Sabah güneşin gözümü tecavüz etmesiyle uyandım. Böyle olmaması gerekiyordu. Uyku bandım nerde benim?
* Nereye koyduysan oradadır mal.*
Hı hı sn ck blyrsn slk s.s.s. Başlama anam gibi. Ayrıca ben nerdeyim? Ha, Buse'lerdeydim demi. Peki Buse nerde? Babam böyle pasta yapmayı nerden öğrendi? Tamam sustum
"Busee uyku bandım ve sen nerdesin?"
"Ben yerdeyim sayende amip, uyku bandın içine düşmüştür."
"Ne?! Uyku bandım mi tuttum ben!"
"Keşke yutsaydin, tişörtünün altına bak beyincik."
"Tamam ya sakin. Sanki çok akıllısın."
"Evet, öyleyim. Hadi kalk okula geç kalıcaz."
Kalkıp banyoya gittiğimde aynada nur yüzlü, güzel gözlü, harika saçıyla bir afet beklemiyordum tabikisi. Yine her sabah görmeye alıştığım canavarla kesişiyordum. Herneyse rutin işleri de hallettikden sonra siyah -kısa- eteğimle bol beyaz bir tişörtü elime aldım. Tişörtü eteğin içine sokarak üstüme siyah bir hırka geçirdim. Kış mevsimine göre hava sıcak olduğu için beyaz conversleri girdikten sonra samimi düzleştirip sıfır makyajla aşağıya indim. Şimdi sen Bush'un evinde değil miydin diye soracak olursanız, ikimizinde evlerinde ortak gardırop var. Rahatsız yani. Çantamı da aldıktan sonra çoktan giyinmiş olan Buse'ye döndüm. Siyah pantolon ve beyaz tişört giymişti o da. Tişörtünün önünü pantolonun içine sokarak tarz yaratmıştı kankam. Kahvalti etmeden evde çıktık. Okul yakın olduğu için yürümeye başladık. Bugün son sınavlar vardı. Bir hafta sonrada okullar kapanıyordu. Buse ile ben inek öğrenciydik. Boş zamanlarımızda zeka sıçıyoruz. Okula vardığımızda dersin başlamasına yirmi dakika vardı. Kantine indik ve her zamankinden yemeye basladik. Kaşarlı tost, meyve suyu ve Canga. Yedikten sonra sınıfa gittik. Sınıfta aramızda kötü olduğu bir tek eski sevgililerimiz vardı. Bora ve Ömer. İkiz dingiller. Buse, Bora ile, Ömer'le de ben sevgiliydim. Kıskanılan çiftlerdendik. İkiside bize yalan söyledi ki bu hiç hoş bir davranış değil. Buse ve benim en sinir olduğumuz şey di yalan. Of, bu kadar dram yeter. Galkın hanımlar oturma mi geldik? Tamam, saçmaydı. Bugün de diğer günlerden bir farkı yoktu. Ders, tenefüs falan filan. Çıkışta da Buse'yle bizim eve doğru yürümeye başladık. Eve vardığımızda da zili çaldık, hırsısız. Kapıyı annem açtı. İçeri girmemize bile izin vermeden konuşmaya başladı.
"Kizlar! Müjdeli haberlerim var! İkinize de bir ev tuttuk. Artık beraber yaşayacaksınız. Sonunda kurtuldum senden. Sorumluluk sahibi olmayı öğreneceksiniz. Evinizi tuttuk döşedik. Ev, Avrupa yakasında. Size her ay yüklü miktarda para göndereceğim. Temizlik, yemek falan size kalmış. Yinede her ay temizlikçi gelicek evinize. Ayrı eve çıktınız diye sizi başıboş bırakacağımızı düşündüyseniz yanılıyorsunuz. Her hafta teftişe geleceğiz. Eve erkek atmak yok.zaten apartman yaşlılar kaynıyor. O biraz zor. Okulunuzu da hallettik. Özel okula gideceksiniz. Babalarının razı oldu. Bakmayın öyle aval aval geçin içeri. Ha, birde kesinlikle şaka yapmıyorum.
OMG!
Oha!
İnanamıyorum!!
"Aaaa..!" Şaka gibi ya. Şu an Buse'yle at gi i depişiyoruz, Tarzan gibi anırıyoruz. Olamaz yani. Hayalimizdi bu, eğer şaka yapiyorlarsa bizden çekicekleri var. Biz böyle hala depişirken annem bizi içeri aldı. Hala depişiyoruz, hala ve şu an bitti. Nefes almamız gerekiyordu. İkimizde 32 diş sırıtarak anneme döndük ve aynı anda konuşmaya başladık.
"Ne zaman taşınıyoruz?".
"Çipskolakilit!" Ve Sahra, Buse'ye cipskolakilit yapar. Oh yes!!
"Bir hafta sonra taşınıcaksınız. Sınavlarının da bitti zaten. Hatta şimdiden hazırlamaya başlayın, anca toparlanırsınız." Ne diyo bu kadın ya? Of rüya gibi.
"Buse, çimdikle beni."
"Zevkle."
*Harbi gerizekalısın. Benden habersiz beynini mi aldırdın sen? Kıza cipskolakilit yapmıştın.*
Ne diyon lan sen? Of ya bu kadar mallık bana bile fazla.
"Kanka, vhdjfvhr senden bjgh akıllısını görmedim gdbvdncg."
"Kes ya. Heyecandan söyledim ben onu."
"Tabii tabii."
"Durma buradayım taşınıyoruz bebek git hazırlan hadi."
"Tamam hadi bys."
Odama department atarak gittim. Elime geçen çanta, bavul ne varsa doldurdum. Odalar arası mekik dokudum. Sosyal medyada bilmeyen kalmadı. Saat kaç? 18:30. Süper. Hemen Buse'ye mesaj attım. Evin aşağısındaki parka çağırdım. Dans etmek için geniş bir alan gerek demi? Eşorfmanlarımı giyerek telefon ve anahtarımı alıp parka doğru gitmeye başladım. Karşıda da Buse'yi gördüm. Bir süre öyle bakıştık. Sonra aynı anda deli danalar gibi tepinmeye başladık. Biz buna sevinç dansı diyoruz. Yoldan geçenler bizi görünce şaşırıyorlardi haliyle. Bir ya dan bağrıyor bir yandan da depişiyorduk. Bugün ne çok depiştik ya. Bi 10 dakika sürmüştür herhalde, hatırlamıyorum. Dansımız bittiğinde de bir banka oturup neler yaşayabileceğimizi düşünmeye başladık.
Her şey çok güzel olucak.
Arkadaşlar ben daha acemi olduğum için bir kaç hata olabilir. Lütfen mazur görün.
Cipskolakilit; iki kişi aynı anda yeni kelimeyi söyledikten sonra ilk cipskolakilit diyen kişi diğerini adı söylenene kadar susmak zorundadır. Bir nevi oyun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CİPSKOLAKİLİT
ChickLitKüçüklükten beridir arkadaş olan Sahra ve Buse aynı eve çıkarlar ve filmlerden fırlama,deli dolu,saçma bir hayat yaşamaya başlarlar