Emir'in beni eve bırakmasından sonra hiç konuşmamıştık. Onur yeni döndüğü için sürekli onunla vakit geçirmiştim. Uyuz felan olsada özlemiştim karşimi.
Yatağımdan kalkıp üzerimi giyindikten sonra aşağı salona indim. Onur çoktan uyanmıştı. Elindeki laptopla bir şeyler yapıyordu.
Yanına gidip elimi omzuna atarak "Günaydın karşim" diyerek yanağından öptüm. Onur gözünü laptoptan ayırmadan "Günaydın cadı" diyerek karşılık verdi.
Yanına oturup "Ne yapıyorsun?" diye sordum. Fotoğraflara bakıp gülerek "Eski günleri özledim ya" dedi içini çekerek.
Laptopa baktığımda iki küçük erkek çocuğu yanyana ortalarında da bir kız vardı. Diğer fotoğrafa geçtiğinde birinin Emir diğerinin Onur olduğunu tahmin ettiğim iki çocuk dilini çıkarıp poz vermişti.
Gülümsedim. Onur diğer fotoğrafa geçtiğinde Emir ve bir kız vardı. Kızın yanağına yapışmıştı resmen. Fotoğrafla beraber moralim bozulurken kaşlarımı çatarak "Bu kim?" diye sordum.
Onur gülümseyerek "Betül. Emir'in büyük aşkı" diye karşılık verdim. Emir'in aşkı mı? Emir'in büyük aşkı? Büyük aşkı Emir'in? Ne demek Emir'in büyük aşkı ya?!!
"Nasıl yani?" diye sordum. Sırıtarak bana dönüp "Evet. Yani boşuna ümitlenme" dedi. Gerizekalı. Saçlarımı geriye atarak "Anlatsana şunu bir bana" dedim.
Ayağı kalkıp "Çok işim var cadı. Sonra anlatırım." diyerek devam etti "Hem öyle kısa bir konu değil zaten" dedi sırıtarak. Suratımı asarak "Sen nereye gidiyorsun?" diye sordum.
Merdivenlerden çıkarken "İşim var dedim ya" diye karşılık verdim. Mutfağa doğru yönelirken "Git git. Azra'ya söyliycem seni" diyerek tehdit ettim. Cevap vermedi ama kahkaha sesini duymuştum.
Sırf beni Emir'den uzaklaştırmak için yapıyordu. Büyük aşk mı? Bence öyle birşey yok. Yani tamam böyle şeylere inanırdım ama konu Emir olunca yani ne bileyim pek inanasım gelmiyor.
Bide bunu Onur söyleyince hiç inanmıyorum. Kendime sandviç hazırlamaya devam ederken kapının çalınmasıyla Azra'ya bağırdım "Kapıya baksana Azra" dedim.
Cevap gelmeyince "Kapıyı açsana kızım" diyerek daha sert bir şekilde bağırdım. Yine cevap vermemişti. Sonunda pes edip kendim açtım kapıyı.
Karşımda gördüğümle şok olmuştum. Emir'i uzun zamandır görmemiştim ve birden karşımda görünce ne yapacağımı şaşırmıştım.
Heyecanlanmıştım. Konuşmak için ağzımı açtığımda kekelediğimi farkedip ağzımı geri kapattım.
Bu halimi görünce dudakları yukarı doğru kıvrılmıştı. Üzerine siyah deri ceket ve içine siyah bir tişört, saçları dağınık bir şekilde karşımda duruyordu.
Elini kapıya koyup "Yarım saattir kapıyı çalıyorum" dedi sinirli bir şekilde, bozuntuya vermeden devam ettim. Onu görünce heyecanlandığımı anlamasını istemiyordum.
Kaşlarımı kaldırıp "Eee" diye soran bakışlarla ona bakmaya başladım. Bana karşılık olarak o da kaşlarını kaldırarak "Niye açmıyorsun?" diye sordu. Gülümseyerek "Duymamışım ya" diye karşılık verdim.
Ardından devam ederek "Nereye?" diye sordum. Gülümseyerek "Sanane" diye karşılık verdim. Kaşlarımı kaldırarak "Betül'ün yanına mı?" diye sordum. Yüzünü buruşturup "Yine ne saçmalıyorsun Yağmur." diye oflayarak karşılık verdi.
Saçmalamak mı? O kızı saçmalık olarak görüyordu demek ki.
Zekana hayranım Yağmur...
"Onur nerede?" diyerek bana bakmaya başladı. Gülümseyerek "Evde" diye karşılık verdim. Yaptığım espri karşısında daha doğrusu yapamadığım gözlerini devirerek "Onur'u çağır" diyerek emir verdi.
Emir bana emir verdi asdjskb
"Bana emir veremezsin" diye karşılık verdim. Gülümseyerek "Nereye gittiğinizi söylemezsen çağırmam" diye devam ettim.
Kesin Betül'ün yanına gidiyorlardı. Sabah sabah bu Onur uyuzunun eski fotoğraflara bakması pek hayra alamet değildi zaten. Ama Emir'in peşini bırakmayacaktım.
Bugüne kadar istediğim herşeyi alan bir kız olarak pes etmeyecektim. Oflayarak "Yağmur işimiz var güzelim. Çağır Onur'u bak geç kalıyoruz." dedi sinirli çıkan sesiyle
"Ne o? Betül bekletilmeyi sevmiyor mu yoksa?" dedim. Yüzünü buruşturup bana bakmaya devam etti. Cevap vermeyince bende devam ettim.
"Kim bu kız? Nerede yaşıyor? Ne zaman tanıştınız? Nasıl tanıştınız? Benden güzel mi?" diye tüm soruları ard arda sıraladım. Ben bile kendime şaşırmıştım.
Neden şimdi onu sorguluyordum ki. Aptal ben. Hem son sorduğum soru neydi öyle. Tabiki de benden güzel olamazdı.
Düzelterek "Son sorumu ben cevaplıyorum. Benden güzel olamaz. Diğerleri senin. İstediğin sorudan başlayabilirsin." dedim gülümseyerek
Yüzüme hala anlamamış bir şekilde bakıyordu. Kafasını iki yana sallayarak "Sabah türkçe mi çalıştın sen? Aferin sana. Hadi şimdi saçmalamayı bırakta Onur'u çağır güzelim." diye karşılık verdi.
Onur hızla aşağı inip beni kapıdan ittirerek "Geldim abi geldim. İki saattir Azra'yla uğraşıyorum." diye karşılık verdi.
İkiside beni umursamadan hızlıca koşmaya başladı. Onur'un arkasından koşarak "Bende geliyorum" dedim. Arkasına dönerek "Yağmur içeri gir. Ben gelirim bir iki saat sonra" diye bağırdı.
Oflayarak içeri girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çocukluk Aşkım(Düzenleniyor)
Romance"Neden sana aşık olacak mışım?" "Çünkü güzelim" "Peki ben neden sana aşık olacağım?" "Çünkü yakışıklıyım"