece bacaklarınla" diye bağırdı. Arkamı bile dönmeden masaya doğru ilerledim. Tüm cafeye rezil olmuştum onun yüzünden.

Masaya oturduğum da Pelin "Oha kızım konuştuğun Emir Korkmaz'dı" dedi. Ağzım açık ona bakarken "Bende Yağmur Ataberk'im" dedim kendimi beğenmişce.

Kafasını sallayıp "Salak mısın Yağmur? Gecelerin taş çocuğu Emir. Ama sen ona bağırdın" diye devam etti.

"İyi yaptım" dedim.

"O çocuk çok tatlı"

"Bende taşım"

"Herkes onunla çıkmak için can atıyor" diye devam etti. Oflayarak "Ama ben atmıyorum" dedim. Gülerek "İsabet olmuş. Zaten sana bakmaz" dedi.

Alaycı bir kahkaha atıp "Bana her erkek bakar" dedim. Yani güzel, bakımlı ve havalı bir kızdım. Neden bakmasınlar ki?

"İmkansız. Zengin ve sosyal medya fenomeni. Peşinde o kadar kız var ama o her gece başka biriyle" diye devam etti. Bana karşı az önce kavga ettiğim ukala çocuğu savunuyordu.

"Güzelim, zengin ve sosyal medya fenomeniyim. Peşimde o kadar erkek var ama bence her gece başkasıyla olmaman doğru karar" diye yanıtladım. Bu sefer Azra araya girip "Şansını zorlama Yağmur" dedi.

Ben bu Emir denen ukalayı kendime sırılsıklam aşık eder sonrada terk ederdim. Bunlar neyin kafasını yaşıyordu. Yok yakışıklı yok zengin. Derin oflayarak "Artık birinin sana bakmayacağını kabullen" dedi.

İç çekerek "Bana aşık olamayacak erkek daha doğmadı" dedim gülerek. Derin alayla gülüp "Aşık ederim diyorsun yani" dedi.

Dudağımı ısırıp "Hemde sırılsıklam" dedim. Azra bu azimim karşısında sırtıma vurup "Aferin kızıma" dedi. Derin kaşlarını kaldırarak "Eğer bunu yaparsan yıl sonu gösterisindeki başrolümü sana veririm" dedi.

Sevinçle çığlık atarak "Bunu soylediğine pişman olucaksın" dedim. Bence ukala birini kendime aşık etmek yaptığım hareketler sonucunda başrolümü geri almak için gayet iyi bir işti. 

YEMİN EDERİM VOTE YAPCAM :DDDD
NİHAHAHAHA YAŞASIN KÖTÜLÜK :D

Çocukluk Aşkım(Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin