Bana aşık olur musun?

231 10 0
                                    

Sabah'ın köründe gözlerimi açmıştım. Daha güneş bile doğmamıştı. Lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadıktan sonra telefonumu alıp kulaklığı taktım. Müzik listemden şarkı açarak bugün giyeceğim kombinleri belirlemek için dolabı açtım. Birkaç parça bişey ayarladıktan laptopumu alarak yatağa geçtim. Dün tanıştığım çocuğu araştırmak istiyordum. Bakalım nelerden hoşlanıyormuş?

Google açıp adını yazacaktım ki unuttuğumu fark ettim. Neydi adı ya? Emi, Menir, Esir, Sefir... Sonunda pes ederek Pelin'e mesaj attım. İçimden bu saatte uyanık olması için dua ediyordum. Anında cevap gelince gülerek ellerimi çırptım. Ne var mutlu olmuştum.

Kimden: Pelin
Emir Korkmaz

Google Emir Korkmaz yazarak çıkan sonuçlara bir bir girmeye başladım. Girdiğim ilk yer twitter hesabıydı. Hesabına girip karıştırmaya başladım. Gerçektende fenomendi. Takipçi sayısı benden bile fazlaydı uyuzun. Twittlerini okuduktan sonra edindiğim tek bilgi sürekli 'Hatun' denilen bara gittiğiydi. Evet ismi Hatun!!!

Emir'le tanışmak yada onunla arkadaş olmak istiyorsam bu bara gitmeliydim. Dışarıya baktığımda güneş doğmuştu. İnternetin başında zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştım. Aşağı mutfağa inerek dolaplarda bulduğum tüm abur cuburları masanın üstüne yığdım. Bir kase coco cops koyup yanına beş paket çikolatayı açtım. Baharatlı çubuk ve susamlı çubukları da ayrı tabaklara koyarak masaya koydum. Evet bu benim bir nevi 'ne bulursan ye' kahvaltımdı. Yalnızca abur cuburlardan oluşan. Süt ve kurabiyeleride masanın üstüne koyup sandalyeye oturdum. Hepsini yemeye başladım.

Yukarıya çıkıp üzerime hazırladığım kombinlerden birini giyip saçlarımı salarak evden çıktım. Hava güzeldi. Onun için yarı yolu taksiyle yarısını da yürüyerek gitmeyi planlıyordum. Umarım Emir sabah sabah bardadır. Yoksa sap gibi ortada kalırdım. Altıma lacivert beyaz çizgili eteğimi giyip üzerime beyaz asklımı geçirdim. Saçlarımı su dalgası yaparak, askılı kahverengi çantamın içine telefonumu ve cüzdanımı koyup evden çıktım. Azra'lara haber vermemiştim ama sanırım sorun olmazdı.

Evin önüne çağırdığım taksi gelince taksiye binip sahilin önünde indim. Burdan sonra bar fazla uzak değildi zaten. Hem sabah havası iyi olurdu bence. Boş bulduğum bir banka otururken temiz havayı içime çekmeye başladım. Sabahın ilk saatlerinde dışarda olan bu kokuyu seviyordum. Hatta bayılıyordum. Çok farklı bir kokuydu. Bir o kadarda muhteşem. İçime çektikçe daha huzur buluyordum. Telefonumu çıkarıp sahilide arkama alarak 'Sabah sabah sahil keyfi' selfiesi çekildim. Bunu bir yere atmiycaktım tabiki.

Yanıma birinin oturmasıyla istemsizce kafamı oraya çevirdim. Pek tekin birine benzemiyordu. Korkuyla gözlerimi çevirirken ayakkabıları dikkatimi çekti. Çamurluydu. Üstüde pisti. Sanırım geceden kalmaydı. Burnuma gelen miss havanın kokusunu içki kokusu alınca yüzümü buruşturdum. Bu adam sarhoştu. Korkum giderek artmaya başlamıştı. Kalkan eteğimi elimle düzelttim. Biraz uzaklaştım. Kalkarsam peşime takılabilirdi.
Saçımda bir hareket hissettiğimde çığlığı bastım. Yanıma döndüğümde sarhoşun kolunu omzuma attığını fark ettim. Benim bağırmama gülerek "Korkma güzelim" dedi. Elini çekip "Başka yerde devam edelim istersen" diye devam etti.

Korkarak yerimden kalkıp hızla yürümeye başladım. Sabahın körü olduğu için birkaç satıcı ve spor yapanlardan başka kimse yoktu. Onlarda şu an benin yanımda yada yakınımda değildi. Kolumdan birini çekmesiyle ona döndüm.

"Hiçbir yere gidemezsin" dedi sırıtarak. Kolumu kurtarmaya çalışıp "Bırak beni" diye bağırdım. Gülerek "Sabah sabah yem bulmuşum" diyip baştan aşağı süzerek "Bide bu kadar lezzetli. Bırakır mıyım hiç?" diyerek kolumdan çekmeye başladı.

Sertçe ittirip "Bırak beni bağırırım yoksa. Bıraaaaak" diye bağırmaya başladım. Beni dinlemeden çekmeye devam ediyordu. Kolumu tutan eline vurarak "Bırak Allah'ın cezası. Bırak beni" diye bağırdım. Gözlerim dolmaya başlarken yardım istercesine etrafa bakmaya başladım. Ama kimse yoktu. Kahretmesin!

"Kız bırak diyo duymadın mı?" diyen sesle arkama döndüm. Emir. Emir burdaydı. Yanımıza gelerek "Bıraksana lan kızı" dedi sinirli bir şekilde. Adam Emir'i süzdükten sonra "Sanane lan" dedi yayvan bir şekilde. Emir'in kaşları kalkarken en son yumruğununda kalktığını gördüm. Sanırım indiği yeri hepimiz biliyoruz. Çığlık atarak geriye doğru çekildim. Emir yumruk attığından sarhoş yere düşmüştü. Doğal olarak benim kolumda kurtulmuştu.

"Şerefsiz" diye mırıldandıktan sonra yanıma gelerek "İyi misin?" diye sordu. Kolumu ovmaya devam ederken "İyim" dedim. Ardından gülerek "Teşekkür ederim" diye devam ettim. Yanımda yürümeye başlarken bende ona ayak uydurmaya çalıştım. Gülüp "Normalde beni orda bırakman gerekmiyor muydu? En son yaşadığımız kavgadan sonra" dedim.

Çocukluk Aşkım(Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin