Selamün aleyküm.
Sevgili okurlarım, bu kurgumunda sonuna geldik, size Emir Esved'in anlatımı ile de bir bölüm yazacağımı söylemiştim. İşte, bu bölüm onun anlatımı ile.
Sizi seviyorum,
Desteklerinizi bekliyorum,
Allah'a emanet olun.
22.11.2020
۲۳ - SON BÖLÜM
Emir Esved,
Kollarıma saçları dökülen kadın, saçları babamın cuma namazından sonra eve getirdiği akide şekerler gibi kokuyordu, gönlüme serpiştirdiği sevdası dilinden dökülmüştü daha demin. Ben ise daha dilime varamayan itirafım ile sadece yüzüne bakmıştım, o ise gözlerime kırgın kırgın bakım göğüsümde uyudu.
Kulaklarıma dolan ezan sesi ile son kez ona baktım, dakikalar öncesinde itirafı ile gönlüm ferahlamıştı. Onu ilk gördüğümden beri kaçıyordum, sanki ben kaçtıkça o beni buluyordu. Her arkama baktığımda onu görüyordum sonra ise teslim oldum.
Onun; güçlü duruşunu, esmerliğine nispeten al al yanaklarını, bana ne kadar kırılsa da yine bana gelmesini sevdim, onunla konuşmasam da beni anlamasını sevdim, her şeyini sevdim.
Bu gece o anlamasa da sevdamı kulağına her dakika fısıldadım, o ise uykusuna devam etti. Yataktan onu uyandırmadan kalktım.
Masanın üzerindeki siyah defterimden bir sayfa kopardım, milim milim sevdamı yazdım. Biliyorum, belki sevdam dilime vurmazdı fakat bir gün bu mektubumu o görecekti.
Ben sessiz bir adamım, sevdamı dilime vuramayacak kadar özgüvensiz biriyim belki de. En yakın dostuma bu ihaneti yapamazdım, onun sevdasını sırtlanıp da ona bunu yapamazdım.
Kağıdı ikiye katlayarak en sevdiğim kitabın içerisine sıkıştırdım ve gönlümü Hira'ya emanet ettim, o usul usul yatakta uyusa bile.
Kollarımı sıvayip abdest almak için banyoya doğru yürüdüm, üstüm hep o kokuyordu.
O benim Hira'mdı.
Mektup, Necip Fazıl'ın yazdığı bir şiir kitabının içerisinde sararmaya yüz tuttu. Annesi ise o şiir kitabını ve diğer kitaplarını da bir kitapevine bağışladı, Emir Esved öldüğü vakit. Sevdasına yazdığı mektup usulca kayboldu, bu sevda ise Hira'nın gönlünde yük olmaya devam etti.
Şimdi günlerden bir pazar, pencerenin önünde Fesleğen ve Karanfil solmaya yüz tutmuş sulanmamaktan, pencerenin camı kapalı ve yine hava yağmurlu.
Hira ise kendi evinde sabah erken kalkıp ilkokul çağındaki çocuğuna beslenme hazırlıyor. Başını kaldırıyor kapıdan çıkmak üzere olan eşini görüyor, onu uğurluyor ve çocuğuna beslenmesini veriyor.
Bir süre sonra yıllardan beri gitmediği mezarlık aklına geliyor, ayaklanıyor ve feracesini giyiyor.
Mezarlığının köşesinde içli içli ağlayan Aybüke'yi görüyor, kendi kendine mırıldanıyor;
"Ben senin gibi sevemedim, sevdamı sırtlanıp kalkamadım."
Sonra ise hayatına devam ediyor...
...
"Hüzün ağır gelir yüreğe,
Ama en güzel duayı ettirir."Cahit Zarifoğlu
.
Sonuna karar veremedim ama asla, bu yazdıklarımdan sevmenin unutmamak olduğunu anlamayın.
Evet Aybüke, sevmiş olabilir fakat kalbini sadece bir kulu koyarsan kalbin çürür, o kalp de Allah olmadığı sürece hepimizin kalbi çürümeye mahkum.
Aybüke'nin kalbi çürüdü, çünkü bu dünyanın gayesini kavrayamadı ve acı çekmeye devam ediyor.
Sizi seviyorum,
Bu kurgum bittiği için artık Mûtenâ ve Gupse isimli 2 kurguma devam edeceğim, haberiniz olsun.
Kendinize güzel bakın,
En güzele emanetsiniz.
Selam ve dua ile :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yolumdaki Hira - Tamamlandı
Espiritual"Her insanın inzivaya çekildiği bir Hira'sı olmalı." Sesini her duyduğumda göğüsümde oluşan minik sancıların sebebi, iki gece karası göz. Kısa cümlelerin büyük adamı. ● 30.10.2020 - 22.11.2020 Spiritüel #2 - 22.01.2021