Betül'ü öğrendiğimden beri Emir'in peşinden ayrılmıyordum. Emir nereye ben oraya... Bu durumdan sıkıldığını fark etmiştim. Ama onu kaybetmek istemiyorum.
Çünkü ben bugüne kadar tüm istediklerini elde etmiş bir kızım...
Emir ayağı kalktığında peşinden bende kalktım. Arkasına dönerek "Tuvalete gidiyorum. Gelecek misin?" diye sordu.
Kafamı evet anlamında salladım. Peşinden yürümeye devam ettim. Kaşlarını kaldırıp şaşırmış bir şekilde bana bakmaya devam ediyordu. Yanına gittiğimde "Sen ciddi misin?" diye sordu.
Elimle çenesi tutup "Hep erkekler mi tuvalet kapısının önünde bekleyecek" dedim kendimden emin bir şekilde ardından devam ettim "İşini çabuk bitir" diyerek yürümeye başladım.
Kolumdan tutup beni kendine çekerek "İyice kafayı yedin kızım sen. Geç otur şuraya" dedi sinirli bir şekilde, masaya oturduğumda bana dövecekmiş gibi bakan Onur'la karşılaştım.
Ateş saçan gözleriyle "Bir daha Emir'le yakın olmayacaksın demedim mi ben sana?" diye sordu. Rahat bir şekilde "Dedin ama seni dinlemem için bir sebebim yok." diye karşılık verdim.
Sinirli bir şekilde gülümseyerek "Yağmur. Bu ilgin onu sevdiğinden değil biliyorsun değil mi?" dedi.
Onu seviyor muydum bilmiyorum. Bugüne kadar tam anlamıyla hiç aşık olmamıştım. Ama onun beni sevmesini hatta benden başkasını görmemesini istiyordum.
Emir'le yakınlaşınca heyecanlanıyordum. Bence bu normal bişey yani her kız bir erkekle yakınlaşınca heyecanlanır.
Girdiğim iddia tamamıyla benim dengemi bozmuştu. Hemde sonunda elime hiçbir şey geçmeyecekti. Yada bir dakika. Bana delicesine aşık olan bir çocuk olacaktı karşımda.
Onur bunu biliyordu. Benim onu elde etmemi isteme sebebimin bugüne kadar tüm istediklerim olduğu için onuda bu yüzden istediğimi biliyordu.
Emir bana aşık olursa ben ona olmazsam o yaralanacaktı. Onur'un en yakın arkadaşı hatta kardeşi. Bunu istemezdi tabiki de...
Ben Emir'e aşık olursam o bana olmazsa ben mahvolacaktım. Aşk acısı nedir bilmiyorum ama dayanamayacağıma eminim. Kaybettiğim ufacık bir eşyam için günlerce gözyaşı dökerken
Sevdiğim birini kaybetmek beni mahvederdi. Azra'da Onur'u desteklercesine konuşmaya başladı "Çocuğun duygularıyla oynuyorsun gerizekalı" dedi sinirli bir şekilde
Neden beni bu kadar iyi tanıyorlardı ki...
Gözlerimi kaçırıp konuşmaya başladım "Öyle bir şey yok" dedim titrek çıkan sesimle
Onur hala sinirli bir şekilde "Yağmur kafayı yemişsin kızım sen. Oyuncak mı bu? İkinizin de beraber olmasını istemiyorum çünkü ikinizde aptalın tekisiniz." dedi
Ardından Azra devam etti "O yüzden yarın annenlerin yanına dönüyorsun" dedi. Söylediği şey karşısında gözlerim büyürken bağırarak konuşmaya başladım "Siz kendinizi ne sanıyorsunuz ya. Bir dönün de kendinize bakın. Evli çiftler gibisiniz. Onlar gibi sıkıcı. Annemlerin yanına felan dönmüyorum" diyerek masadan kalkıp restorandan çıktım.
Arabamın yanına doğru giderken iyi ki kendi arabamla gelmişim diye bir oh çektim. Hemen yanımızda duran Emir'in arabasının içinde birinin olduğunu fark ettim.
Oha hırsız mıydı yoksa? Ben çok korkardım.
Camdan gizlice bakmaya çalıştığımda arabayı çalıştırmak için hazırlanan Emir'i gördüm. Vaaay! Kaçıyorsun yani.
Sürücü koltuğunun yanındaki kapıyı açarak "Nereye böyle kaçak" dedim gülümseyerek
Kafasını arkasına yaslayıp ofladıktan sonra "In arabadan yoksa zorla indirim" dediği karşısında kendimi tutamayıp kahkaha attım.
Gerizekalı Yağmur. Bunun neresi komik.
"Şaka yapmıyorum. Bıktım kızım iki gündür senden." diye devam etti. Ama ben onu umursamadan gülmeye devam ediyordum. "İn aşağı" diye bağırınca resmen yerimden sıçradım.
Kafamı arabanın tavanına çarpmıştım. Bu halim karşısında bile gülmemişti. O zaman gerçekten durum vahimdi.
Nasıl sinirli olmasın. İki gündür kuyruk gibi peşindeydim. Nereye gitse gidiyordum. Tüm telefon konuşmalarını dinliyordum. Gittiği her yeri söylettiriyordum.
Yapmayınca da annesine söylemekle tehdit ediyordum. Kaçak Emir'i annesi burada üniversitesi okuyor sanıyormuş. Onur ağzından kaçırmıştı.
Her zamanki boş boğazlığı işte!
Gözlerim dolarken güçlü olmam gerektiğini kendime hatırlatıp "İnmiyorum" dedim aynı şekilde bağırarak
Elini saçlarının arasında sinirle gezdirip "Seni ormana atıp gelmeyen en adi şerefsiz." diyerek arabayı çalıştırdı.
---------
Ağzımı açıp tek kelime etmemiştim. Yolun yarısında durduğumuzda neden durduğunu sormak istedim ama korkmuştum. Yol boyunca bana saydırdı resmen. Hemde hiç durmadan. Tamam haklıydı ama. Yani söyledikleri arasında "Bundan sonra sevgili felan yalan benim için" cümlesini duyduktan sonra rahatlamıştım.
Emir aşağı inip arabanın önünü açıp bir şeylere bakmaya başladı. Yanıma gelip kapımı açarak "İn aşağı" dedi.
Oha tamda orman yolundayız. Bu çocuk araba bozuldu ayağına beni burada bırakıp gitmesin. Yapardı valla. Israrı üzerine arabadan inmeyince kolumdan tutup zorla indirdi.
Beni arkasında sürüklemeye başladı. Kolumu çekerek "Beni gerçekten ormana mı atacaksın? Bak özür dilerim" dedim. Kolumu tekrar kavrayıp "Sana arabadan inmeni söylemiştim" diyerek tekrar çekmeye başladı.
Gözlerim dolarken yaşların aktığını fark ettim. Kahretsin! Güçsüz olmamalıydım. Benim için ağlamak zayıflıktı. Ve şu anda güçlü olamayacak kadar zayıftım.
Ağlayarak "Lütfen bak özür dilerim. Bir daha senin adını ağzıma bile almam. Gördüğüm yerde yolumu çeviririm. Nolur beni bırak" diye yalvarmaya başladım.
Tabi bunların hepsi kurtulmak için bir yalandın.
Beni umursamayarak "Korkma. Senin hiç susmadığını görünce ormandan da atarlar. Fazla kalmazsın yani" dedi dalga geçerek
Ağlamam daha da şiddetlenirken "Bırak beni lütfen" diye bağırmaya başladım. Bedenim gittikçe güçsüzleşiyordu.
Benim için psikolojimin güçlü olması bedenimin güçlü olmasıydı. Ve şu anda psikolojim alt üst olmuştu.
Ağlamaktan gözlerim acırken tüm gücümü toplayarak kolumu tutan elini ısırdıktan sonra hızla kaçmaya başladım.
Ormanın içine girmekten başka çarem yoktu. Az önce gitmemek için ağladığım yere şimdi kendi ayaklarımla gidiyordum.
Hızlıca koşmaya devam ederken arkamdan "Yağmuuuuur. Güzelim gel buraya" diye bağıran Emir'in seslerini duyuyordum.
Adımlarımı daha da hızlandırdım. Ama koşmama engel olan o şey beni güçsüz düşürdü. Hala Emir'in sesi geliyordu. Aslında yakınımda olması beni korkuturken garip bir şekilde güvende veriyordu. Şu an gecenin bu vaktinde ormanda nereye gideceğimi ben bile bilmiyordum.
Yürüyecek gücüm kalmadığında ilk bulduğum ağacın yanına çöktüm. Ağlamam hala devam ediyordu. Durduramıyordum kendimi. Bunun yanında hıçkırıklarımda artmıştı. Emir beni kesin bulurdu.
Cebimdeki peçeteyle burnumu silerken arkamda duyduğum sesle kalbim tekledi. Biri yavaşça bana yaklaşıyordu. Ormandaydım ve şu an burda herşey olabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çocukluk Aşkım(Düzenleniyor)
Romantizm"Neden sana aşık olacak mışım?" "Çünkü güzelim" "Peki ben neden sana aşık olacağım?" "Çünkü yakışıklıyım"